31 Ekim 2010 Pazar

Hagi'yle yeni sayfa..

-NOTLAR.. NOTLAR.. NOTLAR-
Spor Toto Süper Lig'in 10. haftasında Medical Park Antalyaspor'u ağırlayan Galatasaray'da teknik direktör Gheorghe Hagi, yaklaşık 5,5 yıl sonra Ali Sami Yen'de taraftarların karşısına çıktı.

Frank Rijkaard'la yollarını ayırmasının ardından göreve tekrar getirilen ve ilk maçında Fenerbahçe derbisinde takımı yöneten Gheorghe Hagi, 1984 gün sonra yeniden Ali Sami Yen Stadı'nda sarı-kırmızılı takımın başında yer aldı.

Galatasaray'da futbol oynadığı dönemde kazanılan başarıların en büyük mimarlarından biri olarak gösterilen ve Fatih Terim'in yerine 2003-2004 sezonunun son 7 haftasında göreve gelen Gheorghe Hagi, 2004-2005 sezonunun son haftasında Denizlispor'u Ali Sami Yen Stadı'nda 4-0 yenmelerinin ardından istifa etmişti.
Galatasaray taraftarları da Hagi ile yeniden buluşmanın coşkusunu yaşadı. Ali Sami Yen Stadı'nın kapalı tribününe oldukça büyük bir ''Senden kalan bir anı bu. Alır beni götürür sevgi dolu yıllara'' yazılı pankart asılırken, maç öncesi tribünlere çağrılan Rumen teknik adama, ''I love you Hagi'' (Seni seviyoruz Hagi) tezahüratları yapıldı.

-KALE YİNE UFUK'A EMANET-
Galatasaray'ın Ankaragücü ile yaptığı ve 4 gol birden yenilen maçta kırmızı kart gören, serilediği performansla da eleştirilerin hedefi olan kaleci Ufuk, Medical Park Antalyaspor karşısında yeniden kaleyi devraldı.

Derbi maçta forma giyen Aykut'un sakatlığı nedeniyle kadroda yer alamaması nedeniyle teknik direktör Hagi'nin ilk 11'deki tercihi Ufuk oldu. Kaleci Aykut, çarşamba günü yapılan antrenmanda ters bir şekilde düşmesinin ardından belinden sakatlanmıştı.

-ESİKLER BİTMİYOR-
Sarı-kırmızılı takımın Medical Park Antalyaspor ile yaptığı maçta yine eksik futbolcuların çokluğu dikkat çekti.

Gribal enfeksiyon geçiren Elano, sakatlıkları bulunan Aykut, Baros, Kewell, Aydın, Gökhan Zan ve Arda ile sarı kart cezalısı olan Ayhan, bu mücadelede takımdaki yerlerini alamadılar.

-PİNO YİNE FORVETTE-
Teknik direktör Hagi, mecburi nedenlerden dolayı takımda yer alamayan oyuncular dışında, Fenerbahçe derbisindeki takımını değiştirmedi.

Fenerbahçe derbisindeki oyunuyla alkış toplayan Pino'yu yine forvette görevlendiren Rumen teknik adam, Aykut, Ayhan ve Elano'nun yokluğunda, Ufuk, Barış ve Serkan'ı bu kez ilk 11'e aldı.
Hagi'nin Mehmet Batdal'a yine yedekler arasında yer vermesi dikkati çekti.

-SABRİ'YE SEVGİ SELİ-
Galatasaray'ın, Fenerbahçe ile yaptığı derbi maçın sonrasında, Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'nda sarı-kırmızılı taraftarlara ''Üçlü'' çektirmesiyle gündeme gelen Sabri Sarıoğlu, Ali Sami Yen Stadı'nda sevgi gösterileriyle karşılandı.

Tribünlere çağrılarak alkışlarla karşılanan Sabri'ye, Ali Sami Yen Stadı'nda taraftarlarca ''Üçlü'' çektirildi.

-34 GÜN SONRA 3 PUAN-
Medical Park Antalyaspor'u 2-1 yenen Galatasaray, ligde 34 gün sonra galibiyetle tanıştı.
Ligde üst üste aldığı kötü sonuçlarla bir türlü istediği performansa yaklaşamayan Galatasaray takımı, Gheorghe Hagi yönetiminde çıktığı ikinci maçından galibiyetle ayrılmayı başarırken, üst üste 3 maçtır süren galibiyet hasretine de son verdi ve 10. hafta sonunda puanını 16'ya yükseltti.

Sarı-kırmızlı takım, 26 Eylül'de Ali Sami Yen Stadı'nda İstanbul Büyükşehir Belediyespor'u 3-1 yenmesinin ardından, Kardemir Karabükspor'a 2-1, Ankaragücü'ne ise 4-2 yenilirken, derbi maçta Fenerbahçe ile 0-0 berabere kalmıştı.

-ÖMER ÇATKIÇ'A BÜYÜK ÖFKE-
Medical Park Antalyaspor kalecisi Ömer Çatkıç, Ali Sami Yen Stadı'nda yine tepkilerin hedefi oldu.

Yıldızı sarı-kırmızılı taraftarlarla bir türlü barışmayan Ömer Çatkıç'ın maç içinde ayağına her top gelişinde tribünlerden ıslıklar yükselirken, soyunma odasına gidişi sırasında da yine oyuncuya tepkiler gösterildi

-MEDİCAL PARK ANTALYASPOR, BU KEZ İSTANBUL'DAN BOŞ DÖNDÜ-
Galatasaray, Medical Park Antalyaspor'a uzun bir aradan sonra İstanbul'da yenilgi yaşattı.

Rakibine karşı İstanbul'daki son galibiyetini 2-1'lik skorla 2001-02 sezonunda yaşatan sarı-kırmızılı ekip, 2006-07 ve 2008-09 sezonlarında 1-1 berabere kalıp, 2009-10 sezonunda ise 2-1'lik skorla mağlup olmuştu.

Öte yandan, ligde geride kalan 10 haftada 3 mağlubiyet alan Medical Park Antalyaspor'un, bu yenilgileri Fenerbahçe, Beşiktaş ve son olarak da Galatasaray'dan alması dikkat çekti.

-VE MAÇ-

-GALATASARAY: 2 - MEDİCAL PARK ANTALYASPOR: 1

Stat: Ali Sami Yen

Hakemler: Bünyamin Gezer xx, Alpaslan Dedeş xx, Orkun Aktaş xx

Galatasaray: Ufuk xx, Serkan xx (Dk. 43 Ali Turan xx), Neill xx, Servet xxx, Hakan Balta xx (Dk. 71 Insua xx), Sabri xx, Barış xx, Cana xx (Dk. 60 Emre x), Mustafa Sarp xx, Misimovic xx, Pino xxx

Medical Park Antalyaspor: Ömer xx, Erkan x, Radeljic xx, Musa xx, Yenal x, Kerem x, Sedat xx, Uğur xx, Tita xx, Necati x (Dk. 55 Ali Zitouni xx), Veysel xx (Dk. 76 Djiehoa x)

Goller: Dk. 31 Servet, Dk. 34 Pino (Galatasaray), Dk. 55 Musa (Medical Park Antalyaspor)

Sarı Kartlar: Dk. 21 Yenal, Dk. 24 Uğur, Dk 27 Radeljic (Medical Park Antalyaspor), Dk. 42 Serkan, Dk. 60 Ali Turan, Dk. 74 Misimovic, Dk. 90 Barış (Galatasaray)

:: MAÇTAN DAKİKALAR ::
4. dakikada gelişen Galatasaray atağında ceza yayı önünde topla buluşan Sabri'nin şutunda top üstten auta çıktı.

10. dakikada sağ kanatta topla buluşan Sabri, ceza alanına ortasını yaptı. Gelişine sert vuran Misimovic'in şutunda top kaleci Ömer'de kaldı.

18. dakikada Medical Park Antalyaspor, Tita ile önemli bir fırsattan yararlanamadı. Sedat derinlemesine pasında topu ceza alanı önünde bulunan Necati'ye, Necati de kendisinden daha uygun durumda olan Tita'a aktardı. Tita'nın sol çaprazdan yerden vuruşunda köşeye giden topu kaleci Ufuk kurtardı.

31. dakikada Galatasaray'ın golü geldi. Sağ kanattan Misimovic'in kullandığı korner atışında ceza alanında iyi yükselen Servet'in kafa vuruşunda top ağlara gitti: 1-0

34. dakikada Galatasaray farkı 2'ye çıkardı. Sabri'nin sağdan ortasında savunmadan seken topu önünde bulan Pino, sert bir vuruşla topu ağlara gönderdi. 2-0

36. dakikada Galatasaray mutlak bir golden oldu. Sol kanattan gelişen atakta Pino, topu arka direkteki Misimovic ile buluşturdu. Bu oyuncunun kale önüne doldurduğu topa arka direkte Neill vuramayınca, top auta çıktı.

45+1. dakikada Antalyaspor'dan Uğur'un ceza alanı dışından sert şutunu kaleci Ufuk, kornere çeldi.

48. dakikada Misimovic'in sağdan kullandığı korner atışında ceza alanında iyi yükselen Servet'in kafa vuruşunda top üstten auta çıktı.

49. dakikada Galatasaray sağdan bir korner atışı daha kazandı. Misimovic'in kullandığı atışta bu kez ön direkteki Neill kafayı vururken, meşin yuvarlak yandan auta çıktı.

51. dakikada gelişen Antalyaspor atağında Erkan'ın sağdan ortasında Veysel'in kafa vuruşunda top kaleci Ufuk'ta kaldı.

56. dakikada Antalyaspor'un golü geldi. Sedat'ın savunmanın arkasına attığı topta Galatasaray savunması ofsayt düşüncesiyle duraklarken arkaya sarkan Musa'nın aşırtma vuruşunda top kaleci Ufuk'un müdahalesine rağmen ağlarla buluştu: 2-1

66. dakikada Antalyaspor atağında Veysel pasını Kerem'e aktardı. Bu oyuncunun vuruşunda top üstten auta çıktı.

70. dakikada Pino'nun pasıyla topla buluşan Misimovic'in sağ çaprazdan vuruşunda top az farkla auta çıktı.

77. dakikada Misimovic'in sağdan kullandığı serbest atışta ceza alanında iyi yükselen Servet'in kafa vuruşunda topu kaleci Ömer, kornere çeldi.

87. dakikada Misimovic'in kaptığı topla gelişen Galatasaray atağında ceza alanına girerken Pino pasını Misimovic'e aktardı. Bu oyuncunun vuruşunda, kaleci Ömer'den dönen topu savunma uzaklaştırdı.

89. dakikada Antalyaspor gole yaklaştı. Djiehoua'nın pasında ceza alanında topla buluşan Ali Zitouni'nin vuruşunda top üstten auta çıktı.

Galatasaray, karşılaşmadan 2-1 galip ayrıldı.

KAYNAK : http://www.ajansspor.com/futbol/superlig/h/20101030/hagiyle_yeni_sayfa.html

Türkiye :3 - Dominik Cumhuriyeti :2 - Voleybol Maçı

Zor da olsa Sultanlar..
TÜRKİYE: 3 - DOMİNİK CUMHURİYETİ: 2
Salon: Osaka Belediye Merkez

Hakemler: Gad Eizikovits (İsrail) xxx, Carlos Cimino (Brezilya) xxx

Türkiye: Eda xxx, Naz xxx, Bahar xxx, Neriman xxx, Neslihan xxxx, Esra xxx (Gülden xxx, Gizem xx, Gözde xx)

Dominik Cumhuriyeti: Rivera xxxx, Valdez xxx, Echenique xxx, Cabral De La Cruz xxx, Eva Mejia xxxx, Nunez xx (Castillo xxx, Binet xx, Burgos x, Rondon x, Marte x)

Setler: 25-20, 25-14, 23-25, 23-25, 17-15

Süre: 119 dakika (22, 22, 28, 27, 20)

Karşılaşmaya iyi bir başlangıç yapan (A) Milli Takım, ilk teknik molaya 8-6 önde girdi. Rakibinin set boyunca öne geçmesine izin vermeyen (A) Milliler, 2. teknik molayı da 16-10'luk açık farkla önde geçti. Bir ara fark 2 sayıya kadar inse de (21-19) Türkiye, bu setten 25-20 galip ayrıldı.

Dominik Cumhuriyeti'nde, ilk seti kaybetmenin verdiği moral bozukluğu oyuncuların performansına yansıdı. 2. sette bir türlü organize olamayan Dominikli oyuncular, savunma ve hücumda istediklerini yapamadı. Türkiye, ilk teknik molasını 8-4, 2. teknik molasını ise 16-8 önde geçtiği seti 25-14 önde tamamladı.

Üçüncü sette hücumda Rivera ile etkili olmaya başlayan Dominik Cumhuriyeti, ilk kez bu sette öne geçmeyi başardı: 1-2 Setin ilk teknik molası 8-3, ikinci teknik molası da 16-13 Türkiye'nin üstünlüğüyle geçildi. Bu dakikadan sonra (A) Milli Takım iyi hücum yapamadı. Bu fırsatı değerlendiren Dominik Cumhuriyeti 20-20 eşitliği yakaladı. Türkiye, setin kalan dakikalarında üst üste hatalar yapınca 3. set 25-23 Dominik Cumhuriyeti'nin oldu.

Motivasyonu ve konsantresi iyice düşen Ay-yıldızlı ekip, 4. sette rakibinin direncini bir türlü kıramadı. Oyuncularının neredeyse tamamını oyuna sokan Brezilyalı antrenör Kwiek Marcos, sürekli değişiklik yaparak takımını canlı tutmayı başardı. (A) Milli Takım, ilk teknik moladan 8-6, ikinci teknik moladan ise 16-13 geride ayrıldı. Skorda üstünlüğü çok geç yakalayan Türkiye, Neslihan ve Naz'ın smaç servislerden kazandığı sayılarla kendine gelir gibi olsa da bu seti de 25-23 rakibine kaptırdı.

Son sette ilk teknik molayı 8-7 önde bitiren (A) Milli Takım, 10-8 öndeyken üst üste yaptığı basit hatalarla 12-10 geriye düştü. Türkiye, son derece çekişmeli geçen kalan bölümde Eda'nın başarılı smaçlarıyla seti 17-15, maçı da 3-2 kazanmayı başardı.

Türkiye, dünya sıralamasında 11. olan Dominik Cumhuriyeti ile tarihindeki 7. maçında, 5. galibiyetini almış oldu.

Şampiyonada grup maçlarına, 1 günlük aranın ardından 2 Kasım Salı günü devam edilecek. Türkiye, grubundaki 4. maçını Salı günü TSİ 06.30'da Kanada ile yapacak.


KAYNAK :http://www.ajansspor.com/voleybol/millitakim/h/20101031/zor_da_olsa_sultanlar.html

29 Ekim 2010 Cuma

Bursaspor - Fenerbahçe Maçı

maç 1-1 bitmiştir.

Krylya Sovetov vs Rubin Kazan

maçı kryla sovetov kazanmıştır

Kartal gruplara ''uzadı''!

Beşiktaş'ın Ziraat Türkiye Kupası play-off turunda Mersin İdmanyurdu ile yaptığı maçta Yusuf Şimşek ve Fatih Tekke, bu sezon ilk kez ilk 11'de sahaya çıkma şansı buldular.

Siyah-beyazlı takıma geldiği 2008-2009 sezonunda oynadığı futbol ve attığı gollerle şampiyonlukta büyük pay sahibi olan, ancak önce formsuzluk ve ardından uzun süreli sakatlık nedeniyle takımından uzak kalan Yusuf, Mersin İdmanyurdu karşısında bu sezon ilk kez resmi bir maçta forma giydi. Yusuf, ayrıca uzun bir aradan sonra ilk kez ilk 11'de yer aldı.

Beşiktaş'ta ilk 11 heyecanını bu sezon ilk kez yaşayan bir diğer oyuncu Fatih Tekke oldu. Transfer olduğu günden beri sakatlıkla boğuşan ve yeni yeni kendisini toparlayan Fatih, siyah-beyazlı formayla ilk 11'deki ilk maçında Mersin İdmanyurdu'na karşı mücadele etti. Tecrübeli oyuncu, sakatlığının ardından ilk resmi maçına Spor Toto Süper Lig'de Kayserispor karşısında çıkmıştı.

Bu oyuncuların yanı sıra en son ligde 2. haftada İstanbul Büyükşehir Belediyespor ile yapılan maçta ilk 11'de forma giyen Ersan Gülüm de uzun bir aradan sonra teknik direktör Bernd Schuster tarafından ilk 11'de sahaya sürüldü.

-ERNST YOK, İBRAHİM ÜZÜLMEZ VE İBRAHİM TORAMAN YEDEK-
Sezon başından beri yoğun bir tempo yaşayan Beşiktaş'ta teknik direktör Schuster, üst üste maçlarda oynatmak zorunda kaldığı tecrübeli oyuncuları İbrahim Üzülmez, İbrahim Toraman ve Fabian Ernst'i Mersin İdmanyurdu karşısında dinlendirdi.

Alman teknik adam, Ernst'i kadroya almazken, İbrahim Üzülmez ve İbrahim Toraman'ı ise yedek soyundurdu.

Kayserispor karşısında ilk 11'de sahaya çıkan genç oyuncu Onur Bayramoğlu da yine bugünkü maçta yedeğe çekildi.

Ernst'in yanı sıra Nobre, Nihat, Cenk ve Rıdvan da maç kadrosuna alınmadılar.

-HAKAN ARIKAN KADRODA-
Spor Toto Süper Lig'de Kayserispor ile deplasmanda yapılan maçta kadroya dahil edilmeyen ve İstanbul'da bırakılan Hakan Arıkan, Mersin İdmanyurdu karşısında tekrar kadroya girme şansı yakaladı.

Hakan, bugünkü maçta yedek oyuncular arasında yer aldı.

-SAKATLAR BİR BİR GELİYOR-
Sezona iyi başlayan, ancak özellikle sakat oyuncuların çokluğu nedeniyle son haftalarda büyük düşüş yaşayan Beşiktaş'ta sakat oyuncular yavaş yavaş iyileşerek kadroya girmeye başladı.

Kayserispor maçında Guti'ye kavuşan siyah-beyazlı takımda bugün de sakatlığı geçen Erhan Güven, Schuster tarafından 18 kişilik maç kadrosuna alındı.

Bu arada Holosko ve Necip de yedek soyundular.

-KAPTAN RÜŞTÜ-
Beşiktaş'ta Mersin İdmanyurdu karşısında sahaya kaptan olarak kaleci Rüştü çıktı.

İbrahim Üzülmez, İbrahim Toraman'ın ve Nobre'nin yokluğunda kaptanlık görevini bu akşam tecrübeli kaleci Rüştü yerine getirdi.

-TARAFTAR İLGİ GÖSTERMEDİ-
Beşiktaş'ın Ziraat Türkiye Kupası play-off turunda Mersin İdmanyurdu ile yaptığı maça siyah-beyazlı taraftarlar fazla ilgi göstermedi. Soğuk ve yağışlı bir havada oynanan karşılaşmayı 7 bin civarında siyah-beyazlı taraftar izlerken, az sayıdaki Mersin İdmanyurdu taraftarı da kendilerine ayrılan bölümde maçı takip etti.
Beşiktaşlı taraftarlar, transferi gündemde olan Allen Iverson lehine de tezahürat yaptılar.

Yıldız oyuncuların gündemde olduğu dönemlerde tezahüratlarıyla yönetime destek veren taraftarlar, aynı desteği bu sefer Allen Iverson'ın alınması için gösterdiler.

Beşiktaşlı taraftarlar, ''Beşiktaş'ın çocuğu Allen Iverson'' şeklinde tezahüratta bulundular.

Taraftarlar, maç öncesi teknik direktörleri Bernd Schuster lehine tezahürat yaptılar. Siyah-beyazlılar, Alman çalıştırıcıyı tribüne çağırırken, Schuster yedek kulübesinde kaldı.

BEŞİKTAŞ: 3 - MERSİN İDMANYURDU: 0

Stat
FİYAPI İnönü

Hakemler
Aytekin Durmaz xx, Muharrem Yılmaz xx, Bahtiyar Birinci xx

Beşiktaş
Rüştü xx, Hilbert xx, Ersan xx, Zapotocny xx, İsmail xx, Tabata xx, Fink x (Dk. 64 Holosko x), Guti xxx, Yusuf x (Dk. 77 Onur xx), Bobo xxx, Fatih x (Dk. 64 Necip xx)

Mersin İdmanyurdu
Eser xx, Mustafa xx, Mehmet xx (Dk. 102 Yunus x), Hasan x, Fuat xx, Erdal xx (Dk. 70 Boum x), Nurullah xx, Sertaç xx, Hüseyin x, Fatih x, Şehmus x (Dk. 81 Bujor x)

Goller
Dk. 100 Guti, Dk. 102 ve 113 Bobo (Beşiktaş)

Kırmızı Kart
Dk. 84 Hasan (Mersin İdmanyurdu)

Sarı Kart
67 Nurullah, Dk. 90 + 2 Eser (Mersin İdmanyurdu), Dk. 101 Necip (Beşiktaş)

:: MAÇTAN DAKİKALAR ::
Ziraat Türkiye Kupası play-off turunda Beşiktaş, Bank Asya 1. Lig takımlarından Mersin İdmanyurdu'nu uzatmaya giden maçta 3-0 yenerek gruplara kaldı.

Maçın ilk yarısı 0-0 beraberlikle tamamlandı.

10. dakikada İsmail'in soldan ortasında ceza alanı içinde arka direkte topla buluşan Fatih'in kafa vuruşunda, kaleci Eser son anda çizgi üstünde meşin yuvarlağı kornere çeldi.

14. dakikada Fatih'in ara pasında ceza alanı içinde topla buluşan Tabata'nın dönerek sert şutunda, meşin yuvarlak direği sıyırarak auta gitti.

23. dakikada Guti'nin ara pasıyla ceza alanı içinde sol çaprazda topla buluşan İsmail'in sert şutunda, meşin yuvarlak kaleci Eser'den döndü. Dönen topu önünde bulan Tabata'nın kafa vuruşunda ise kaleciyi geçen meşin yuvarlağı savunma uzaklaştırdı.

32. dakikada Hilbert, topla sağdan ceza alanına girdiği anda altıpasta boş pozisyonda Fatih'i gördü. Ancak Fatih'in müsait pozisyonda ayak koyamadığı meşin yuvarlak, kaleye paralel bir şekilde tehlikeli bölgeden uzaklaştı.

Karşılaşmanın ilk yarısı da 0-0 beraberlikle sona erdi.

56. dakikada Guti'nin ara pasında topla buluşan Bobo, ceza alanına girdiği anda kaleciyle karşı karşıya kaldı. Ancak Bobo'nun şutunda, meşin yuvarlak kaleci Eser'den döndü. Savunma daha sonra tehlikeyi uzaklaştırdı.

70. dakikada Hilbert'in sağdan yerden pasında arka direkte boş pozisyonda topu bekleyen Bobo, savunmanın müdahale ettiği meşin yuvarlağı kaleye gönderemedi ve top kornere gitti.

90 artı 3. dakikada Guti'nin pasında solda müsait durumda topla buluşan Holosko, meşin yuvarlağı ayağından açınca kaleci Eser topa sahip oldu.

97. dakikada Onur'un ceza alanı önünden sert şutunda, top direğin dibinden auta gitti.

100. dakikada Guti'nin ceza alanı önünden sert şutunda, savunmaya çarpan top filelere gitti ve Beşiktaş 1-0 öne geçti.

102. dakikada İsmail'in soldan yerden ortasında ceza alanı içinde topla buluşan Bobo, meşin yuvarlağı filelere göndererek farkı 2'ye çıkardı: 2-0

113. dakikada Onur'un ceza alanı içinde sağdan ortasında altıpasta topla buluşan Bobo, meşin yuvarlağı bu sefer kafayla ağlara gönderdi ve takımını 3-0 öne geçirdi.


Beşiktaş, uzatmaya giden maçta rakibini 3-0 mağlup ederek adını gruplara yazdırdı.


KAYNAK : http://www.ajansspor.com/futbol/turkiyekupasi/h/20101028/kartal_gruplara_uzadi.html

YAŞASIN CUMHURİYETİMİZ!

AjansSpor.com olarak diyoruz ki: Ulu Önder Atatürk'ün bizlere emanet ettiği ve sahip olduğumuz en büyük değerimiz "Cumhuriyetimize" sahip çıkalım.

Türkiye Cumhuriyeti tarihi, Osmanlı İmparatorluğu'nun temelleri üzerine Atatürk ve silah arkadaşları tarafından inşa edilmiş bir devlet olan Türkiye Cumhuriyeti'nin Kurtuluş Savaşı ile başlar.

Bu yeni rejim I. Dünya Savaşı sonrasında yenik düşen ve toprakları paylaşılan Osmanlı Devleti'nin son ordusu ve milis kuvvetlerinden oluşan Kuvayi Milliye denilen bir halk direnişinin Atatürk tarafından organize edilerek işgalci devletlere karşı konularak kurulmuştur.

Türkiye Cumhuriyeti’nin temel nitelikleri, Lozan Antlaşması'nda da yer almıştır. Buna göre, ülkesi ve ulusuyla bölünmez bir bütün oluşturan Türkiye’de yaşayan ve Türk devletine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes eşit ve aynı haklara sahip Türk ulusunu oluşturmaktadır.

Saltanatın kaldırılmasının ve Lozan Antlaşması'nın ardından TBMM'de en çok tartışılan konulardan biri olan yeni devletin niteliği sorunu Mustafa Kemal Paşa'nın 28 Ekim gecesi İsmet İnönü'yle, devletin niteliğinin cumhuriyet olduğunu saptayan bir yasa tasarısı hazırlaması ile son buldu. 29 Ekim 1923 günü;
"Hakimiyet kayıtsız ve şartsız milletindir. İdare usulü halkın mukadderatını bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına dayanır. Türkiye Devletinin hükümet şekli Cumhuriyettir" esasına dayalı olarak Cumhuriyet ilan edildi ve yeni Türk Devleti'nin adı artık Türkiye Cumhuriyeti'dir.

Türk milletinin karakterine ve adetlerine en uygun olan idare, Cumhuriyet idaresidir (1924).

Cumhuriyet rejimi demek, demokrasi sistemiyle devlet şekli demektir(1933).

Cumhuriyet, yüksek ahlaki değer ve niteliklere dayanan bir idaredir. Cumhuriyet faziletti (1925). Birinci Dünya Savaşını takiben yıllar süren bağımsızlık savaşından sonra, Osmanlı İmparatorluğu enkazı üzerine, yine Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde, 85 yıl önce 29 Ekim 1923'te Türkiye Cumhuriyeti kuruldu. Cumhuriyetin ilanını Türk ulusunu geçmişin karanlıklarından 20. yüzyıla taşıyacak bir seri devrimler takip etti. Cumhuriyet ilanı ve Türk Devrimi, yalnız Türk ulusu için değil, yalnız geri bırakılmış uluslar için de değil, bütünüyle uygar insanlık için dikkatle üzerinde durulmaya değer bir devrimdir. Türk Devrimi, tarihimizin en karanlık anında bize, Türk ulusuna, yepyeni bir yaşam ve umut getirdi; bize güç sağladı ve kendimize güven duygusunu verdi; bizi, Türk ulusunu, yalnız bağımsızlık yoluna değil, çok daha değerli, çok daha ender ve bağımsızlığın da gerçek güvencesi olan özgürlük yoluna sağlam bir biçimde soktu.

Mustafa Kemal ATATÜRK olanları şöyle özetliyordu:
"Uçurumun kıyısında, yıkık bir ülke... Türlü düşmanlarla kanlı boğuşmalar....Yıllarca süren savaş... Ondan sonra, içerde ve dışarda saygı ile tanınan yeni yurt, yeni toplum, yeni devlet ve bunları başarmak için aralıksız devrimler... İşte Türk genel devriminin bir kısa anlatımı"
"Bugüne değin kazandığımız başarı, bize ancak ilerleme ve uygarlığa doğru bir yol açmıştır. Yoksa ilerleme ve uygarlığa daha ulaşılmış değildir. Bize ve gelecek kuşaklara duşen ödev, bu yol üzerinde duraksamaksızın ilerlemektir."
"Devrimin hedefini kavramış olanlar, onu korumayı her zaman başaracaklardır."

Atatürk'ü sevmek, O'nu tanımak ve anlamakla olur. Anlamak için de O'nun düşüncelerini, hayat görüşünü, kişiliğinin belirgin özelliklerini, ilkelerini ve devrimlerini bilmek gerekir. Aynı şekilde, Cumhuriyetin değerini anlamak için, onun ne şartlarda, nelere rağmen ve ne pahasına getirildiğini bilmek gerekir. Öyle ki, Cumhuriyet tarihini öğrendikten ve devrimlerin öncesini, amaçlarını ve getirdiklerini değerlendirdikten sonra, Türkiye'nin parçalanmasi için sahnelenen oyunlara, Türkiye'nin çıkarlarına karşı girişilen planlara karşı hiç bir Türk'ün seyirci ve duyarsız olacağı düşünülemez.



KAYNAK : http://www.ajansspor.com/ajansspor/gnel/h/20101029/yasasin_cumhuriyetimiz.html

Kupada gruplar belli oluyor..

Futbol Federasyonundan yapılan açıklamaya göre, Ataköy Olimpiyatevi'nde saat 13.00'de gerçekleştirilecek kura çekimine, gruplarda yer alacak 20 kulübün temsilcileri ile Futbol Federasyonu ve Ziraat Bankası yöneticileri katılacak.

Geçen sezon Süper Lig'i ilk 3 sırada tamamlayan Bursaspor, Fenerbahçe ve Galatasaray ile 2010 Ziraat Türkiye Kupası şampiyonu Trabzonspor, grup kuralarına direkt katılacak. Play-off turu maçları sonunda rakiplerini eleyen Beşiktaş, Beypazarı Şekerspor, Gençlerbirliği, Konya Torku Şekerspor, Büyükşehir Belediyespor, Gaziantepspor, Denizlispor, Ankaragücü, Bucaspor, Manisaspor, Gaziantep Büyükşehir Belediyespor, Kırıkhanspor, Medical Park Antalyaspor, Kasımpaşa, Karşıyaka ve Yeni Malatyaspor tur atlayarak gruplara kaldı.

KAYNAK : http://www.ajansspor.com/futbol/turkiyekupasi/h/20101029/kupada_gruplar_belli_oluyor.html

Hiddink düğmeye bastı!

A Milli Takımı’nda adeta devrim yapacak olan Hiddink’in, 7 yeni gencin yanında, Trabzonsporlu Serkan Balcı’yı da davet edeceği öğrenildi

Azerbaycan yenilgisinden sonra gençleştirme operasyonu için düğmeye basan A Milli Takım Teknik Direktörü Guus Hiddink, 7 yeni oyuncuya milli takım kapısını açmaya hazırlanıyor. Geçen hafta Türkiye’ye gelerek Trabzonspor-Gençlerbirliği, Fenerbahçe-Galatasaray ve Kayserispor-Beşiktaş maçlarını izleyen Hiddink’in hazırlık maçlarında forma vermeyi planladığı isimleri yardımcısı Oğuz Çetin’e ilettiği ve yokluğunda bu futbolcularla ilgili istatistiklerin hazırlanmasını istediği öğrenildi.

Hiddink’in ilk etapta, Kayserispor’dan Hasan Ali Kaldırım ve Serdar Kesimal, İstanbul Büyükşehir Belediyespor’dan Gökhan Süzen, Trabzonspor’dan Serkan Balcı, Gaziantepspor’dan Orhan Gülle, Kasımpaşaspor’dan Yekta Kurtuluş, Nürnberg’den Mehmet Ekici ve Eskişehirspor’dan Batuhan Karadeniz’i hazırlık maçlarında kadroya davet edeceği bildirildi.

Ekici’ye özel takip
A Milli Takımı’nın Avrupa Şampiyonası grup elemelerine hazırlık amacıyla 17 Kasım ve 8 Şubat’ta oynayacağı maçlarda takibe aldığı genç oyunculara şans vermeyi düşünen Hollandalı teknik adamın, sezon başında Bayern Münih’den Nürnberg’e kiralanan 20 yaşındaki Mehmet Ekinci ile yakından ilgilendiği ve genç futbolcuyu bizzat arayarak kendisini ay-yıldızlı forma altında görmek istediği kaydedildi.

Hiddink’in futbolunu çok beğendiği Colin Kazım’ın durumu ise Fenerbahçe’de göstereceği performansa bağlı. Genç futbolcuyu takımda düşünen Hiddink’in,takımında süreklilik göstermesi durumunda 17 Kasım’daki hazırlık maçında forma giyebileceği belirtildi.

Almanya ve Azerbaycan maçı kadrolarında yer alan bazı oyuncularla yollarını ayırmaya hazırlanan Guus Hiddink’in Tuncay Şanlı’ya bir kez daha şans vermeyi düşündüğü, Nihat Kahveci, Hakan Balta, Gökhan Zan gibi isimlerle ise vedalaşmaya hazırlandığı, ancak bu konudaki kararının netleşmediği ileri sürüldü.

SERKAN BALCI
2007 yılında Fenerbahçe’den Trabzonspor’a transfer olan deneyimli oyuncu 1983 doğumlu. Son olarak 19 Kasım 2008’de Avusturya ile oynanan hazırlık maçında Fatih Terim tarafından kadroya alındı.

GÖKHAN SÜZEN
1987 doğumlu Gökhan 2006 yılından beri İstanbul B.B. forması giyiyor. Galatasaray alt yapısından yetişti. Hiç milli olmadı.

YEKTA KURTULUŞ
1985 doğumlu. İzmirspor alt yapısından yetişti, 2007’de Kasımpaşa’ya transfer oldu. Bugüne dek hiç milli olmadı.

ORHAN GÜLLE
Esenlerspor ve Beşiktaş alt yapısından yetişen 1992 doğumlu Orhan sezon başında Gaziantepspor’a transfer yaptı ve ilk kez profesyonelliğe adım attı.

Batuhan Karadeniz
1991 doğumlu olan genç oyuncu Beşiktaş alt yapısından sivrildi. 2’si A milli olmak üzere 60 kez milli göreve davet edildi.

HASAN ALİ KALDIRIM
Sezon başında Kayserispor’a transfer oldu. U-19 ve U-21 milli takımlarında 14 kez görev yaptı. 21 yaşındaki genç oyuncu Neuwield doğumlu, gurbetçi bir ailesinin çocuğu.

SERDAR KESİMAL
1989 Köln doğumlu... Geçen yıl Kayserispor’a geldi. 18 kez U-21 milli takımı forması giydi.

MEHMET EKİCİ
Münih doğumlu. Kariyerine Unteraching takımında başladı. 1997 yılında Bayern Münih alt yapısına geçti. Sezon başında Nürnberg’e kiralandı.

KAYNAK : http://www.ajansspor.com/euro2012/elemegruplari/h/20101029/hiddink_dugmeye_basti.html

Büyük damping!

Fenerbahçe'ye transfer olduğu günden bu yana istenileni veremeyen Daniel Güiza yaşadığı uzun sakatlık sonrası yıllık ücretinde indirim yapılmasını kabul etti.

İspanya'daki tedavisini tamamlayıp geri dönen yıldız oyuncunun iki yıldır takıma fazla katkı sağlamaması, bu sezonun da yarısını oynamadan geçecek olması yönetimi harekete geçirdi. İspanyol medyası yıllık 3.5 milyon euro kazanan Güiza'nın ücretinde yüzde 40'lık bir düşüşün planlandığını ve karşılıklı görüşmelerin olumlu sonuçlandığını ileri sürdü.

Golcü oyuncunun bundan böyle yıllık 2 milyon euroya top koşturacağı belirtilirken, Güiza'nın bu gelişmeyi kesinlikle problem yapmadığı, aksine Fenerbahçe Yönetimi'ne kendisine gösterdikleri anlayış ve sabırdan dolayı teşekkür ettiği kaydedildi.

Sezon başında kendisine kulüp bulması söylenen ancak teklifleri geri çeviren İspanyol oyuncunun, "Bundan böyle sadece futbol oynamak istiyorum. Kendimi yeniden kanıtlayacağım. Fenerbahçe'de yeniden forma giyebilmek için elimden geleni yapacağım. İkinci bir şansı hak ediyorum" dediği ifade edildi.

İspanyol basını, Teknik Direktör Aykut Kocaman'ın kadroda pek düşünmediği Güiza'nın ara transferde iyi bir teklif gelmesi halinde satılabileceğini belirterek, "Güiza, Fenerbahçe'den oldukça yüksek bir para kazanıyor. Bunun yarısına La Liga'ya dönebilir. Ya da kulübüyle olan sorularını çözer" yorumunu yaptı.

KAYNAK : http://www.ajansspor.com/futbol/superlig/h/20101029/buyuk_damping.html

Neden olmasın?

Rumen efsane, G.Saray’a geldiğinde “Avrupa’da kupa kazanırsak ekstra 1 milyon dolar alırım” demiş, talep ‘hemen’ kabul edilmişti! 2000’de UEFA Kupası kaldıran Hagi, şimdi teknik direktörlük kontratına aynı maddeyi ekletti. Bu kez herkesin aynı başarının tekrarlanmasına yönelik inancı pekişti.

Bundan tam 14 yıl önceydi... Galatasaray o dönem çok tartışılan bir transfere imza atıyor ve Barcelona’da umduğunu bulamayan 31 yaşındaki Gheorghe Hagi’yi transfer ediyordu. Sarı-Kırmızılı kulüple 1 yılı opsiyonlu olmak üzere 4 senelik sözleşme imzalayan Hagi, o dönem kontratına koydurduğu madde ile herkesi şaşırtmış, yöneticileri tebessüm ettirmişti. G.Saray’da oynadığı süre içinde Avrupa kupası kazanmaları halinde 1 milyon dolarlık özel prim isteyen Hagi’ye de hiç düşünmeden ‘evet’ yanıtı verilmişti. Hagi’nin Türkiye’de ilk kez karşılaşılan ve rüya kabul edilen bu öngörüsü 4 yıl sonra gerçeğe dönüşüyor, 2000 yılında UEFA Kupası kazanılıyordu. Rumen yıldız da adam başı 300 bin dolar olarak dağıtılan primin dışında tam 1 milyon dolarlık özel primin de sahibi oluyordu.

NEDEN OLMASIN?
Aradan tam 14 yıl geçti ve 10 yıl önce UEFA Kupası’nı kaldıran Hagi, bu kez G.Saray’a ikinci kez teknik adam olarak geri geldi. 2 yıllığına 3 milyon dolarlık bir ücretle anlaşan Hagi’nin mukavele şartları arasında, o tanıdık madde yine aynı yerinde duruyordu. UEFA Kupası’nı kaldırarak, inanılmazı gerçekleştiren tarihi kahramanlar arasına adını yazdıran Hagi, şimdilerde yine ‘hayal’ olarak tabir edilen aynı başarının tekrarlanabileceğine inanıyor. Bunu da sözleşmesine yansıtıyordu. Rumen teknik adamın bu özel isteği, bu kez ‘memnuniyetle’ kontrata ekleniyordu. 1996’da arkadaşlarını ateşleyen Hagi, şimdi hoca olarak Florya’da eski ruhu yeniden canlandırmaya çalışıyor. Bu kez yönetim de 1996 yılındaki başarıyı önceden gören Hagi’nin bu hayaline ortak oluyor, geleceğe yönelik ümit besliyor.

CRUYFF’U PİŞMAN ETTİRDİ
Barcelona’da kendisini zaman zaman yedek bırakan Cruyff, G.Saray’da kariyerinin doruğuna çıkan Hagi için “Gitmesine izin verdiğime pişman oldum” demişti. G.Saray’da üst üste 4 şampiyonluk yaşayan Hagi, 2000’de UEFA Kupası kazanılan süreçte takımın liderliğini üstlenmişti. O dönem Hagi’nin itici güç sağladığı G.Saray, Şampiyonlar Ligi şampiyonu Real Madrid’i de Jardel’in attığı altın golle devirip Süper Kupa’yı da kazanarak inanılmaz bir başarı elde etti.


KAYNAK : http://www.ajansspor.com/futbol/superlig/h/20101029/neden_olmasin.html

27 Ekim 2010 Çarşamba

Başkandan ince mesajlar!

Şener, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, ligde son haftalarda aldıkları sonuçlarla zirvedeki iddialarını sürdürdüklerini belirterek, 'İşler, saha sonuçları iyi gidiyor. Ama Trabzon'da herhalde işlerin yolunda gitmesinden mutlu olamayanlar da var. Onları da mutlu edemiyorum, üzülüyorum. Bu, genel kurul ile alakalı değil, sohbetlerde, şunlarda bunlarda görüyoruz. Halbuki ben İstanbul'da yaşıyorum. İstanbul'daki bütün basın mensuplarıyla ahbaplığım var. Hiçbiri Trabzonsporlu da değil. Çoğu Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçeli. Trabzonspor ile idare edilişiyle, oyunuyla, hocasıyla ilgili söylediklerini kasete alsam gelip sizlere dinletsem belki Trabzonspor'un nasıl olduğunu Trabzon halkına daha iyi izah edersiniz'' dedi.

Kendisinin bu tarz durumlardan öyle kolay kolay etkilenmediğini anlatan Şener, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bir ara düşündüm. 'Ben niye başkanlık yapıyorum' diye de onu bulamadım. Basında yazılıp çiziliyor, problem değil. Yazarsın eleştirirsin doğal haktır ama Trabzon'da yazma ile çizme işinin altında başka şeyler aranırsa o hoş, şık olmuyor. Denizbank Genel Müdürü buradaydı, yaptığımız müzeye enteresan miktarda parayla sponsor oldu. 'Ne isterseniz her zaman yanınızdayız' dedi. Bu kişi Galatasaraylı ve oranın kongre üyesi. Trabzonspor Bonus kart çıkartıyor, yılda bundan ciddi bir para kazanacağız. Bunlar yönetimlerin yaptığı işlerdir, kendiliğinden olan işler değil. Haftaya TTnet ile anlaşma yapacağız. Oradan bir para gelecek, kulübün geliri daha da artacak.''

Ellerinden gelen bütün projeleri gerçekleştirmeye çalıştıklarını ifade eden Şener, ''Genel kurulda 105 milyon borç deniyor ama alacak yazılmıyor. Böyle bir muhasebe tekniği olan bir yer. Ben bunu izah edebilirim her zaman. Borç, gelir gider dengesinde çekinecek bir şey yok. Kulübü getirdiğimiz noktadan daha ileriye getirecek vizyonları olan insanlar buraya aday olmalı'' diye konuştu.

-''TRABZONSPOR KULUBÜ'NE 7-8 MİLYON DOLAR HİBE ETTİM''-
Kendisinin daha önce başkanlık yaptığı dönemde kulübe karşılıksız olarak 7-8 milyon dolar verdiğini anımsatan Şener, ''Kulübe 7-8 milyon dolar hibe eden bir adam başkanlık ediyor. Bazen transferde pis kokular var diyorlar duyuyorum. İkisi uymuyor birbirine. Bazen mecbur oluyorum söylemeye, hem karşılıksız para ver, hem transferde menajere şuna buna para ver, uymuyor birbirine. Eleştirirken düşün taşın ondan sonra söyle. Sadri'ye bunu dedin mi olmadı. Bu nasıl olacak ki. Bunlar benim standardımda ayıp olan şeyler'' ifadelerini kullandı.

-''KULÜP ÇOK İYİ NOKTALARA GELDİ''-
Trabzonspor Kulübü'nün çok iyi noktalara geldiğini söyleyen Şener, ''Saha sonuçları da iyi. Geçen sene futbol federasyonunun üç kupası var, ikisini alıyorum. Lig şampiyonu olmadım ama lig şampiyonunu yenerek süper kupayı aldık. Süper kupa lig kupasının üstünde bir kupa. İnşallah bu sene de lig kupasını alırız'' dedi.

Trabzonspor'un önünde Galatasaray ve Bursaspor gibi çok önemli maçlarının bulunduğunu belirten Şener, ''Sporcu arkadaşlar genel kuruldan çok etkileniyorlar, 20 Kasım-20 Aralık tarihinde yapılacak. Sporcu arkadaşlarımız etkilendikleri için Galatasaray maçından sonra bu tarihi açıklayacağız. Basın olarak haklısınız bunları gündeme getirmeye. Ama saha sonuçlarını çok önemsiyorum onun için çok kongreden bahsetmeyi arzu etmiyorum. Yönetime kim gelecek kim çıkacak onlardan bahsetmiyorum. Öbür işlerle uğraşıyorum. Genel kurul rutin yapılacak zaten ondan kimsenin endişesi olmasın'' diye konuştu.

-''ŞAMPİYONLUKTA ÇOK ARTIMIZ VAR''-
Şener, şampiyonluk yolunda çok artılarının bulunduğunu kaydederek, ''Yedek kulübesine bakarsanız geniş bir kadromuz var. Biri gitmiş sakatlanmış, kırmızı kart görmüş tesir etmiyor. Bu maliyetli bir iş. 2010 da maliyetli iş 2015 de daha maliyetli olacak. Bizim ekonomik olarak kulübün gelirleri belli. Ben bu işi asgari ücretle çok iyi bir marka giymeye benzetiyorum. Zorluyorum, çok zorluyorum. Allah'a şükür de bu ay duvara vururlar, öbür ay vururlar dediler, hep duvarları deldik geçtik. 3. yıl bitiyor. Gelirlerimiz de eksilme yok çok arttı'' dedi.

Ceyhun ve Selçuk'un sözleşmelerinin uzaması konusunda bir sıkıntı yaşayacaklarını düşünmediklerini vurgulayan Şener, ''Ceyhun'un opsiyonu var. Selçuk'un sözleşmesini, kongreden sonra hallederim, çok önemli bir şey değil. Fenerbahçe ile daha önce isminin çıması önemli değil. Kulüp başkanlarıyla niye arkadaşsınız diye de kızıyorlar. İşte bu işlere yarıyor'' diye konuştu.

-''AKYAZI'NIN İSİM HAKKI-''
Sadri Şener borsa konusunun haricinde Akyazı Stadı Projesi'ni önemsediklerini belirterek, şöyle devam etti:
''Akyazı Projesi'nin bitmesini istiyorum. O stattan farklı gelirler elde etmek istiyorum, isim hakkı gibi. Mimarlar odası proje için mahkemeye gidiyormuş. Ben kulüp başkanıyım, yüksek inşaat mühendisiyim gitmeden önce benle 5 dakika görüşselerdi daha güzel olurdu. HES projesi içinde çalışmalarımız sürüyor. ÇED bölümünde mahkemede onu halledersek kullanım iznini alacağız. Yabancı ortak yapmak lazım. Denizbank Genel Müdürü de 'mutlaka bizle görüşmeden HES'e başlamayın, kredi verebiliriz' diyor. Kredi, kendisini ödeyen bir sistem. Öyle alternatifimiz var. Bunlar seçimden sonraki işler. Önümüzdeki 3 yıl içinde bunları yapıp hediye edeceğiz. Genç nesil zorlanmadan yöneticilik yapsın diye bunu istiyoruz. Yoksa borsa ile uğraşmasam olur benim dönemim belli. 10 yıl sonra gelen gençler para harcamasın. Bizden sonrakiler daha rahat çalışma olanağı bulsun diye bunları yapıyoruz.''

Liste çalışmalarının da şekillenmeye başlamadığını belirten Şener, ''Kulüplerde profesyonel çalışanların sayısı arttıkça yöneticilerin yapabileceği iş daralıyor. Yönetici temsil edebilmeli. Kulüp yönetmek ayrı kültür. Profesyonel adamlarla daha hızlı bazı işleri görüyoruz. Mesela Tjikuzu, bizi mahkemeye verdi ama Kasımpaşa'da oynuyor. Federasyona bildirmiş asgari ücrete oynuyorum diye. Onla uğraşan ekip var. Böyle gitmeye çalışıyorum'' diye konuştu.


KAYNAK : http://www.ajansspor.com/futbol/superlig/h/20101027/baskandan_ince_mesajlar.html

''İlk kez böyle bir sakatlık yaşıyorum''

Fenerbahçe Can Bartu Tesisleri'nde basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Niang, derbide sarı-kırmızılı ekipten en az 2 oyuncunun atılması gerektiğini savunurken, hakemin göstermediği kartların maçın kaderini doğrudan etkilediğini belirtti.

Derbi maçın ardından özellikle maçtan sonra ve ertesi gün çok şiddetli ağrılar çektiğini kaydeden Niang, sağlık ekibinin çalışmalarıyla durumunun daha iyiye gittiğini kaydederek, ''Bir futbolcu da çok az rastlanacak hemen hemen hiç rastlanmayacak bir sakatlık bu. Böyle bir sakatlığı ilk kez yaşıyorum. Tabi ki normal bir durum, çünkü saha içinde o kadar şiddetli darbelere ve tekmelere maruz kalıyoruz ki... Gözlemlediğim kadarıyla hakemler de bunlara son derece müsamaha gösteriyor, faul çalmıyor, oyunu durdurmuyor. Sonuç itibarıyla ciddi sakatlıklarla karşı karşıya kalıyoruz. Sinir bozucu bir durum'' şeklinde konuştu.

Kendisini maçlara tamamıyla vererek mücadele eden bir futbolcu olduğunu belirten Niang, ''Her anını, saniyeyi tek tek hatırlıyorum. Özellikle maçlardan sonra televizyondan tekrar izliyorum. Bütün olayları tek tek hatırlıyorum'' dedi.

-''VERİLMEYEN KARTLAR MAÇIN KADERİNİ DOĞRUDAN ETKİLEDİ''-
Derbi maçta yolunda gitmeyen şeyin ne olduğu sorulan Fenerbahçeli futbolcu, şöyle konuştu:

''Maç içinde hepimiz en iyi gayreti göstermeye çalıştık. Zaman zaman iyi işler yaptık, zaman zaman hatalı davranışlarımız oldu. Bunların hepsini değerlendiriyoruz, hocamız hatalarımızı her zaman olduğu gibi gösterecektir. Biz onun direktifleri doğrultusunda daha iyi olmaya çalışacağız. Kişisel düşüncem maçla alakalı, burada Galatasaraylı futbolcular tarafından son derece sert fauller gerçekleştirildi. Ancak karşılığı olan oyun kuralları içindeki kartlar hakem tarafından gösterilmedi. Bu da maçın kaderini doğrudan etkiledi diye düşünüyorum''

-''EN AZ İKİ OYUNCU ATILMALIYDI''-
Galatasaray maçını tekrar izlediğinde kaç oyuncunun atılması gerektiği sorusuna, ''En az 2 oyuncu atılmalıydı'' diye yanıt veren Fenerbahçeli futbolcunun ifadeleri şöyle:

''Bence en az 2 oyuncu atılmalıydı. Çok farklı şeyler bunlar. Genel durumdan bahsettim. En az 2 diyebilirim, ama farklı pozisyonlar, çok net verilmeyen, yüzde yüz penaltılar, bariz pozisyon aldığımda kaldırılan ofsaytlar...
Teknik detaya inmeye gerek yok. Bu bir gerçek o gün gerçekten bir sıkıntı yaşadık.''

Sertlik ve hakemlerin yönetimi konusunda Fransa'daki durumun nasıl olduğu sorulan Niang şöyle devam etti:

''Öncelikle benim Türkiye'ye gelmeden önce düşüncem şuydu: Türkiye fizik açıdan gerçekten Fransa'dan daha zorlu bir lig. Bunu bilerek buraya geldim. Gördüğüm bir şey var burada. Rakip takımları özellikle defans oyuncularının oyun kuralları dışında gerçekleştirdikleri sertlikler var ve bunlara müsaade ediliyor. Bu son derece ilginç bir durum. Fransa'da böyle bir maç oynanmış olsaydı eminim ki karşı takımdan bir kaç tane oyuncu atılırdı. Ancak buna müsaade ediliyor, dikkatimi çekti. Bu normal bir durum değil. Ama tabi ki bundan şikayetçi değiliz, profesyoneliz buna da mutlaka uyum sağlayacağız''

Hakemlerle ilgili genel değerlendirmesinin nasıl olduğu sorulan Niang, ''İyi veya kötü değerlendirmem yanlış olur ancak farklı bir hakemlik sistemi var, düzen var. Avrupa'da ben üst düzeyde 10 yılı aşkı süredir futbol oynuyorum. Şikayetçi olduğum manası çıkmamalı, burası yeni bir düzen ve konsept. Bu düzene ve konsepte de mutlaka uyum sağlayacağım. Ben profesyonelim''

İlk kez Galatasaray derbisi oynadığı hatırlatılan Senegalli futbolcu, statta çok güzel bir atmosfer olduğunu, taraftarın üzerine düşeni tamamıyla yaptığını ancak taraftarlara bu gayreti karşısında galibiyet hediye edemedikleri için üzgün olduklarını kaydetti.

-''AĞRILARIM SÜRÜYOR...''-
Bursaspor maçı için durumu sorulan Fenerbahçeli futbolcu, şu an için bir şey söylemesinin mümkün olmadığını, ağrılarının devam ettiğini kaydetti. Niang durumunu, ''Gerçekten hiç rastlanmayan bir sakatlık, futbolcuda olmayacak bir sakatlık. Sağlık ekibimizle sürekli sakatlığımızı takip ediyoruz. Hedefim oraya gidebilmek ancak şu anda bir şey söylemem imkansız. Çünkü ağrılarım şu an itibarıyla sürüyor'' şeklinde özetledi.

-''KARMAŞIK BİR MAÇ OLACAK''-
Bursaspor maçını da değerlendiren Niang, kendileri için son derece zorlu ve karmaşık bir maç olacağını söyledi.

Takımının Bursa'dan iyi bir neticeyle döneceğine inandığını kaydeden Niang, ''Cuma günü oynayacağımız maç son derece zorlu ve bizim açımızdan bir o kadar karmaşık. Bursaspor şu anda ligin lideri ve bence de gösterdikleri performansla bunu hak etmiş durumdalar. Ancak şu anda tüm bunlara rağmen Fenerbahçe takımının gidip Bursa'dan iyi bir neticeyle döneceğine inanıyorum. Futbolcular olarak da bu durumun farkındayız'' şeklinde konuştu.

-''YÜRÜYECEK DURUMDA DAHİ DEĞİLDİM''-
Niang, maçtan sonra takım arkadaşı Dia ile birlikte bir gece kulübünde eğlendikleri yönündeki haberlere gülüp geçtiğini belirterek, ''Maçtan sonra yürüyecek durumda bile değildim'' dedi.

Kulüp yetkililerinin bu haberlerden bahsedince güldüğünü ifade eden Niang, ''Herkes istediği gibi şeyler yazabilir, buna engel olamayız ancak ben de kulüp yetkilileri bundan bahsedince gerçekten güldüm. Gülerek geçtim. Bu konu hakkında cevap vermek benim açımdan anlamsız. Böyle olmadığını kulübümüze de söyledik. Maçtan sonra yürüyecek durumda bile değildim'' diye konuştu. Konyaspor maçında, arkasında Semih'in, Galatasaray maçında da Alex'in oynadığı, iki futbolcu arasındaki farkı nasıl gördüğü sorulan Fenerbahçeli futbolcu şunları kaydetti:

''Alex de Semih de gelmeden önce tanıdığım büyük oyuncular. Onları gerçekten büyük hayranlıkla izliyorum. Yanlarında oynamak benim için gurur kaynağı. Ancak tabi ki ikisiyle de oynamak gerçekten mutluluk. Burada hocamız var tercihleri yapan karar veren bir antrenörümüz, patronumuz var. Onun hizmetindeyiz. Onun verdiği kararları sonuna kadar olumlu anlamda uygulamak için hepimiz gayret gösteriyoruz.''

Basın toplantısının ardından Türk Bayrağı ile poz veren Niang, 29 Ekim Cuma günü kutlanacak Cumhuriyet Bayramı nedeniyle ''İyi bayramlar'' dedi.


KAYNAK : http://www.ajansspor.com/futbol/superlig/h/20101027/ilk_kez_boyle_bir_sakatlik_yasiyorum.html

Teofilo açıklaması..

Bordo-mavili kulübün internet sitesinden yapılan açıklamada, Teofilo'nun söz konusu tarihte baş ağrısı ve göğüs sıkışması şikayetiyle kulüp doktoru Hakan Ayaz'a başvurduğu belirtilerek, şöyle devam edildi:
''Teofilo, yapılan ilk muayenesinin ardından Trabzon Özel Imperial Hastanesi'nde sağlık
kontrolünden geçirilmiştir. Hastanenin 23 Ekim 2010 tarih ve 9655 protokol numaralı raporunda, 'Dahiliye Polikliniği'nde FM (Fizik Muayenesi) ve laboratuvar bakısı sonucu futbol oynamasında dahili yönden sakınca yoktur' ifadelerine yer verilmiştir.''

Kolombiyalı futbolcu, bordo-mavili kulüpten sağlık konusunda yardım istediğini, ancak bu konuda kendisine bir şey yapılmadığını iddia etmişti. 

KAYNAK : http://www.ajansspor.com/futbol/superlig/h/20101027/teofilo_aciklamasi.html

26 Ekim 2010 Salı

Niang Bursa'da zor..

Derbi maçın ardından çekilen röntgen filminde sol kaburga bölgesinde darbeye bağlı zedelenme tespit edilen Senegalli oyuncunun, ağrılarının şiddetlenmesi üzerine Kadıköy Acıbadem Hastanesi'nde tomografisi çekildi.

Kulüp doktoru Ertuğrul Karanlık'ın verdiği bilgilere göre kulübün internet sitesinde Niang'ın durumuyla ilgili yapılan açıklamada, darbe alan bölgede yoğun ödemi bulunan futbolcuya, ödem dağıldıktan sonra da ağrılarının sürmesi üzerine detaylı kontroller yapıldığı bildirildi.

Yapılan tetkikler ve çekilen tomografi sonrasında Niang'ın sol yanında 9. ve 10. kaburgası ile kas grubunun birleştiği bölgede yırtık tespit edildiği, sarı-lacivertli futbolcunun tedavi sürecinin devam ettiği kaydedildi.

Ağrıları olan Niang'ın Bursaspor maçı için durumu tedaviye vereceği yanıta göre önümüzdeki günlerde belli olacağı ancak golcü oyuncunun bu maçta forma giymesinin zor olduğu öğrenildi.


KAYNAK : http://www.ajansspor.com/futbol/superlig/h/20101026/niang_bursada_zor.html

"Pişman değilim.."

Almanya'nın Borussia Dortmund takımında forma giyen milli futbolcu Nuri Şahin, geçtiğimiz haftalarda FC Köln forması giyen Lukas Podolski ile maç esnasında yaşanan gerginlikle ilgili pişmanlık duymadığını söyledi.

Nuri Şahin, Podolski'nin maç esnasında yaptığı hareketin gururuna dokunduğunu belirterek, ''Podolski, Almanya-Türkiye maçını anımsatan el hareketleri yapmıştı. Bu benim gururuma dokundu. Aramızda çıkan gerginlikten dolayı pişmanlık duymadım" dedi.

Futbolda zaman zaman bu tür duygusal şeylerin yaşanabileceğini belirten Nuri, ''Ancak sonunda benden özür diledi. Ben de özürünü kabul ettim. Ama yaşanan gerginlikten hiç pişmanlık duymadım. Özürü kabul etmeyecek kadar küçük biri de değilim'' diye konuştu.

-''MESUT'UN YOLU AÇIK OLSUN''-
Alman Milli Takımı'nda forma giyen Türk kökenli Mesut Özil ile ilgili bir soruya Nuri, ''Mesut çok iyi ve önü açık bir futbolcu. Mesut çok sevdiğim bir kardeşim. Yolu açık olsun, böyle de devam etmesini isterim'' diye yanıt verdi.

Nuri, Berlin'de oynanan Almanya-Türkiye karşılaşmasında Türk seyirciler tarafından Mesut'un ıslıkla protesto edilmesi konusunda ise yorum yapmaktan kaçındı.

-''YENİLGİLER İŞİMİZİ ZORA SOKTU ANCAK UMUTLUYUM''-
Nuri Şahin, 2012 Avrupa Futbol Şampiyonası elemelerinde Almanya ve Azerbaycan karşısında aldıkları yenilgilerin Türk Milli Takımı'nı zora soktuğunu ancak ancak gelecekten umutlu olduğunu söyledi.

Şahin, milli takımla ilgili olarak, ''İşimiz zora girdi. Ancak finallere gideceğimizden çok eminim. Türk Milli Takımı dünyanın güçlü takımları arasında yer alıyor. Yenilgiye takılmamak lazım'' diye konuştu.

Milli takımın yeni teknik direktörü Guus Hiddink'e için de Nuri, ''Hiddink çok başarılı bir teknik direktör'' dedi.

-''TÜRKİYE'DEN TEKLİF GELDİ ANCAK KABUL ETMEDİM''-
Türkiye'deki bir kulüpten kendisine transfer teklifi geldiğini ancak bunu kabul etmediğini belirten Nuri, ''Bana teklifte bulunanlara Almanya, İngiltere ya da İspanya'da oynamak istediğimi söyledim'' diye konuştu.

''Kendilerine teşekkür ettim ve onlar da bu düşüncemi saygı ile karşıladılar'' diyen Nuri, ''Her futbolcunun olduğu gibi benim de hedefim tabii Real Madrid gibi takımlar. Teklif gelirse? Neden olmasın? Dortmund'da sözleşmem2013 yılına kadar devam ediyor. Şu sıralar bu tür şeylerle ilgilenmiyorum. Tamamen kendi kulübümün başarısı için mücadele ediyorum'' ifadelerini kullandı.

Bazı Alman gazetelerinde Bayern Münih kulübünün kendisine transfer teklifi edip etmediği yönündeki soruya Şahin, ''Ben de gazetelerden öğreniyorum. Şu an kulübümle herşey yolunda ve öyle şeylerle ilgilenmiyorum. Takım olarak Bundesligada her hafta yapacağımız maçı kazanmayı hedefliyoruz'' diye cevapladı.

-''BURSASPOR VE TRABZONSPOR BAŞARILI''-
Spor Toto Süper Lig maçlarını da fırsat buldukça takip etmeye çalıştığını ifade eden Nuri, son zamanlarda Trabzonspor ve Bursaspor'un ligde büyük bir performans ve başarı sergilediklerini kaydetti.

Nuri, milli takımda en çok hangi futbolcuyla anlaştığı sorusuna da, ''Hepsi ile aram iyi. Hamit, Halil, Arda, Servet ve İbrahim Toraman ile aram daha iyi. Ancak hepsi ile çok iyi anlaşıyorum'' diye konuştu.

-''ÇOK ŞEYLER BAŞARDIĞIMIZA İNANIYORUM''-
Son zamanlarda Almanya'da çok başarılı Türk kökenli futbolcuların yetiştiğine dikkati çeken Nuri, ''Türk kökenli sporcular olarak çok şeyler başardığımıza inanıyorum. Topluma örnek olmamız lazım. Bu bilinçle göçmen gençlerinin de uyumuna katkıda bulunduğumuza inanıyorum'' dedi.


KAYNAK :  http://www.ajansspor.com/futbol/almanya/h/20101026/pisman_degilim.html

Çarşı'dan FIFA 2011 açılımı..

EA Sports imzalı Fifa serisi'nin 2011 oyununun resmi Facebook sayfasında Çarşı taraftar grubu yer aldı.

Beşiktaş'ın ünlü taraftar grubu Çarşı için özel olarak çekilmiş 5,5 dakikalık belgeselde siyah beyazlıların tribün lideri Alen Makaryan yer aldı.

İstanbul temalarına da yer verilen videoda, Beşiktaş taraftarlarının Trabzonspor'a kaybedilen mücadaleyi izlemesi ve Markaryan'ın açıklamaları yer alıyor.

VIDEO İÇİN TIKLAYIN

Yayınlanan videonun altında ise şu ifadeler aktarıldı;
'Fifa 11 sizleri, 2008 yılında Liverpool ile oynadıkları maçta, tarihin en yüksek sesli tribün sesini çıkaran, dünyanın en büyük ve en köklü taraftar gruplarından biri olan Çarşı'yla tanıştırıyor. Taraftarlar bu maçta, 132 desibellik 90 dakika ortalamasıyla rekor kırmışlardı. Karşılaştırmak gerekirse bu gürültü, bir silah sesine ya da saatte 100 mil hızla çalışan bir jet motoruna denk.'

VIDEO İÇİN TIKLAYIN


KAYNAK : http://www.ajansspor.com/futbol/superlig/h/20101026/carsidan_fifa_2011_acilimi.html

"Sabri'nin üçlü çektirmesi normal"

Fenerbahçe İkinci Başkanı Nihat Özdemir, Ntv Spor Radyo’ya konuştu. Bülent Yüksel ile Sportif Görüş programına konuk olan Özdemir, rakiplerinin sevinmesinin normal olduğunu belirterek,şöyle konuştu:
"Bence Sabri’nin üçlü çektirmesi, Galatasaraylılar’ın sevinmeleri normal. Son on seneye baktığımızda Şükrü Saraçoğlu Stadı’ndaki tüm bu maçları Fenerbahçe’nin kazandığını görüyoruz. Medya ve taraftarın, maçı Fenerbahçe’nin farklı kazanacağına dair değerlendirmesi vardı, böyle bir beklenti oluştu. Bunlar düşünülerek gelindi Kadıköy’e. Maçın ilk yarısında Galatasaray bizden iyi oynadı, pozisyonlqar buldu, ikinci yarıda Fenerbahçe iyi oynadı. Bizim için kötü ama Galatasaray için iyi bir sonuç ortaya çıktı. Sezonun ikinci devresinde Seyrantepe’ye gideceğiz ve umarım orada iyi bir netice alırız. Derbi maçları ölçü değildir, derbilerde favori olmaz. Büyük beklenti vardı, önceleri tahmin yapılmaz, bu 0-0 beraberlik de buna iyi bir örnek oldu."

Özdemir, Galatasaray Başkanı Adnan Polart’ın sezon başı yaptığı 'Şampiyonluktaki tek rakibimiz Fenerbahçe' değerlendirmenin hatırlatılması ve 'Hala durum öyle mi?' sorusu üzerineyse şunları söyledi:
"Bence Süper Lig’de altı takımın şampiyonluk şansı var. Hepimiz birbirimizin rakibiyiz. Bursaspor, Trabzonspor ve Kayserispor Anadolu takımları olarak çok iyi oynuyorlar. Dün akşam Kayserispor çok iyi oynadı, hayran oldum. Ligde 9 hafta oynandı ve daha 25 hafta var, 75 puan demek oluyor bu. Kimse önyargıya düşmesin.

Nihat Özdemir 'Aykut Kocaman’ın performansı ve Fenerbahçe’nin son durumundan memnun musunuz, koltuğunuza artık daha rahat mı oturuyorsunuz?' sorusunu üzerine ise şunları söyledi:
"Biz çok inişler, çıkışlar gördük ancak istikrarlıydık. Bir fikrimiz vardı ve bugünlere geldik. Kayserispor ve Trabzonspor’a mağlup olduk, Beşiktaş’la sahamızda berabere kaldık. Bu dönemi birlik beraberklikle o günleri aştık, bunu tüm kulüplere tavsiye ederim. Her geçen gün daha iyi futbol oynayacağız."

KAYNAK :http://www.ajansspor.com/futbol/superlig/h/20101026/sabrinin_uclu_cektirmesi_normal.html

Hiddink gençlere kapıyı açıyor!

Türkiye Futbol Federasyonu tarafından Riva Tesisleri'nde gerçekleştirilen ve 16 yaş kategorisinde bölge karmalarının mücadele ettiği Cumhuriyet Kupası maçlarını izleyen Guus Hiddink, burada basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

NTVSpor'a konuşan Hiddink, maçları takip etmediği eleştirilerinin ardından son hafta ligde 3 mücadeleyi takip etmesini yorumladı ancak yine de "Her maçı takip edemem" dedi.

Hollandalı teknik adam, "Her yenilginin ardından bu tür eleştiriler olacaktır, iyi eleştirileri kullanmak isterim ama negatiflere ise kulak asmıyorum. Ancak ligi çok iyi takip ediyorum. Yine de her maça gideceğim sözünü de veremem. Elimden geldiğince her haftasonu Türkiye'de maçlar takip etmeye çalışacağım. Türkiye dışında olduğumda bu maçları takip etmediğim anlamına gelmez. Türkiye dışında Avrupa'da da bir çok oyuncumuz var ve onları da yakından takip etmemiz gerekiyor" dedi.

"BAZI OYUNCULARIN OYNATILMAMASI, BÜYÜKLERİN AVRUPA'DA OYNAMAMASI..."
Büyük potansiyele sahip bazı oyuncuların takımlarında oynamamasını da eleştiren Hiddink, mart ayına kadar önemli oyuncular izleyeceklerini ve genç isimleri kadroya alacaklarını söyledi.

Türk futbolunun kötü bir dönemden geçtiğini, büyük takımların Avrupa'da mücadele etmemelerinin de bu duruma olumsuz yansıdığını ifade eden Hiddink, yine de bu tablonun milli takıma yansımaması için çalışacaklarını kaydetti.

-GENÇLERE YÖNELECEK-
Hollandalı teknik adam iyi oyuncularının olduğunu ifade ederken, "Genç oyuncularla bir takım değişiklikler olacak, genç oyuncuları oynatmam gerektiğinin farkındayım" dedi, ancak yeni isimler hakkında ise bilgi vermedi.


Rijkkard örneğinde olduğu gibi, Türk futbolunda önemli teknik adamların görevinden ayrılması hakkında da konuşan başarılı teknik adam, "Gerçekçi olmalıyız. Türkiye'de futbol tutkularla oynanıyor ama bir takım felsefeleri takip etmemiz gerekiyor, çok fazla duygulara kapılmamamız gerekiyor. Duygulara hakim olmak da gerekli.. Sadece teknik adamlara da yüklenmemeliyiz. Son derece büyük teknik adamlar Türkiye'de başarılı oldu. Ancak kulüplerin, federasyonun iyi bir strateji geliştirmesi gerekli. Biz de bunun için çalışıyoruz" dedi.

Hiddink son olarak Ersun Yanal hakkında da konuşarak, Yanal'ın kendisine genç oyuncuların gelişimi hakkında bilgi verdiğini belirterek, "Son derece üst seviyede bir teknik direktör ve genç oyuncuları çok iyi anladığını düşünüyorum. Bizim de gençlerle ilgili sıkıntımız oluyor. Onun da sorumluluğu bu isimleri ortaya çıkarmak" dedi.

-FEDERASYONLA SORUN YOK-
Hiddink burada diğer basın mensuplarıyla da konuşarak, geride kalan haftada bir çok maçı Türkiye'de yerinde ve yurt dışından takip ettiğini aktardı ve ''Özellikle Avrupa Şampiyonası elemeleri için geniş bir kadro oluşturmaya çalışıyoruz. Bu da kolay olmuyor. Bir çok genç oyuncuyu gözlemleme fırsatım oldu. Ama şu an onların isimlerini vermek istemiyorum. Bu genç oyuncuları da kadromuz için değerlendirmeye alacağız'' diye konuştu.

Türkiye'de maçları takip etmediği için kendisine eleştirilerin olduğu ve federasyonun bu konuda herhangi bir önerisinin kendisine iletilip iletilmediğinin sorulması üzerine ise Hiddink, ''Hayır kesinlikle böyle bir şey yok. Ben zaten bir çok maçı takip ettim ve bu yaptığım takipleri kimseye duyurmak zorunda değilim. Federasyonumuzun çok başarılı bir organizasyonu var. İlişkilerimiz dengeli bir şekilde yürüyor. Şu an bizim amacımız, Türkiye içinde ve dışında genç yetenekleri tespit edip, Türk futboluna kazandırmak'' ifadelerini kullandı.


KAYNAK : http://www.ajansspor.com/futbol/federasyon/h/20101026/hiddink_genclere_kapiyi_aciyor.html

Teofilo ile ipler koptu!

Teofilo ile ipler koptu!
Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri'nde basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Şener, dün teknik direktör Şenol Güneş'in Teofilo ile görüştüğünü belirterek, ''Teofilo, rahatsızlığını öne sürmüş. Hoca kendisinden antrenmana çıkmasını istedi, ama o çıkmak istemedi ve noter tespiti yapıldı. Sabah da eşini, çocuklarını ve eşyalarını alıp gitmiş'' dedi.

Teofilo'nun tedavi olmak istediğini kaydeden Şener, ''Menajerimiz de bunun yerine getirilebileceğini kendisine iletmiş. Ama o tedavi olsa dahi ülkesine gitmek istediğini söylemiş. Şenol Güneş bu konularda çok disiplinli, 'Ya parayı getirir ya da 3 yıl top oynayamaz' dedi. Ben de ona katılıyorum'' diye konuştu.

Şener, Güneş'in Teofilo'yu kadroda düşünmediğini kaydederek, şöyle devam etti:
''Takımda tüm oyuncular 18'e girmek için yırtınıyorlar. Kadro zaten fazla, bir sıkıntımız yok. Bizde çok Teofilo var. Ama onu almak için çok efor sarf ettik. Gittik, geldik oralara. Bir ara oynamadı. Ama sonra Süper Kupa maçında 3 gol attı, kupayı kazandık. Herkes ona zor günlerinde destek verdi. Şenol hoca ona gösterdiği toleransı hiç kimseye göstermedi. Biz, Teofilo'yu almak için Kolombiya'lara kadar gittik. Tabii ki böyle olması bizi üzdü ama diğer oyuncularımız bizi mutlu ediyor. Futbol takımlarında böyle durumlar oluyor. Diğer oyuncularımız Jaja, Umut, Burak var. Takımlar güçlü, kadroları genişse böyle durumlardan çok etkilenmez. Bundan sonra menajerine dedik getirirse parayı gider. 3 milyon dolara almıştık ve bir kısmını ödemiştik. 3-4 milyon dolar getirirse gitmesine izin veririz.''

KAYNAK :http://www.ajansspor.com/futbol/superlig/h/20101026/teofilo_ile_ipler_koptu.html

24 Ekim 2010 Pazar

Fenerbahçe - Galatasaray Maçı

maç 0-0 bitmiştir

Liverpool vs Blackburn

maç sonlanmıştır.

Bologna vs Juventus

maç sonlanmıştır.

23 Ekim 2010 Cumartesi

Vettel ilk sırada

Fernando Alonso sıralama turlarının son saniylerine lider olarak girmesine rağmen son haklarında Red Bull pilotları son iki sektördeki avantajlarını çok iyi kullandılar ve İspanyol pilotun zamanını geliştirmeyi başardılar. Finiş çizgisini ilk önce Vettel 1:35.585 ile geçerek ilk sıraya yerleşti. Hemen ardından Mark Webber 1:35.659 ile geçerek ikinci sıraya yerleşti.

Bunun ardından Fernando Alonso 3. sıraya gerilemiş oldu. Sıralama turlarında rakiplerine oranla yavaş kalan McLaren takımından Lewis Hamilton 4. sırayı alırken Mercedes GP'den Nico Rosberg iyi bir performansın ardından Felipe Massa'nın önünde 5. en hızlı zamanı yapmayı başardı.

Şampiyonluk şansı devam eden Jenson Button sıralama turlarını ancak 7. sırada tamalayabildi. Bugün kendisinden daha iyi bir performans beklenen Robert Kubica ise ancak 8. sırada kendisine yer bulabildi.

İlk 10 içerisine giren son iki pilot ise Michael Schumacher ve Rubens Barrichello oldu.

1. Vettel Red Bull-Renault 1:37.123 1:36.074 1:35.585
2. Webber Red Bull-Renault 1:37.373 1:36.039 1:35.659
3. Alonso Ferrari 1:37.144 1:36.287 1:35.766
4. Hamilton McLaren-Mercedes 1:37.113 1:36.197 1:36.062
5. Rosberg Mercedes 1:37.708 1:36.791 1:36.535
6. Massa Ferrari 1:37.515 1:36.169 1:36.571
7. Button McLaren-Mercedes 1:38.123 1:37.064 1:36.731
8. Kubica Renault 1:37.703 1:37.179 1:36.824
9. Schumacher Mercedes 1:37.980 1:37.077 1:36.950
10. Barrichello Williams-Cosworth 1:38.257 1:37.511 1:36.998
11. Hulkenberg Williams-Cosworth 1:38.115 1:37.620
12. Kobayashi Sauber-Ferrari 1:38.429 1:37.643
13. Heidfeld Sauber-Ferrari 1:38.171 1:37.715
14. Sutil Force India-Mercedes 1:38.572 1:37.783
15. Petrov Renault 1:38.174 1:37.799 *
16. Alguersuari Toro Rosso-Ferrari 1:38.583 1:37.853
17. Buemi Toro Rosso-Ferrari 1:38.621 1:38.594
18. Liuzzi Force India-Mercedes 1:38.955
19. Trulli Lotus-Cosworth 1:40.521
20. Glock Virgin-Cosworth 1:40.748
21. Kovalainen Lotus-Cosworth 1:41.768
22. di Grassi Virgin-Cosworth 1:42.325
23. Yamamoto HRT-Cosworth 1:42.444
24. Senna HRT-Cosworth 1:43.283

DÜNYA DERBİSİ: 366. DEV RANDEVU!

Şimdiki Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'nın bulunduğu ''Papazın Çayırı'' olarak adlandırılan yerde 17 Ocak 1909 tarihinde yapılan ve Galatasaray'ın 2-0 kazandığı özel maçla başlayan 101 yıllık ezeli rekabette, galibiyetlerde ve gol sayısında Fenerbahçe'nin üstünlüğü göze çarpıyor.

Sarı-lacivertliler, geride kalan 365 maçtan 139'unu kazanırken, sarı-kırmızılı ekip bu süre içinde 116 kez galip geldi. Ezeli rakipler 110 maçta ise eşitliği bozamadı.

''Sarı Kanaryalar''ın attığı toplam 512 gole, ''Cim Bom'' 463 golle karşılık verdi.

-LİGDE 105. RANDEVU-
Fenerbahçe ile Galatasaray, 53. sezonunu geçiren lig tarihinde şimdiye dek 104 kez karşı karşıya geldi.

Genel toplamdaki üstünlüğünü lig maçlarına da yansıtan Fenerbahçe, ezeli rakibine galibiyet sayısında 43-29 üstünlük kurdu. Ligdeki 32 maç da berabere sonuçlandı.

Lig maçlarında sarı-lacivertlilerin attığı 136 gole, sarı-kırmızılılar 102 golle karşılık verebildi.

İki takım arasında geçen sezon yapılan lig maçlarını Fenerbahçe, Kadıköy'de 3-1, Mecidiyeköy'de de 1-0'lık skorlarla kazandı. Öte yandan, ezeli rakipler bu sezon öncesinde Almanya'da düzenlenen Spor Toto Dostluk Kupası maçında karşı karşıya geldi. Müsabaka sonunda Fenerbahçe 1-0 galip geldi.

-FENERBAHÇE İLE GALATASARAY KADIKÖY'DE 47. MAÇA ÇIKIYOR-
Fenerbahçe ile Galatasaray, Spor Toto Süper Lig'de yarın yapacakları maçla birlikte Kadıköy'de 47. kez karşı karşıya gelecek.
Fenerbahçe Stadı'nın yeniden hizmete girdiği 1982 yılından itibaren taraflar Kadıköy'de 27'si lig, 9'u TSYD Kupası, 7'si Türkiye Kupası, 2'si Donanma Kupası, 1'i de Mehmetçik Vakfı yararına özel olmak üzere 46 maç yaptı. Geride kalan maçlarda sarı-lacivertliler 25, sarı-kırmızılılar ise 9 galibiyet alırken, 12 maçta eşitlik bozulmadı.

-FENERBAHÇE KADIKÖY'DE ''DALYA'' PEŞİNDE-
Kadıköy'de Fenerbahçe'nin attığı toplam 99 gole, Galatasaray 60 golle karşılık verdi.

Fenerbahçe'nin Kadıköy'de atacağı ilk gol, ezeli rakibine karşı FB Şükrü Saracoğlu Stadı'ndaki 100. golü olarak kayıtlara geçecek.

-LİG MAÇLARI-
İki takım arasında Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'nda yapılan toplam 26 lig maçından 19'unu Fenerbahçe, 5'ini Galatasaray kazanırken, 2 maç da berabere sonuçlandı.

Kadıköy'deki lig maçlarında Fenerbahçe 62, Galatasaray ise 28 gol attı.

-FENERBAHÇE SADECE 1 MAÇTA GOL ATAMADI-
Fenerbahçe, Galatasaray ile Kadıköy'de yaptığı maçların sadece birinde gol atamadı.

Sarı-lacivertliler, ezeli rakiplerine geride kalan 46 maçın 45'inde Kadıköy'de en az 1 gol atarken, 3 kez 5'er, 1 kez de 6 gol kaydetti. Galatasaray ise Fenerbahçe ile rakip sahada yaptığı 46 maçın 35'inde gol attı, 11'inde suskun kaldı. Sarı-kırmızılı ekip, deplasmanda 3 kez 4'er gol atma başarısını gösterdi.

-46 MAÇIN 45'İ GOLSÜZ BİTMEDİ-
Ezeli rakiplerin arasında Kadıköy'de yapılan maçların sadece biri golsüz bitti.

İki takım arasında Kadıköy'de geride kalan 46 maçtan 45'inde 0-0'lık sonuca rastlanmadı, sadece 3 Şubat 2008'deki Türkiye Kupası maçı golsüz sonuçlandı.

KAYNAK : http://www.ajansspor.com/futbol/superlig/h/20101023/dunya_derbisi_366_dev_randevu.html

''Önemli olan dostluk, centilmenlik..''

Fenerbahçe Teknik Direktörü Aykut Kocaman, yarın Galatasaray ile yapacakları derbi karşılaşmasının fair play çerçevesinde geçmesini dileyerek, ''Büyük taraftarımızın, konuklarımızı en iyi şekilde ağırlayacaklarından hiç şüphem yok'' dedi.

Aykut Kocaman, FB Şükrü Saracoğlu Stadı'nda Galatasaray maçı öncesinde sarı-lacivertli taraftarlara dağıtılacak Maç Günlüğü'nde yayımlanmak üzere açıklamalarda bulundu.

Kocaman, şunları kaydetti:
''Ebedi dostumuz ve ezeli rakibimiz Galatarasay'ı bir kez daha kendi sahamızda ağırlamanın heyecanını yaşıyoruz. Dünyanın her yerinde olduğu gibi bizde de derbinin havası başkadır. Günler öncesinden konuşulan ve yaşanılmaya başlanılan derbi heyecanı, son düdükten sonra da devam eder. Bu havayla biz de çalışmalarımızı yaptık. Teknik heyetler gerekli çalışmaları maç saatine kadar sürdürecekler. Şimdi söz futbolcularda. Futbolcu kardeşlerimiz, kulüplerinin 100 yılı aşkın tarihlerine ve kendilerine yakışan oyunu sahaya yansıtacaklarından eminim. Büyük taraftarımızın, konuklarımızı da en iyi şekilde ağırlayacaklarından şüphem yok. Fair play çerçevesinde, dostluk havasında bir 90 dakika dileğiyle, iyi seyirler.''

-ALEX DE SOUZA-
Fenerbahçe Kaptanı Alex de Souza da az hatayla oynayıp, detayları lehlerine çevirdikleri takdirde Galatasaray maçından galibiyetle ayrılacaklarını ve tüm takım olarak işin ciddiyetinin farkında olduklarını söyledi.

Alex şunları söyledi:
"Takım olarak bir süredir çok iyi bir hava yakaladık. Bu havayı devam ettirmek adına çok önemli bir derbi maçına çıkıyoruz. Herkesin bildiği gibi derbilerin sonucunu önceden kestirmek zordur. Ancak seyircimizin önünde oynadığımız Galatasaray maçlarında çok uzun zamandır üstünüz. Saha içinde çok az hatayla oynayıp, sonuca etki eden ufak detayları da lehimize çevirmeyi başarırsak, bu derbiyi galibiyetle kapatırız.Bunu başaracak güçteyiz.Tüm takım olarak bu işin ciddiyetinin farkındayız.Tüm gücümüzle hedefimize ulaşmak için çalışıyoruz ve bunu başaracağımıza inanıyorum. Galatasaray galibiyetiyle yolumuza devam etmek ve her zaman yanımızda olan taraftarımızı mutlu etmek istiyoruz. Bizi izleyen futbolseverlere dostluk çerçevesinde, seyir zevki yüksek bir derbi yaşatmak amacındayız. Bu maçta taraftarımızın desteğini bekliyoruz"

-VOLKAN DEMİREL-
Fenerbahçe kalecisi Volkan Demirel de Galatasaray maçının önemine değinirken, en önemli olanın ise dostluk ve centilmenlik olduğunu söyledi.

Volkan Demirel şunları söyledi:
"Galatasaray maçları, hem Galatasaraylı futbolcular için hem de Fenerbahçeli futbolcular için merakla beklenilen ve her zaman çok büyük değeri olan maçlardır. Sporseverler ve her iki takımın taraftarı açısından hem de futbolcular açısından Fenerbahçe-Galatasaray maçları gerçekten anlamı çok büyük mücadelelere sahne olmuştur. Her maçımız renkli görüntülere sahne olabiliyor. Kazanan tarafın sevinci çok büyük olduğu gibi kaybeden taraf da bir o kadar üzülüyor. Bu maç için söyleyeceğim tek şey iki takım içinde centilmence bir maç olması. Geçmiş maçlara bakıldığında bazen biz sporcular olarak, bazen de taraftarlar olarak belki bizlere yakışmayan görüntülere sebep vermiş olabiliriz ama inşallah skordan çok bu maçtaki dostluk konuşulur. Tabii ki biz Fenerbahçeli futbolcular olarak maçı kazanmak istiyoruz. Eminim ki Galatasaraylı futbolcuların da kendi adlarına böyle istekleri vardır ama son yıllara bakıldığında Galatasaray’a karşı bariz üstünlüğümüz var.Umarım bu maçta da kazanır ve üstünlüğümüzü devam ettiririz. Ama en önemli olanı dostluk ve centilmenlik"

-GÖKHAN GÖNÜL-
Gökhan Gönül de maç günlüğüne konuştu ve dostluğa vurgu yaparak şunları söyledi;
"Fenerbahçe ve Galatasaray maçlarının havası diğer maçlara göre çok daha farklıdır. Genelde bu maçların favorisi olmaz. Biz bu maçı mutlaka kazanmak istiyoruz. Ama Galatasaray’lı futbolcular da kazanmak isteyeceklerdir." diyen Gökhan Gönül, "Galatasaray’da ve diğer takımlarda görüştüğüm arkadaşlarım var, onlarla futbol dışında da beraber oluyoruz. Oynayacağımız derbi de dostluk adına ne varsa ortaya koyacağız. Taraftarlarımız bizi desteklemeye devam etsinler.Onları bazı maçlarda üzdük, bunun bilincindeyiz ama artık bunlar geride kaldı. Yaşananları önümüzdeki iyi günlerin doğum sancıları olarak nitelendiriyorum. Tek hedefimiz galibiyet için iyi futbol oynayarak sonuca gitmek olacak".


KAYNAK : http://www.ajansspor.com/futbol/superlig/h/20101023/onemli_olan_dostluk_centilmenlik.html

Galatasaraylılık tarifi''yle göndermeler

Galatasaray Kulübü'nün 105. kuruluş yılı etkinliklerinin açılış konuşmasını yapan kulüp başkanı Adnan Polat, yönetim olarak yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi verdi ve medyada kötü bir durumdaymış gibi gösterilmelerinden yakındı.

Galatasaray Lisesi'nde gerçekleştirilen etkinlikte, ''Medyaya bakarsanız durumumuz feci ama biz hadiseye farklı bakıyoruz'' diyen Polat, şu ifadeleri kullandı:
''Ben ve hiçbir yönetim kurulu arkadaşım, günü kurtarmak için iş yapmanın peşinde olmadık. Hep Galatasaray'ın geleceğine yönelik işler yaptık. Hepimizin hayallerini süsleyen projeleri birer birer hayata geçirdik. Tüzük değişikliği, şirket birleşmesi, Riva projesi gibi... Daha bu sabah önünden geçtiğim ve trafiğin az olduğu bir saat olmasına karşın insanların ihtişamını görebilmek için araçlarını yavaşlattıkları stadımız ise önümüzdeki aylarda bitecek. Hep imkansız gibi gözüküyordu.''

-''GALATASARAYLILIK KUPAYLA ÖLÇÜLMEZ''-
Adnan Polat, Galatasaray'ın 105 yılda Türkiye'nin dünyadaki 1 numaralı markası olduğunu ve bu süreç içinde birçok fırtına geçirmesine karşın bir ulu çınar gibi sapa sağlam hep yerinde durduğunu anlatırken, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Galatasaraylılık, buradaki kupaların 3 eksik veya 3 fazla olmasıyla ilgili değildir. Bir hayat tarzıdır. Her şey arzu ettiğiniz gibi her zaman gitmeyebiliyor. Bu kadar büyük bir yapının içinde günde yüzlerce karar aldığınız vakit, içinde yanlışlar da olabiliyor. Ben ve arkadaşlarım hiçbir komplekse kapılmadan, yanlışımızı düzeltmek için harekete geçebiliyoruz. Her zaman kurumsallaşmadan ve şeffaf yapıdan yana olduk. Bu projelerin hayata geçmesi, Galatasaray'ın mali yapısının sağlıklı hale gelmesi süreç içinde olabiliyor. Sıkıntılar olabiliyor ama paniğe kapılmıyor, işimizi yapmaya devam ediyoruz.''

Galatasaraylıların sorunlarını paylaşma yerinin Divan Kurulu toplantıları olduğunu belirterek, ''Galatasaraylılar medya üzerinden birbirleriyle tartışmaz. Söyleyeceği olan varsa gelsin burada söylesin'' diyen Polat, yönetim olarak hiçbir zaman enkaz edebiyatı yapmadan çalışmalarını sürdürdüklerini aktardı.

Başkan Polat, sportif olarak arzu ettikleri neticelerin alınamamasına rağmen, kulübün geleceğinin artık daha sağlam olduğunu belirtirken, ''Mali, idari ve tesis olarak daha iyi yerlere gelmiş durumdayız. Artık önümüz daha açık. İçiniz rahat olsun. Bu kapalar eksilir veya artar ama biz geleceği inşa etmek zorundayız, bunun için çalışıyoruz'' şeklinde konuştu.


KAYNAK : http://www.ajansspor.com/futbol/superlig/h/20101023/galatasaraylilik_tarifiyle_gondermeler.html

Kazanacağımıza inancımız tam.

''Kazanacağımıza inancımız tam..''
Yüksek Divan Kurulu Toplantısı'nın neden derbi öncesinde bu güne konulduğu eleştirisine yanıt veren Özdemir, ''Bilinmelidir ki bu tarih bir ay önceden fazla bir zamandan önce bildiriliyor. Her zaman ayın sonlarına doğru denk getiriyoruz. İnşallah bize uğur getirir bu toplantı. Yarınki maçta da önemli bir netice elde edeceğimize inanıyorum. Didi'nin bir sözünü ifade etmek istiyorum, 'Galatasaray maçı Fenerbahçelilerin bayram günüdür.' Takımımıza güveniyoruz, güzel bir futbolla başarılı bir sonuç alacağımıza inancımız tamdır'' ifadelerini kullandı.

Gazetelerde bugünkü divan kurulu toplantısıyla ilgili ''Light Divan'' şeklinde değerlendirmeler yapıldığını ifade eden Özdemir, bu yöndeki haberlerle ilgili yönetim kurulu açıklaması yaptı. Özdemir'in açıklaması şöyle:
''Bu yakıştırma ve yorumlar Fenerbahçe Spor Kulübü Yüksek Divan Kurulu'na yapılmış büyük bir saygısızlıktır. Divan kurulumuz kulübümüzün en yüksek istişare organı olup, bu kurulun kürsüsü tüm kurul üyelerine açıktır. Buldukları her fırsatı ve mecrayı eleştiri adına yıkıcı yorumlar ile kullananların varsa yorum ve eleştirilerini bu çatı altında bu kürsüden yapmaları beklentimizdir. Biz yönetim olarak inandığımız doğrular ile kulübe hizmet etmeye devam ediyoruz, bundan sonra da devam edeceğiz. Bu bizim görev süremizin sonuna kadar bu şekilde olacaktır.
Alnımız açık, gönlümüz rahat. Aynı rahatlıkla bizi eleştireceklerin uygun zaman kollamalarına gerek olmadığını söylemek isterim. Bizi eleştirecek olanlar Galatasaray maçı arefesini uygun bulmadıklarını ifade ediyorlar. Kulübümüzde derbi mücadeleleri öncesinde divan kurulu toplantılarının yapılması bir gelenektir. Daha önce divan toplantısına gelip konuşacağını söyleyen, ancak daha sonra derbi mücadelesini bahane olarak gösterenlerin bunu biliyor olması gerekir. Eğer bilmiyorlarsa da zaten onların kulüp kültürü ve geleneklerinden ne kadar uzak olduklarını düşündürmektedir.
Bizim hiçbir korkumuz yok. Bizi eleştirmek isteyenler gelir ve bu kürsüden eleştirilerini yaparlar. Divan kurulu toplantısına katılmayıp bunu basın yoluyla duyurmak lütuf değil divan kurulumuza yapılmış bir saygısızlıktır.''

-ÜNİVERSİTE KONUSU-
Mevcut yönetim kurulunda Fenerbahçe Üniversitesi'nin kuruluşuyla ilgili projenin hazır olduğunu bildiren Özdemir, ''İki önemli nokta var. Hami üniversitemizin olması lazım ve kim olduğu artık belli. İkincisi de üniversiteyi kuracak vakfın 15 milyon lira nakit koyma durumu var. Şu anda çalışmalarımız devam ediyor, bunu sağlamaya çalışıyoruz. Bütün projelerimiz hazırlandı'' diye konuştu.

Kerim Kerimoğlu'nun stadın değerinin 5 yıl önceki bilançoyla bugünkü bilançoda farklı olduğu ifadeleriyle ilgili olarak da Özdemir, ''5 yıl evvel 79 milyon lira, bugünkü bilançoda ise 158 milyon liraya ulaşmış, yani 100 milyon dolar. Galatasaray'ın Seyrantepe'deki stadının bugünkü maliyeti 400 milyon lirayı aştı. Daha ilave masraflar gelebilir. Onun da kapasitesi 52 bin, bizimki de. Buradaki konuşmalarınızın bizleri yanlış ifadelerle hedeflerle yanıltmasını doğru bulmuyoruz'' dedi.

Fenerbahçe Kulübü Yüksek Divan Kurulu'nun olağan toplantısı, Nihat Özdemir'in konuşmasının ardında sona erdi.

Özdemir, Kulübü Yüksek Divan Kurulu toplantısının sona ermesinin ardından yaptığı açıklamada ise ''Derbi maçlarında önceden tahminde bulunmak zordur. Yarın dostane ve iyi bir maç olmasını istiyorum. Taraftarımızın Fenerbahçe'yi başından sonuna kadar centilmence desteklemesini, son saniyeye kadar bu desteğin devam etmesini arzuluyoruz. Yarın çıkıp iyi bir futbol oynayarak, galip gelerek, yolumuza devam etmek istiyoruz'' diye konuştu.

Fenerbahçe'nin favori gösterilmesiyle ilgili yöneltilen soruya da Özdemir, ''Bu hiçbir zaman bizi bağlamaz. Hiçbir zaman derbilerde favori yoktur. Çok derbi yaşadık. Biz favori olmadığımızı her ortamda ifade ediyoruz. Oyuncularımızın da bu zihniyette olmasını, bu düşüncede olmasını istiyor, arzuluyoruz. Yarın da sahaya çıkıp, herhangi bir takım varmış gibi karşılarında, güçlü bir takım varmış gibi karşılarında mücadele edip sahadan galip ayrılmalarını istiyoruz'' şeklinde yanıt verdi.

Şampiyonluğun en önemli adayıyız

''Şampiyonluğun en önemli adayıyız''
Trabzonspor'un 26. Divan Olağan Genel Kurul Toplantısı, Zorlu Grand Otel'de yapıldı.
Kulüp başkanı Sadri Şener, yönetim kurulu üyeleri, Divan Başkanlık Kurulu Başkanı Ali Özbak ve divan kurulu üyelerinin katıldığı toplantıda ilk olarak Divan Başkanlığına Osman Çavuşoğlu getirildi.

Daha sonra açılış konuşması yapan Divan Başkanı Ali Özbak, bu toplantının bir bilgilendirme toplantısı olduğunu belirterek, ''Geride bıraktığımız sezonun bir uzantısı olarak, yeni sezon başlamadan Bursaspor ile oynadığımız müsabakayı 3–0 kazanan kulübümüz, ilk kez müzemize bir Süper Kupa taşımayı başardı. Bunun heyecanını, mutluluğunu birlikte yaşadık ve ayrıca 2010–2011 sezonuna da bunun sağladığı güvenle başlayabilme şansını yakaladık'' dedi.

Süper Kupa'nın Trabzonspor Şamil Ekinci Müzesine çok yakıştığını ifade eden Özbak, ''Bu konumu sağlayan ve camiaya yaşatanlardan; başta yönetim kurulumuzu, teknik kadromuzu ve özellikle oyuncu kadromuzu kutluyor ve onlara emeklerinden dolayı huzurunuzda bir kez daha teşekkür etmeyi borç sayıyoruz. Ayrıca buna sağladıkları destek ve katkıdan dolayı sevgili Trabzonsporlularla, Trabzonsporlu medya mensuplarına da teşekkürlerimizi sunuyoruz'' diye konuştu.

-ŞENER: "ŞAMPİYONLUĞUN EN ÖNEMLİ ADAYIYIZ"-
Özbak'ın konuşmasının ardından kürsüye çıkan kulüp başkanı Sadri Şener, genel kurulun kulübün geleceğinin planlanacağı yer olduğunu kaydederek, şunları söyledi:
"3 yıl önce yine sizlerden aldığı güçle yola koyulan yönetim kurulumuz, kulübümüzün öncelikle itibarını koruyacak, ülkenin her köşesindeki Trabzonsporlular'ın başının dik gezmesini sağlayacak bir takım oluşumu için kollarını sıvamıştı. Bu anlamda uyguladığımız planlı politika ilk yıl için ciddi bir yatırım maliyeti getirirken, ardından eksik yerlerin giderilmesi yöntemiyle takımımızı taşıyacak iskelet bir kadronun oluşumu sağlanmış ve bu ekip saha sonuçlarında da adından bahsedilir bir konuma ulaşmıştır. Geçtiğimiz sezon Türkiye Kupası'nı kazanan, Süper Kupa'nın sahibi olan ve ligde de şampiyonu belirleyerek taraftarlarımızın göğsünü kabartan ekibimiz, şu anda ligin zirvesindeki konumunu korumakta ve şampiyonluğun en önemli adayları arasında gösterilmektedir."

Yönetim olarak iki önemli projelerinin olduğunu vurgulayan Şener, ''Zira yıllardır süregelen beklentimizin giderilebilmesi adına iyi bir fırsat ve kadro yakaladığımızı düşünüyoruz. Ayrıca önümüzdeki süreçte önem verdiğimiz iki önemli projeden biri şampiyonluk, diğeri ise borsa konusu. Kulübün üzerindeki temettü yükünü kaldıracak hamleleri mutlaka yapmak zorundayız. Fazla detaya girmeden vurgulamak istiyorum ki bu konuda bir süreç başlattık. Temennimiz attığımız bu adımların kulübümüzün lehine sonuçlanması ve sorunun tamamen ortadan kaldırılmasıdır'' diye konuştu.

-"ŞAMPİYONLUK HEPİMİZİN YILLARDIR ÖZLEDİĞİ EN ÜST DERECE"-
Trabzonspor'un oynadığı oyun ve aldığı sonuçlarla sahada en çok beğenilen takımların başında geldiğini söyleyen Şener, şöyle devam etti:
"Şampiyonluk hepimizin yıllardır özlediği en üst derecedir. Ancak geçmiş yıllardaki başarılı süreçlerimiz incelendiğinde bu zaferlerin ardında yatan en önemli faktörün kent bünyesinde her anlamda sağlanan bütünlük anlayışının etkisi büyüktür. Bugün Trabzonspor oynadığı oyun ve aldığı sonuçlarla sahada en çok beğenilen takımların başında gelirken, prestij anlamında da sözü dinlenen, ilişkileri güçlü, ödeme güvenilirliğini sağlamış bir kulüp konumundadır. Sponsorluk anlaşmaları ve kaynak hareketlerini olumlu yönetmesiyle kulübümüz nakit akışı problemini büyük oranda çözmüş, oyuncularıyla yaptığı sözleşmelerin vecibelerini yerine getirmede belirli bir seviyeyi oturtmuş ender kulüplerimizden biridir. Rakiplerimiz dev bütçe açıklarıyla yeni yeni kredi arayışları içerisindeyken oluşturduğumuz sistem rahat dönüşülebilirlik imkanını büyük oranda sağlamıştır. Şu anda yaptığımız girişimlerin ardından TTNet ve Denizbank ile yeni sözleşmeler imzalayacağız. Bugünün futbol dünyasının dayandığı temel unsur başarıya dayalı bir gelir artışını beraberinde getirmektedir. Demek ki sahada ne kadar kazanırsanız, kasanıza girecek para miktarı da o oranda artacaktır. İşte bu güncel felsefeden hareketle planlamamızı yaparak yolumuza devam etmekteyiz. Hepimize düşen, saha sonuçlarını elde edebilmek adına üzerimize düşen sorumluluğu göstererek takımımıza ve teknik heyetimize gereken desteği vermek olmalıdır. Ortaya koyduğumuz hedeflere ilerlerken sadece Avrupa kupalarından elenmemiz bizleri üzen en önemli sonuç olmuştur. Oysa bu yarışın içerisinde kalmamız hem maddi hem de manevi açıdan çok önemliydi. Bu yıl için bunu başaramadığımızdan dolayı üzgünüz."

Şener, yönetim kurulu olarak amaçlarının kulübü kısır çatışmalardan uzak tutarak sportif ve ekonomik olarak en iyiyi yakalamak olduğunu kaydederken, Avrupa kupalarında başarılı olamadıkları için de çok üzgün olduklarını ifade etti.

-KULÜBÜN BORCU 105 MİLYON LİRA OLARAK AÇIKLANDI-
Şener'in konuşmasını üyeler ayakta alkışladı. Daha sonra divan başkanlığı tarafından yapılan denetimler sonucu kulübün gelir gider tablosu açıklandı. Buna göre bordo-mavili kulübün borcunun 105 milyon 465 bin 550 lira olduğu açıklandı.

Bu borcun 57 milyon 654 bin 605 lirasının kısa vadeli, 47 milyon 810 bin 945 lirasının ise uzun vadeli borç olduğu vurgulandı.

Toplantı, genel kurul salonundaki bayan divan üyelerine çiçek verilmesinin ardından sona erdi.

21 Ekim 2010 Perşembe

Bank Asya 1. Ligi'nde önümüzdeki hafta..

HAZIRLAYAN: MÜSLÜM IŞIKLAR

Lider Denizlispor’un maç yapmadan geçireceği 9. haftada yine zor müsabakalar bizi bekliyor.

9. hafta öncesinde Denizlispor, alınan 6 galibiyet ve atılan 19 golle bu alanlarda da liderliğini sürdürüyor.

En fazla gol yiyen takım 13 golle Güngören Belediyespor olurken en az golü ise ağlarında 3 gol bulan Samsunspor yedi.

Sahasında en fazla galip gelen takım 3 galibiyetle Çaykur Rizespor olurken, deplasmanda ise bu unvanı 4’te 4’le yine Denizlispor elde etti.

İşte Diyarbakırspor’un 3 puanla sonuncu sırada bulunduğu Bank Asya 1. Lig’de 9. Hafta maçlarının programı ve değerlendirmesi:

DİYARBAKIRSPOR - TKİ TAVŞANLI LİNYİTSPOR
Çok değil, daha bir sezon önce aralarında 2 klasman ligi farkı olan takımlar, şimdi ortak amaç için mücadele ediyorlar. Biri geçtiğimiz sezon Süper Lig’de boy gösteren Diyarbakırspor, diğeri ise Spor Toto 2. Lig’de mücadele eden Tavşanlı Linyitspor. Her iki takımın öncelikli amacı ligin son sıralarından kurtulmak… Maç, Diyarbakır Atatürk Stadı’nın zemininin kötü olmasından dolayı, Elazığ’da oynanacak. Ev sahibi ekip, son hafta deplasmanda Adanaspor’a 2-0 yenilmişti. İlginçtir ki Adanaspor’un elde ettiği iki galibiyet de bu iki takıma karşı oldu. Bu özellikteki bir diğer takım da Mersin İdmanyurdu. Onların da var olan iki galibiyeti sadece Diyarbakır ve Tavşanlı’ya karşı kazanıldı. Tavşanlı Linyitspor, son iki haftada 4 puan topladı. Diyarbakırspor, Bolu ve Adana deplasmanlarından sonra taraftarının karşısına çıkacağı ilk iç saha maçında (Elazığ) ilk galibiyetini almak için saldıracaktır.

KAYSERİ ERCİYESSPOR - BOLUSPOR
Geçmişte iki takım arasında oynanan biri hazırlık olmak üzere, toplam 7 maçta Erciyesspor 3, Boluspor ise 2 galibiyet elde etti. Geçen sezonki maçları Kayseri Erciyesspor (2-0, 1-2)kazandı. Kayseri ekibi bu sezonki maçlarında yarı yarıya galibiyet ve beraberlik oranı elde etti. 8 maçın 4’ü eşitlikle, 4’ü ise galibiyetle sonuçlandı. Hatta mavi-siyahlılar bu oranı iç saha ve dış saha olarak da dengelemiş durumda. Toplam 4 iç ve 4 dış saha maçlarında ikişer galibiyet ve ikişer beraberliğe ulaştılar. Konuk Boluspor ise son 3 haftada sadece 2 puan toplayabildi. Bu maç, zirve iddialarını sürdürmek için onlar açısından oldukça önemli. Beraberlik en mantıklı sonuç gibi görünüyor. Puan cetvelinde Erciyesspor 16 puanla 2., Boluspor ise 11 puanla 6. sırada yer alıyor.

GİRESUNSPOR - SAMSUNSPOR
İki Karadeniz ekibinin arasında oynanan son 6 maçı da Giresunspor kazandı. Yeşil-beyazlıların son dönemlerde bariz bir üstünlüğü söz konusu. Hatta geçmişteki Süper Lig maçları da dâhil, Samsunspor’un Giresun’da hiç galibiyeti bulunmuyor. Ancak ev sahibi ekip, bu sezonki son 3 maçında puan bir yana, gol dahi atamadı. Teknik Direktör Bahri Kaya ile sahalarındaki ilk, genelde ise ikinci maçlarına çıkacak olan Giresunspor’un bu sezon sadece 2 galibiyeti bulunuyor. Her ikisi de iç sahada alınan bu galibiyetler, Boluspor ve Adanaspor’a karşı 2-1’lik skorlarla elde edildi. Samsunspor ise istikrarsız grafiğiyle dikkat çekiyor. Gerçi son iki haftada 4 puan topladılar ve son maçta deplasmanda Tavşanlı ile berabere kaldılar. Ama yine de kırmızı-beyaz-siyahlıları oldukça zor bir maç bekliyor. Zira yeni teknik adamlarıyla ilk iç saha maçlarına çıkacak olan Çotanaklar, Samsunspor’un üzerinde baskı kurmaya çalışacaktır. Giresun 7 maçta 6 puanla 14. Sırada yer alırken, Samsun ise 6 maçta 9 puanla kendine 7. Sırada yer buldu.

KARŞIYAKA - ADANASPOR
Geçen sezon 4’lü finale yükselen ama umutlarını bu sezona bırakmak zorunda kalan her iki ekip de, ligin en büyük hayal kırıklıklarını yaşattılar. Aralarındaki son iki maçtan da beraberlikle ayrılan takımlar, Süper Lig’de en son 23 Şubat 1991’de karşı karşıya geldiler. Adanaspor son maçta sahasında Diyarbakırspor’u 2-0 yenerken, Karşıyaka bu haftayı maç yapmadan tamamladı. Üç ihtimalin de sürpriz olmayacağı bu maç öncesinde Adanaspor 8 puanla 9., Karşıyaka ise 7 puanla 13. sırada yer alıyor.

ÇAYKUR RİZESPOR - AKHİSAR BELEDİYESPOR
Tarihlerinde ilk kez karşılaşacak iki takımın mücadelesinde ev sahibi ekip galibiyete daha yakın görünüyor. Yeşil-mavililer, sahalarındaki 4 maçın 3’ünden galibiyetle, 1 tanesinden de beraberlikle ayrıldı. Konuk ekip ise 4 deplasman maçından 3 beraberlik, 1 mağlubiyet çıkardı. Ege temsilcisinin üç beraberliği de 0-0’lık sonuçlardan oluşuyor. Yenildiği maç ise 1-0’lık skorla Erciyesspor’a karşı. Rize’nin galibiyetinden sonra en muhtemel sonucun golsüz beraberlik olması istatistiklere göre yanlış olmaz. Son maçta Rizespor, sahasında Giresunspor’u 1-0 yenerken, Akhisar Belediye de yine sahasında Gaziantep BB’ye 2-1 yenildi.

GÜNGÖREN BELEDİYESPOR - MERSİN İDMANYURDU
Tarihlerinde ilk defa karşılaşacak iki ekibin mücadelesi her türlü sonuca gebe. Güngören, evindeki maçlardan 1 galibiyet, 2 beraberlik ve 1 mağlubiyet çıkardı. Mersin ise 3 dış saha maçından da beraberlikle ayrıldı. İstanbul temsilcisi 8 maçta 13 gol yiyerek bu alanda birinci durumda. Konuk ekipte, ayrılan Yüksel Yeşilova’nın yerine Nurullah Sağlam göreve başladı. Kan değişikliği, zaten dışarıda kolay kolay yenilmeyen Güney ekibini, en azından psikolojik olarak galibiyete götürebilir. Yine de her sonuç olağan sayılacaktır.

ORDUSPOR - KARTALSPOR
Aralarında oynadıkları geçen sezonki maçlardan Kartalspor 4, Orduspor 1 puan elde etti. Ordu, sahasındaki son maçta Altay’a 2-1 mağlup olmuştu. Kartal ise deplasmandaki son maçında Denizli ile 1-1 berabere kaldı. Ancak Ordu, Mersin’den farklı skorla dönerek Altay mağlubiyetini telafi etti. Kartal da sahasında penaltı kaçırdığı maçta Erciyes ile puanları paylaştı. Ordu’nun favori gösterildiği müsabakada Kartalspor’un alacağı puan ya da puanlar da sürpriz sayılmamalı. Zira Kartal’ın 8 puanının 5’i dış sahada kazanıldı. Aldığı tek galibiyet ise deplasmanda Diyarbakırspor’a karşı 3-2’lik skorla gerçekleşti. Orduspor sıralamada 15 puanla 3. sırada yer alırken, konuk ekip 8 puanla 10. sırada bulunuyor.

GAZİANTEP BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESPOR - ALTAY
Geçen sezonki iki maçta Altay 4, Gaziantep BB ise 1 puan elde etti. Konuk ekip, istikrarsız sonuçlarına son hafta bir yenisini daha ekledi ve sahasında Güngören’e 1-0 mağlup oldu. Ev sahibi ekibin ise son 3 haftada 3 galibiyeti bulunuyor. Ayrıca 5 haftadır puansız maçı olmadı. Bu süreçteki 5 maçtan toplam 11 puan elde ettiler. Gaziantep BB, istikrarını sürdürürse galibiyete uzanabilir. Ancak Coşkun Demirbakan ve talebeleri de Güneydoğu temsilcisini yenecek güçteler. Beraberlik akla en yakın sonuç gibi görünüyor.

9. HAFTANIN MAÇ PROGRAMI

23 Ekim Cumartesi:
14.00 Diyarbakırspor-TKİ Tavşanlı Linyitspor (Elazığ Atatürk)
14.00 Kayseri Erciyesspor-Boluspor (Kayseri Büyükşehir Belediyesi Kadir Has)

24 Ekim Pazar:
14.00 Giresunspor-Samsunspor (Giresun Atatürk)
14.00 Karşıyaka-Adanaspor (İzmir Alsancak)
14.00 Orduspor-Kartalspor (Ordu 19 Eylül)
14.00 Çaykur Rizespor-Akhisar Belediyespor (Yeni Rize)
14.00 Güngören Belediyespor-Mersin İdmanyurdu (Mimar Yahya Baş)
19.30 Gaziantep Büyükşehir Belediyespor-Altay (Kamil Ocak)

KAYNAK : http://www.ajansspor.com/futbol/tff1lig/h/20101021/bank_asya_1_liginde_onumuzdeki_hafta.html