26 Nisan 2010 Pazartesi

Kafalar karışmasın!

Fenerbahçe’nin liderliğini şampiyonluk marşına dönüştürenleri anlamak mümkün değil.
Spor basının büyük bir bölümü işin bittiğini ima ediyor. Rıza Çalımbay’ın Eskişehir’ini ve Bursa’nın kadim dostu Ankaragücü’nü yok saymak şaşırtıcı. “İpler Fenerbahçe’nin elinde” tabirinden, Eskişehirspor, Ankaragücü ve Trabzonspor hoşlanmayacak gibi...

Son yedi lig müsabakasının kazanılması Fenerbahçe’nin şampiyonluk yarışındaki kararlılığını ortaya koymakla birlikte, bu maçların altısında alınan 1-0’lık skorlar ve rakiplere verilen pozisyonlar olası bir kazanın habercisi sanki…
Takım gol yediğinde büyünün bozulması sürpriz olmaz.

Özer basit mi oynamalı?
Futbol basınında gündemi belirleyen bazı spor yorumcusu arkadaşlarımızın Özer Hurmacı’nın basit oynaması gerektiğine dair eleştirileri, oyuncu-sorumluluk ilişkisi tespitini yerinde yapamadıklarını gösterir nitelikte.

Futbolda zirveyi hedefleyen hiçbir takım ofansif görevler yüklediği oyunculardan basit oynamalarını beklemez.
Özer, Arda, Holosko, Delgado, Alex, Sercan, Giovanni Dos Santos, vs… tipindeki oyuncuların yetenek ve sorumlulukları oyunlarını basite indirgemeye izin vermez. Onlar genç yaştan itibaren büyük oynamak zorundadırlar.
Yaşları ilerledikçe neyi, ne zaman ve nasıl yapmaları gerektiği konusunda olgunlaşırlar, daha az hata yaparlar. Bu da onların basit oynamaya başladıklarını göstermez.
Örneklemede belirtilen; Johan Cruyff’un, ”Futbol basit bir oyundur, zor olan onu basit oynayabilmektir” sözleri total futbola dair ifadelerdir ve kendisi gibi, yaratıcı, hızlı, dripling yeteneği yüksek, risk alan oyuncuların basit oyunu benimsemeleri gerektiği anlamını taşımaz.

“Sağlam” duruş!
Bursaspor’u, Galatasaray karşısında, ne yaptığını bilen, gerçekçi ve akılcı futbol duruşundan dolayı kutlarım. Kazanmak için gereken hamleleri yaptılar ama olmadı. En azından kaybetmediler ki; bir büyüğün daha şampiyonluk yarışı içinde olması Ertuğrul hocanın işine gelmeyecekti. Takımın ikinci sıraya düşmesi şampiyonluk yolunda alınmış büyük bir yara olarak değerlendirilmemeli. Fikstürde iki iç saha maçı gözüküyor. Hedefi olmayan takımlara karşı oynanacak iki iç saha maçı…

Ertuğrul Sağlam’ın maç sonu yorumları sırasındaki sakin duruşu ve gizlemeye çalıştığı sinsi gülüşü önümüzdeki haftalarda çanların kimin için çalacağının öngörüsü olabilir mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder