28 Şubat 2010 Pazar

''Kadıköy'de söndürmüşüz Fener"

''Kadıköy'de söndürmüşüz Fener
Yeşil-beyazlı kulüpten alınan bilgiye göre, Fenerbahçe maçından sonra Bursaspor, galibiyetine ilişkin tişörtleri piyasaya sürmeye devam etti.

Kadıköy'de 2-0 yenik düşmesine rağmen maçtan kopmayan ve sahadan 3-2 galip ayrılan Bursaspor, zirve yarışındaki bu zaferinin ardından, ''Kadıköy'de söndürmüşüz FENER, 22.02.2010 2-3'' ve ''Dikkaaaat Timsah Var'' yazılı tişörtleri 20 liradan satışa çıkardı.

Taraftarların, tişörtleri Bursastore'un Altıparmak ve Şehreküstü Metro İstasyonu'ndaki mağazalarından alabilecekleri bildirildi.

Bursaspor, hafta içinde, ''2 avans 3'te biter'' ile ''Kuşların Korkulu Rüyası OYUNB'OZAN'' yazısının yer aldığı tişörtleri piyasaya sürmüştü.

Kartal ''Arıza'' yapmadı!

Turkcell Süper Lig'deki Kayserispor-Beşiktaş karşılaşması, bilet fiyatlarının 15 ve 30 liradan satılması nedeniyle büyük ilgi gördü. Karşılaşmayı 2 bini Beşiktaşlı yaklaşık 20 bin seyirci izledi.

Maçta toplam 1600 polis ve özel güvenlikçi görevlendirildi. Karşılaşma için çevre illerden çok sayıda futbolsever, Kayseri'ye geldi. Polis ekipleri, taraftar otobüslerini kent girişinden itibaren eskort eşliğinde stadyum çevresine yönlendirdi.

Tribünlerin üzerlerindeki doğal gazlı ısıtıcıların çalıştırılması sonucu, hava sıcaklığının 3 derece olduğu stadyumda seyirciler soğuktan etkilenmedi. Beşiktaşlı futbolcular üzerinde ''Vergi geleceğimizin teminatıdır'', Kayserispor ise ''Vergi varsa adınız var, kazanan Türkiye için her çarpan yüreğe ihtiyaç var'' yazılı pankartla sahaya çıktı.

Kayserispor'da Cangele, sarı kart cezası nedeniyle maç kadrosunda yer alamadı.

KAYSERİSPOR: 1 - BEŞİKTAŞ: 2

Stat
Kayseri Kadir Has

Hakemler
İlker Meral xxx, Serkan Malkoç xxx, Asım Yusuf Öz xxx

Kayserispor
Souleymanou xx, Mehmet Eren xx, Serdar xx, Aydın x, Hakan x, Abdullah xx, Mohammed x, Bayram x(Dk. 22 Troisi xx), Ömer xx (Dk. 79 Semih x), Makukula xx, Gökhan x (Dk. 46 Furkan x)

Beşiktaş
Rüştü xxx, İbrahim Toraman xxx, İbrahim Kaş xxx, Sivok xx, Ferrari xx, İbrahim Üzülmez xxx, Fabian Ernst xxx (Dk. 69 Necip xx), Fink xx, Tello xxx (Dk. 63 Holosko x), Ekrem xxx, Bobo xxx (Dk. 89 Nihat?)

Goller
Dk. 2 Tello, Dk.30 Ekrem (Beşiktaş), Dk. 81 Ariza Makukula (Kayserispor)

Sarı kartlar
Dk. 38 Tello, Dk. 78 İbrahim Kaş (Beşiktaş), Dk. 56 Mohammed Shawky (Kayserispor)

:: MAÇTAN DAKİKALAR ::

Turkcell Süper Lig'deki yapılan maçta Beşiktaş, Kayserispor karşısında ilk yarıyı 2-0 önde tamamladı.

Maçta konuk takım 2. dakikada Tello ile öne geçti. Sol kanattan gelişen Beşiktaş atağında Fink'in ortasında topla buluşan Tello, sert bir vuruşla meşin yuvarlağı Kayserispor filelerine gönderdi: 0-1

13. dakikada Kayserispor defansının ofsayt diye duraksamasından yararlanarak ceza alanına giren Bobo'nun yerden vuruşunda top yan direkten geri döndü.

16. dakikada Bobo'nun pasıyla buluşan Tello'nun vuruşunda Kayserispor defans oyuncusu Serdar, topu kornere göndererek gole izin vermedi.

25. dakikada Hakan'ın soldan yaptığı ortaya yükselen Makukula, topa dokunamayınca Kayserispor pozisyondan yararlanamadı.

29. dakikada Makukula'nın ceza alanı dışından yaptığı vuruşta top az farkla dışarı gitti.

30. dakikada Tello'nun pasıyla ceza alanında topla buluşan Bobo, meşin yuvarlağı Ekrem'e verdi. Bu oyuncunun sert şutunda meşin yuvarlak Kayserispor ağlarıyla buluştu: 0-2

42. dakikada topla ceza alanına giren Bobo'nun yerden vuruşunda meşin yuvarlak az farkla direğin yanından auta gitti.

Karşılaşmanın ilk yarısı Beşiktaş'ın 2-0 üstünlüğüyle sona erdi.

55. dakikada Troisi'nin ortasında ceza alanındaki Makukula ve Mohammed topa dokunamayınca, Kayserispor önemli bir pozisyondan yararlanamadı.

62. dakikada İbrahim Toraman'ın yerden vuruşunda, kaleci Souleymanou uçarak topu kontrol etti.

70. dakikada Kayserispor defansını çalımlarla geçen Bobo, ceza alanına girerken kalesini terk eden Souleymanou yatarak topu bu futbolcunun ayaklarından aldı ve mutlak bir golü önlemiş oldu.

81. dakikada Mohammed'ın uzun pasında savunmanın arkasına sarkan Makukula, meşin yuvarlağı Rüştü'nün solundan filelere gönderdi: 2-1

89. dakikada Aydın'ın hatalı pasını yakalayan Bobo'nun ceza alanındaki vuruşunda top az farkla auta gitti.

Mücadeleyi Beşiktaş, 2-1 kazandı.

Arsenal kazandı ama..


(Ajansspor Dış Haberler Servisi)

Stoke City [1 - 3] Arsenal
08' [1 - 0] Pugh
32' [1 - 1] Bendtner
90' [1 - 2] Fabregas (Penaltı)
90+4' [1 - 3] Vermaelen

Lider Chelsea'nin Stamford Bridge'de Manchester City'ye 4-2 yenildiği haftada eline geçirdiği fırsatı değerlendiren Arsenal zirveye 3 puan daha yaklaştı.

Stoke: Sorensen, Huth, Shawcross, Abdoulaye Faye (Collins 60'), Wilkinson, Delap, Whelan, Whitehead (Lawrence 77'), Pugh, Sidibe, Fuller (Tuncay 80')

Arsenal: Almunia, Sagna, Vermaelen, Campbell, Clichy, Eboue (Walcott 75'), Fabregas, Song, Ramsey (Rosicky 69'), Nasri (Eduardo 83'), Bendtner

Geçtiğimiz hafta içinde oynanan İngiltere Federasyon Kupası (FA Cup) tekrar maçında Manchester City'yi safdışı bırakarak adını bir üst tura yazdıran Stoke City'de Etherington ve Higginbotham bu karşılaşmada sakatlıkları sebebiyle forma giyemedi.

Britannia Stadı'ndaki mücadelede Peter Walton düdük çaldı, Stuart Burt ve Michael Murphy de yardımcılıklarını yaptı.

"Topçular"daysa sakat isimlerin çokluğu bir kez daha kadro sıkıntısı yarattı. Arshavin, Diaby, Djourou, Gallas, Gibbs, Merida ve Van Persie karşılaşmada forma giyemedi.

İki takım Federasyon Kupası'nda da karşılaşmışlardı. Rakibine Fuller (2) ve Whitehead'in golleriyle 3-1 üstünlük sağlayan Stoke yoluna devam etmeye hak kazanmıştı. Arsenal'de Denilson'un golüyse mağlubiyeti engellemeye yetmemişti.

Ev sahibi ekip maça çok hızlı başladı ve 8. dakikada Delap'in klasikleşen uzun tacının ardından kafa vuruşuyla takımına skor avantajını getiren Pugh tribünleri sevince boğdu. Sağ kanattan yapılan ortaya iyi yükselen ve düzgün bir kafa vuruşuyla topu Sorensen'in uzanamayacağı noktaya gönderen Bendtner ise 32. dakikada skora denge getirdi. Britannia Stadı'nda ilk yarı 2 dakikalık oynanmamış sürenin ardından 1-1'lik beraberlikle sona erdi.

İkinci yarının en önemli anı şüphesiz 66. dakikada yaşandı; Shawcross'un müdahalesiyle yerde kalan Ramsey ambulansla hastaneye götürülürken, Stoke Cityli oyuncu da kırmızı kartla oyundan ihraç edildi. Ambulansa taşınırken oksijen takviyesi yapılan genç Galli'nin pozisyonda ayağının kırıldığı bildirildi. Shawcross da pozisyonun ardından gözyaşlarına boğuldu.

Ev sahibi ekipte menajer Tony Pullis karşılaşmanın 80. dakikasında Fuller'ın yerine milli futbolcumuz Tuncay Şanlı'yı oyuna aldı.

90. dakikada Stoke City ceza alanı içinde Pugh'un eline çarpan top sebebiyle penaltı kazanan Arsenal, topun başına geçen Fabregas'la skor avantajını yakaladı. Ligdeki 13. golünü kaydeden İspanyol oyuncu sevincini ayağı kırılan takım arkadaşı Ramsey'e adadı. Maçın sonuna 9 dakikalık duraklama ilave edildi.

Duraklama anlarında takımını rahatlatan Vermaelen galibiyetin habercisi oldu. Arsenal bu galibiyetle puanını 58 yaparak zirveye 3 puan daha yaklaştı.

Perde Sami Yen'de kapanıyor!

Perde Sami Yen'de kapanıyor!
-GALATASARAY - KASIMPAŞA

Stat
Ali Sami Yen

Saat
19.00

Yayın
Tv Lig TV
İnternet www.ajansspor.com

Hakem
Mustafa Kamil Abitoğlu

Yardımcı Hakemler
Bahattin Duran - Serkan Ok

Dördüncü Hakem
Mete Kalkavan



Sezon başında büyük hedeflerle yola çıkan, ancak önce Ziraat Türkiye Kupası, sonra da UEFA Avrupa Ligi'nden elenen Galatasaray, Turkcell Süper Lig'de yarın Kasımpaşa ile yapacağı maçı kazanarak, hem liderliğini sürdürmek, hem de moral bulmak istiyor.

Yarıştığı 3 kulvarın 2'sinde havlu atarak tamamen yönünü lige çeviren sarı-kırmızılı takım, yarın son haftaların flaş takımı Kasımpaşa karşısında galibiyetle ayrılmanın hesaplarını yapıyor.

Galatasaray, bu sezon ligde Fenerbahçe ve Trabzonspor'u, kupada da Beşiktaş'ı yenme başarısı gösteren ve kendisini sezonun ilk yarısındaki karşılaşmada oldukça zorlayan lacivert-beyazlı takımı geçerek, yoluna puan kaybetmeden devam etmeyi hedefliyor.

-CEZALI VE SAKATLAR-
Karşılaşma öncesi Galatasaray'da özellikle sakat oyuncuların çokluğu dikkati çekiyor.

Sarı-kırmızılı takımda uzun süredir sakatlıkları devam eden Baros, Kewell ile Gökhan, Kasımpaşa karşısında da forma giyemeyecek. Atletico Madrid maçında sakatlanan Elano ile Hakan da forma giymeyecek.

Ev sahibi takımda sakatlığı düzelen Sabri ile geçen hafta Beşiktaş ile yapılan maçta kısa bir süre görev alan Jo ise takımdaki yerlerini alabilecek.

Galatasaray'da sarı kart cezası bulunan Barış Özbek, laivert-beyazlı takım karşısında forma giyemeyecek.

Bu arada, sarı-kırmızılı takımda 3 sarı kartı bulunan kaptan Arda Turan ceza sınırında bulunuyor. Arda bir sarı kart daha görmesi durumunda gelecek hafta oynanacak Eskişehirspor maçında takımdaki yerini alamayacak.

Ali Sami Yen Stadı'nda saat 19.00'da başlayacak Galatasaray-Kasımpaşa karşılaşmasını hakem Mustafa Kamil Abitoğlu yönetecek.

Memo'lu Jazz şov yaptı..

Memo'lu Jazz şov yaptı..
Utah Jazz'ın sahasında Houston Rockets'i 133-110 yendiği maçta, milli basketbolcu Mehmet Okur 17 sayı üretti.

Energy Solutions Arena'daki karşılaşmanın 34 dakikasını sahada geçiren Okur, 17 sayı, 8 ribaunt ve 3 asistle oynadı. Jazz'da Deron Williams 35 sayı, 13 asist ve 7 ribauntla ''double-double'' yaparak, maçın yıldızı olurken, Carlos Boozer, Paul Millsap ve Wesley Matthews da 18'er sayıyla galibiyete katkıda bulundu.

Konuk Houston takımında ise Kevin Martin, 32 sayıyla öne çıksa da bu performansı, takımının yenilmesine engel olamadı. Aaron Brooks 19, Chase Budinger de 14 sayı üretti.

Jazz, maçın ilk çeyreğini 39-35, devreyi de 70-59 önde bitirdi. Üçüncü çeyreği de 107-94 üstün tamamlayan Utah temsilcisi, sahadan da 133-110 galip ayrıldı.

-BUCKS DEPLASMANDA GALİP-
Milwaukee Bucks'ın deplasmanda Miami Heat'i 94-71 mağlup ettiği maça yedekten girip 21 dakika forma şansı bulan Ersan İlyasova, 6 sayı, 7 ribaunt ve 1 asistle takımına destek verdi. American Airlines Arena'da 18 bin 883 basketbolseverin izlediği karşılaşmada öne çıkan isimler, 18 sayıyla John Salmons, Jerry Stackhouse ve 15 sayıyla Carlos Delfino oldu. Miami ekibinde ise Jermaine O'Neal'ın 14, Michael Beasley ve Maria Chalmers'ın 10'ar sayılık çabası sonuçsuz kaldı.

Bucks, maçın ilk çeyreğini 26-18, devreyi de 50-45 üstün tamamladı. Üçüncü çeyreği de 75-57 üstün bitiren Milwaukee temsilcisi, sahadan da 94-71 galip ayrıldı.

Ligde alınan diğer sonuçlar şöyle:
Boston Celtics - New Jersey Nets: 96-104
Indiana Pacers - Chicago Bulls: 100-90
New York Knicks - Memphis Grizzlies: 109-120
Minnesota Timberwolves - Portland Trail Blazers: 91-110
Golden State Warriors - Detroit Pistons: 95-88

Lige, TSİ yarın sabaha karşı yapılacak 8 maçta devam edilecek.

Fildişi'nde Halilhodziç gitti..

Fildişi'nde Halilhodziç gitti..
Fildişi Sahili Futbol Federasyonu Başkanı Jacques Anouma, televizyondan yayımlanan açıklamasında, ''Halilhodziç'in görevine Afrika Uluslar Kupası'nı kazanamadıkları için son verdiklerini'' söyledi.

Fildişi Sahili'nin Afrika Uluslar Kupası'nda çeyrek finalde Cezayir'e elenmesinin ardından eleştiri okları Halilhodziç'e yönelmişti.

Anouma, Halilhodziç'in yerine geçecek teknik direktörün 10 gün içinde açıklanacağını söyledi.

Fildişi basınında, Halilhodziç'in yerine geçebilecek isimler arasında (A) Milli Takım Sorumlusu Guus Hiddink ilk sırada gösteriliyor. Milli takımdaki görevine Ağustos'ta başlayacak Hiddink ile Fildişi Sahili'nin kısa süreli bir sözleşme imzalayabileceği belirtiliyor.

Barça ecel teri döktü..

Barça ecel teri döktü..
(Ajansspor Dış Haberler Servisi)

Barcelona [2 - 1] Malaga
69' [1 - 0] Pedro
81' [1 - 1] Valdo
84' [2 - 1] Messi

Malaga karşısında ecel terleri döken Barcelona 3 puanı hanesine yazdırmayı bildi.

Geçtiğimiz hafta içinde Mercedes-Benz Arena'daki Şampiyonlar Ligi mücadelesinde Stuttgart'la Cacau ve Ibrahimovic'in karşılıklı golleriyle 1-1 berabere kalan Barcelona; La Liga'da aylar sonra ilk kez bir maça ikinci sırada çıktı.

Rubinos Perez'in düdük çaldığı mücadeleye sakat oyuncularının dönüşüyle ideal 11'ine yakın bir kadroyla çıktı. Teknik direktör Pep Guardiola'nın ilk 11 tercihi Valdes, Alves, Puyol, Pique, Maxwell, Busquets, Xavi, Iniesta, Pedro, Messi ve Ibrahimovic oldu.

Camp Nou'da rakibi karşısında 1999 yılından beri bir varlık gösteremeyen Malaga ise bu zorlu karşılaşmaya Munua, Manolo Gaspar, Stepanov, Weligton, Manu Torres, Juanito, Toribio, Fernando, Baha, Duda ve Obinna 11'iyle çıktı.

İlk dakikalarda duran topla bir pozisyon bulan Malaga karşısında oyunu tamamen rakip sahaya yıkan Barcelona ilk 45 dakikalık bölümde inanılmaz goller kaçırdı. Ibrahimovic'in kullandığı serbest vuruşta direği yalayan top, İsveçli yıldızın kale önünde dokunamadığı pozisyon ve Messi'nin rakiplerinden sıyrılıp topu tribüne gönderdiği an!..

43. dakikada Manu Torres'in Maxwell'e yaptığı faulün ardından ikinci sarı kartla oyundan ihraç edilmesi gerektiğini dile getiren ve talebinde ısrarcı olan Pique kartı gördü, Pep Guardiola da pozisyonda dördüncü hakeme itiraz etti.

İlk yarıda birçok pozisyonda formasından çekilerek durdurulmaya çalışılan Messi soyunma odasına sekerek gitti, 15 dakikalık devre arasında tribünler Arjantinli süper yıldızın durumunu merakla bekledi.

Camp Nou'da kilidi çözense Barcelona'nın rekortmen golcüsü Pedro oldu, dakikalar 69'u gösterirken ceza alanı dışından çok sert vuran genç oyuncu bu sezon ligdeki 7. golünü kaydederek ev sahibi ekibe skor avantajını getirdi.

İkinci yarıda oyuna giren ve Malaga'ya hücum zenginliği kazandıran Valdo 81. dakikada attığı golle Camp Nou'yu sessizliğe boğdu, skora denge getirdi. Valdo'nun Barcelona'nın ezeli rakibi ve komşusu Espanyol'dan kiralanmış olmasıysa ilginç bir detay olarak gözlere çarptı.

Bu maçın sonucunu merakla bekleyen Real Madrid taraftarlarını yıkansa maçın başından beri formasından çekilerek durdurulmaya çalışılan Messi oldu, Xavi'nin mükemmel pasına hareketlenen Alves'in çevirdiği topu ağlara yollayan Messi ligdeki gol sayısını 17'ye çıkardı.

90. dakikada Krkic'in pasıyla farkı ikiye çıkaran Ibrahimovic'in gol sevinci uzun sürmedi, hakem pozisyonda faul olduğu gerekçesiyle golü iptal etti.

Barcelona bu kritik galibiyetle puanını 61 yaptı ve liderlik koltuğunu ezeli rakibi Real Madrid'ten geri aldı.

Camp Nou'da beraberlik sevinci uzun sürmeyen Malaga ise 27 puanda kaldı.

Kenan herşeye rağmen podyumda..

Kenan herşeye rağmen podyumda..
Avustralya'nın Phillip Island Pisti'nde koşulan ve 2. sırada başladığı yarışmada Kenan Sofuoğlu, yarışmanın başlarında pisteki yağ nedeniyle kayarak düştü. Ayağının kırık yerini piste çarpan milli sporcu, motosikletini değiştirerek yarışı iğneyle tamamlamak zorunda kaldı.

Yarışmayı AA muhabirine değerlendiren Sofuoğlu, düşmenin ardından ayağının kırık bölgesinde ağrı oluştuğunu kaydetti. İğne yaptırmak zorunda kaldığını ifade eden Sofuoğlu, şöyle konuştu:
''İkinci motosikletin lastiklerinde sorun oluştu. Normal hızımın altına düşerek yarışı tamamlamaya çalıştım. Hedefim buradan puan alabilmekti. Lastiği yarış sonuna kadar dayandırmaya çalıştım. Sonuçta 3. sırada yarışı podyumda bitirdim. Kazanabileceğim yarışta sorunlar nedeniyle geride kaldım. Önemli olan bu yarıştan puan toplayarak podyumda yer alabilmekti. Bunu başardım.'' Ayağının üzerine basamadığını belirten Sofuoğlu, ''Ayağımın tekrar kırılma ihtimali var. İlk filmde belli olmadı. Doktorlar inceleme yapacak'' dedi.
Öte yandan, 1. ayak koşusunu İrlandalı Eugene Laverty ilk sırada tamamlarken, İspanyol Joan Lascorz ise ikinci sırada yer aldı.
Dünya Supersport Şampiyonası'nın 2. ayağı, 28 Mart'ta Portekiz'deki Portimao Pisti'nde koşulacak.

''Beşiktaş farkı kapatabilir''

''Beşiktaş farkı kapatabilir''
Beşiktaş muhteşem bir galibiyet aldı. Tek tek, bireysel olarak baktığınızda fark yaratan oyuncu yok, ancak ekip olarak müthiş mücadele eden, alan kapatan, iyi yer tutan bir takım vardı. Çok zor görünen mücadelede Tello’nun golü Beşiktaş’ı rahatlatan en önemli faktördü. Çok erken öne geçmek Beşiktaş’ı rahatlatırken, Kayseri’nin bildik oyun karakterini terketmesine neden oldu.

Denizli’nin başarılı tercihi
Katı defans yapıp, kendi yarı alanını kapatan Kayseri, geriye düşünce kendine ait olmayan bir tarz benimsemeye çalıştı. Rakibe önde basıp, pres yapmaya, topu rakip alanda tutmaya çalıştılar ancak çok fazla başarılı olamadılar. Hücum hattında Cangele ve Makukula’nın bireysel yeteneklerine bel bağlayan Kayseri, Cangele’nin oynamadığı dün gece sadece Makukula’dan medet umar hale geldi.

Tam bu noktada Mustafa Denizli’nin kadro tercihindeki başarı ortaya çıktı. Dörtlü savunmanın önünde Toraman, Ernst ve Fink’i görevlendiren Denizli, Kayseri’ye pozisyon şansı tanımadı. İleride Bobo’nun bırakılıp, onun arkasında Tello ve Ekrem gibi seri, hızlı, çabuk oynayan ikilinin tercih edilmesi de akıllıcaydı. Bu üçlünün güzel oyunu da galibiyetin şifrelerindendi. Yine de Mustafa hocaya sormadan edemeyeceğim. Madem Bobo bu kadar iyiydi, geçen haftaki Galatasaray derbisinde neden oynamadı?

Sadece Makukula yetmedi
Oyuna dönelim... İkinci yarıda oyunun hakimiyeti Kayseri’de gibi gözüktü ancak bu flu görüntü, doğal olarak yeterli pozisyon sağlamadı ev sahibine... Bunun en büyük nedeni, yukarıda az da olsa değindiğim oyun planı. Makukula dışında bireysel yetenekleri fazla oyuncularının olmaması, hücum etkinliklerini kısıtlı tuttu. Dün geceki mücadele Kayseri için bir ayna gibiydi aynı zamanda. Kayseri’nin oyun karakteri tamamen gözler önüne serildi. Geriye düşüp, kazanmak zorunda oldukları anlarda yeterli hücum alternatiflerinin olmadığı ortaya çıktı.

Beşiktaş farkı kapatabilir
Beşiktaş biraz daha akıllı oynayabilseydi, daha farklı kazanabilirdi. Oyuncular maça inanılmaz başladı. Fizik ve kafa olarak çok hazırdılar. Oyun başlar başlamaz golü bulup, sonrasında yedi oyuncuyla geriye yaslanınca, oyunun kontrolünü hep ellerinde tuttular. Genelde hakem yazmam ancak dün İlker Meral’in Kayserili oyuncuların sertliklerine çok fazla prim tanıdığını da eklemeliyim. Bundan sonraki süreç Beşiktaş için ne getirir? Bu galibiyetle şampiyonluk şansı devam ediyor. Dün alınan üç puan büyük moral olacaktır. Bu mantalite, bu oyun değişikliğiyle devam edilirse, Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray’ın iyi olmadığı dönemde farkı kapatıp, zirveye yaklaşır, hatta mutlu sona ulaşabilir.

''Tarih tekerrür edecek..''

''Tarih tekerrür edecek..''
Sinan Vardar, Kayserispor karşısında ortaya konulan futbolun kendilerini umutlandırdığını kaydederek, ''En zor maçlarımızdan birini 3 puanla kapadık. Beşiktaş, şampiyonluğun en büyük adaylarından biridir. Bence tarih tekerrür edecek ve Beşiktaş bu sezon da şampiyonluğa ulaşacaktır'' diye konuştu.

Kayserispor gibi ligin en az gol yiyen takımlarından biri karşısında hem de deplasmanda 6-7 net gol pozisyonu ürettiklerini anlatan Vardar, önlerinde İstanbul Büyükşehir Belediyespor ve Denizlispor karşılaşmaları olduğunu hatırlatarak, ''Bu iki maçımızı da kayıpsız atlatacağımızı düşünüyorum. 2 maçta alacağımız 6 puan bizi zirveye daha da yaklaştıracaktır'' dedi.

Vardar, (A) Milli Futbol Takımı aday kadrosuna çağrılan genç futbolcu Necip Uysal'a da değinerek, ''Necip'in milli takıma seçilmesine çok sevindim. Alt yapıdan yetişen futbolcuların başarılı olmaları beni çok mutlu ediyor. İnşallah Necip, milli takımda iyi bir performans sergileyip kalıcı olur'' şeklinde konuştu.

27 Şubat 2010 Cumartesi

Wayne Bridge'nin intikamı!


İngiltere Premier League'de 28. hafta maçında Chelsea ile Manchester City Stamford Bridge'de karşı karşıya geldi.

Müthiş bir heyecana sahne olan ve bir futbol maçından daha da fazla anlamlar taşıyan karşılaşmada Manchester City 1-0 mağlup duruma düşmesine rağmen Stamford Bridge'den 4-2'lik galibiyetle ayrılarak Chelsea'ye Inter'den sonra bir darbe daha vurdu.

Manchester City'e galibiyeti getiren goller, karşılaşmanın 45. ve 76. dakikada (p) Carlos Tevez, 52. ve 87. dakikada Craig Bellamy'den geldi. Chelsea'nin gollerini ise 42. ve 90. (p) dakikada Frank Lampard kaydetti.

Chelsea'de 76. dakikada Beletti direkt kırmızı, 81. dakikada Michael Ballack ikinci sarı karttan kırmızı kart görerek takımını 9 kişi bıraktı.

Inter maçında sakatlanan ve yaklaşık bir ay sahalardan uzak kalacağı açıklanan Petr Cech'ten yoksun olarak Manchester City karşısına çıkan Chelsea'de Cech'in yerine görev yapan yedek kaleci Hilario'nun yaptığı kritik hatalar maça damga vurdu.

Bu sonuçla Stamford Bridge'deki 37 maçlık yenilmezlik unvanını kaybeden Chelsea, 28 maçta 61 puanla liderliğini sürdürdü. Premier Lig'de 2. sırada 28 maçta 60 puanı bulunan Manchester United yer alıyor.
Manchester City, bu galibiyetle puanını 49'a yükselterek 4. sıraya çıktı.



JOHN TERRY'NİN ELİ HAVADA KALDI

Bu zorlu karşılaşmanın sonucu kadar Chelsea kaptanı John Terry ile Manchester City futbolcusu Wayne Bridge arasında yaşanacaklar da merak ediliyordu. Bugün Stamford Bridge'de ilk kez bir araya gelen Terry ve Bridge tünelden çıkarken, Bridge sıranın en arkasında yer aldı.

İki futbolcunun seremonide yüz yüze gelmesi beklenirken; Wayne Bridge bu esnada John Terry'in elini sıkmadı. Eski takım arkadaşının yüzüne bile bakmayan Bridge'nin maç öncesinde Terry'e göstermiş olduğu tepki Stamford Bridge tribünleri de yansıdı. Maç esnasında Wayne Bridge'e büyük bir protesto ile karşılık veren Chelsea taraftarları, İngiliz oyuncunun ayağına top gelir gelmez kulakları sağır eden bir ıslık ile tepki gösterdi.

Bilindiği gibi John Terry, eski takım arkadaşı Wayne Bridge'nin manken kız arkadaşı ile ilişki yaşamış ve bu olay geçtiğimiz ay İngiliz medyasında bomba etkisi yaratmıştı. Yaşanan skandaldan sonra Terry, İngiltere Milli Takımı kaptanlığından alınırken, Wayne Bridge de İngiltere Milli Takımı'nın kadrosunda yer almayı reddetmişti.

KISA KISA NELER OLDU?

- Bu sezon Chelsea'yi ligde oynadığı iki maçta da yenmeyi başaran Manchester City, bu tarz bir galibiyeti en son 1958-1959 sezonunda elde etmişti.

- Manchester City, 17 yıl aradan sonra Chelsea'yi Stamford Bridge'de yendi.

- Chelsea, bu sezon ilk kez Stamford Bridge'de mağlup oldu. Maviler, kendi sahasındaki son mağlubiyeti 30 Kasım 2008'de 2-1'lik skorla Arsenal karşısında almıştı.

- Manchester City, bu sezon Portsmouth ve Wolverhampton gibi küme düşmeme mücadelesi veren takımlardan sonra ligde ilk kez güçlü bir takımı deplasmanda mağlup etti.

- Manchester City, Stamford Bridge'de 7 maç aradan sonra gol atmayı başardı.

- Manchester City, 2002-2003 sezonundan bu yana Chelsea, Arsenal, Manchester United ve Liverpool gibi Premier League'e ambargo koyan takımlar karşısında ilk kez bir deplasman galibiyeti aldı.

Kayserispor'un sarayı

Kayserispor'un sarayıMüthiş bir tesis! Kayserispor'un tarihinin en büyük projesi göz dolduruyor. Türkiye'de eşi, benzeri olmayacak olan tesiste adeta yok yok.

Dünya standartları araştırılarak tasarlanan sosyal tesislerde Kayserispor kulübünün kendi kullanımı alt yapısıy, konuk takımların konaklaması, ayrıca yurt dışı ve Türk milli takımının da kullanımı düşünülerek tasarlandı. Tesis Türkiye'deki futbol kulüp tesisleri arasında kapsamı en büyük ve modern yapıya sahip olanı.Yapı birbiriyle bağlantılı üç bloktan oluşuyor idali blok, sosyal tesis ve spa-havuz. Bu üç blokta yer alan özellikler ise tam anlamıyla bir sarayı andırıyor.

İşte Türkiye'de eşi benzeri olmayan tesislerin bazı özellikleri:

İdari Blok (4800 m²)

Yönetim ofisleri ve teknik ofisler, Kayserispor müzesi, 250 kişilik konferans salonu, lobi ve fuaye (500 m²)

Sosyal Tesis ( 6300 m²)

26 normal oda (40 m², banyolu odalar), 6 adet misafir suit (80 m², banyolu, oturma odalı), Restoran (225 kişilik kapalı, 175 kişilik açık hava restoranı, teraslı ve saha manzaralı), Basın toplantı odası (160 m²), Giriş fuaye, Oyun odası, TV dinlenme odası (330 m²), Lobi (400 m²)

SPA ve Havuz Bölümü (2500 m²)

Kapalı havuz (200 m²), açık havuz (160 m²), fitness salonu, sauna, ılık oda, jakuzi, ısıtma odaları, hamam, buhar banyosu, masaj odaları, fizik tedavi merkezi.

2011 yılında tamamlanacak olan tesisin tamamı akıllı bina sistemiyle yönetilecek. Dış cephe ve iç mekanlarda kullanılan malzemeler ise dünya standartlarında. Ülkemize örnek olacak olan bu dev tesisin dış görünümü bile muhteşem. Yaklaşık 6 milyon TL'ye tamamlanması planlanan tesislerde çalışmalar devam ediyor.

Cacau Halil'i üzdü: 2-1

Cacau Halil'i üzdü: 2-1Bundesliga'da 24. hafta mücadelesinde Stuttgart evinde, Halil Altıntop'un formasını giydiği Eintracht Frankfurt'u 2-1 mağlup etti. Mercedes Benz Arena'da oynanan ve ilk yarısı da ev sahibi takımın 2-1'lik üstünlüğü ile sona eren karşılaşmada Stutgart'ın golleri 41 ve 45. dakikalarda Cacau'dan gelirken, konuk ekibin tek golü 39. dakikada Köhler'den geldi.

Frankfurt forması giyen milli oyuncumuz Halil Altıntop ilk 11'de başladığı mücadelede 90 dakika sahada kalırken, bu maçta ağları sarsamadı. Türk asıllı oyuncu Ümit Korkmaz ise yedekler arasında başladığı maçın 56. dakikasında Köhler'in yerine oyuna dahil oldu.

Stuttgart bu galibiyetle puanını 34'e yükseltirken, Frankfurt 35 puanda kaldı.

MAİNZ-BREMEN: 1-2

Mainz evinde Werder Bremen'e 2-1 mağlup oldu. 20 bin seyircinin izlediği Bruchwegstadion'da 14. Dakikada ev sahibi Mainz 14. dakikada Heller'in kırmızı kart görmesiyle sahada 10 kişi kaldı. 32. dakikada Borowski serbest vuruştan Bremen'i 1-0 öne geçirdi. 45. dakikada Bance'nin kaydettiği golle Mainz taraftarları sevince boğuldu: 1-1. Bremen 50. dakikada Bremen Prödl ile skoru tekrar 2-1 lehine çevirdi. Karşılaşmada vasat bir oyun gösteren Mesut Özil 75. dakikada yerini Jensen'e bıraktı. On kişi kalan rakibi karşısında Bremen zorda olsa 2-1 galip gelerek haftayı üç puanla kapadı. Bremen 38 puanla 6. sıradaki yerini korudu.

BOCHUM-NÜRNBERG: 0-0

Bochum ile Nürnberg golsüz berabere kalarak yenişemedi: 0-0. 24 bin kişinin doldurduğu Bochum Rewirpower Stadı'nda ilk yarı gol sesi gelmedi. Her iki takımında düşme hattı olan alt sıralarda yer aldığı maçta ikinci yarıda da gol olmayınca birer puanla sahadan ayrıldılar. Sahada başarılı bir oyun ortaya koyan genç yıldız İlkay Gündoğan 86. dakikada yerini Mintal'a bıraktı. Bunjacu'nun maçta gördüğü ikinci sarı kartla oyun dışı kalmasıyla Nürnberg karşılaşmayı 10 kişi tamamladı.

HERTHA BERLİN-HOFFENHEİM: 0-2

Hertha Berlin Olimpiyat Stadı'nda ağırladığı Hoffenheim'a 2-0 yenilerek ligde kalma umutlarını iyice azalttı. Bundesliga'daki ilk ve tek köy takımı Hoffenheim 26. dakikada Ba ile deplasmanda 1-0 öne geçti ve ilk yarıyı 1-0 önde kapadı. 90. dakikada Hoffenheim'dan Vedat İbisevic skoru 2-0 yaparak maçın sonucunu belirledi: 0-2

MÖNCHENGLADBACH-FREİBURG: 1-1

Mönchengladbach sahasında Freiburg ile 1-1 berabere kaldı. İlk yarısı golsüz berabere kapanan Stadion im Borussen Park'ta Freiburg 56. Dakikada 1-0 öne geçti. Bastians'ın ortasında Cisse topu kafayla filelere yolladı. 72. Dakikada Arango'nun ortasında bu kez topu Brouwers Freiburg kalesine gönderdi ve skora eşitlik geldi: 1-1. Freiburg'ta Ömer Toprak'ın başarılı performansı dikkat çekti.

SCHALKE-DORTMUND: 2-1

Schalke ezeli rakibi Borussıa Dortmund karşısında zor da olsa 2-1 galip gelerek zirve yarışında 'Bende varım' dedi. Haftalar öncesinden biletlerinin adeta kapış kapışa gittiği Veltins Arena'daki Ruhr derbisini 61 bin 673 izledi. Bazı taraftarların karaborsaya düşen biletlere yüksek fiyatlar ödediği karşılaşmada konuk ekip Dortmund 46. dakikada Nuri Şahin'in penaltıdan attığı golle 1-0 öne geçti. Schalke 66. dakikada Höwedes'in kafa golüyle skoru eşitledi. 83. dakikada Rakitic'ten gelen şık golle Schalke sevindi: 2-1. Sahadan üç puanla ayrılan Felix Magath'ın Schalke'si 48 puanla 3. sıradaki yerini korudu.

BAYERN MAÇI YARIN

Almanya 1. Futbol Ligi'nin 24. haftası yarın oynanacak Bayern Münih-Hamburg ve Hannover-Wolfsburg karşılaşmalarıyla tamamlanacak. Hamit Altıntop ve Mehmet Ekici'li kadrosuyla Tunay Torun ve Ali Arslan'lı Hamburg'u Allianz Arena'da ağırlayacak olan Bayern'de hedef mutlak galibiyet. Ribery ve Robben'nin sakatlıklarının düzelmesi van Gaal'i sevindirirken Hamburg antrenörü Labbadia'yı ise golcü van Nistelrooy'un sakatlığı üzdü. Hannover ise konuk edeceği son şampiyon Wolfsburg önünde işi çok zor. Wolfsburg son haftalarda tekrar eski formuna döndü.

Dalya, F.Bahçe Ülker'in

Dalya, F.Bahçe Ülker'inFenerbahçe Ülker, Beko Basketbol Ligi’nde 20. haftanın önemli derbisinde ezeli rakibi Galatasaray Cafe Crown’ı 81-77 yendi. İki takımı 100. kez karşı karşıya getiren derbide Fenerbahçe Ülker ezeli rakibini karşısında 49. galibiyetini aldı. Rekabette Galatasaray Cafe Crown’ın da 49 galibiyeti bulunuyor. İki karşılaşma ise o dönemin statüsü gereği beraberlikle bitti.Michael J Wilkinson’ın peşpeşe sayılarıyla Galatasaray Cafe Crown maça hızlı başladı. Mirsad Türkcan’ın turnikesi ile ilk sayısını bulan Fenerbahçe Ülker, Oğuz Savaş ve Roko Ukiç’in basketleriyle oyuna ağırlığını koydu. Dış atışlarda başarılı olan içeriden de iyi oynayan Fenerbahçe ilk 5 dakikayı 10-8 önde geçti. Wilkinson dışında Galatasaray da skora fazla katkı yapan oyuncu olmayınca özellikle Ukiç’in üçlükleriyle Fenerbahçe Ülker farkı açıp ilk periyotu 22-13 önde kapadı.
İkinci çeyreğe Washington’ın turnikesi ile başlayan Galatasaray Cafe Crown dış şutlarda istediği isabeti bulamadı. Oğuz Savaş’ın turnikeleri ile buna karşılık veren Fenerbahçe Ülker dışarıdan da isabetli atışlar yaptı. Gordon Gricek’in basketiyle 13. dakikaya girilirken 28-17’lik skorla Fenerbahçe Ülker farkı 11 sayıya çıkardı. Mirsad’ın üçlüğü, Lynn Terence Greer’in basketleriyle 17. dakikayı 35-21’lik (fark 14 sayı) skorla Fenerbahçe Ülker önde geçti. Sarı kırmızılılar Evren Büker, Washington, Rancik ile sayılar üretip farkı kapatmaya çalıştı. Ancak Fenerbahçe Ülker, Semih Erden ve Mirsad’ın basketleriyle devreyi 40-31 önde kapadı.
İlk yarıda 13’te 1 üç sayılık isabet oranıyla dış şutlarda başarısız olan Galatasaray Cafe Crown 3. periyota Rancik’in turnikesi ile başladı. Fenerbahçe Ülker, Ömer Onan, Semih’in basketleriyle karşılık verdi. Sarı kırmızılılar Rancik ve Caner Topaloğlu’nun basketleriyle 44-39’luk skorla 23. dakika içinde farkı 5 sayıya indirdi. Ancak Emir Preldzic’in asistleri Ömer’in basketleriyle 24.dakikada 50-39’luk skorla fark yeniden 11 sayıya çıktı. Sarı kırmızılılar Caner ve Wilkinson ile sayılar üretirken, Fenerbahçe Ülker Ömer ve Greer ile skor buldu ve 3. Periyotu da sarı lacivertliler 64-50 önde bitirdi.
Son çeyreğin başında Galatasaray Cafe Crown Washington’ın peşpeşe sayıları ve Jasaitis ile skor üretirken, Fenerbahçe Ülker Ömer ve Oğuz’un turnikeleri ile karşılık verdi. Sarı kırmızılılar 33. dakikaya girilirken Wilkinson’ın basketi ve 68-59’luk skorla farkı 9 sayıya indirdi. İki takım da yaklaşık 3 dakikalık bölümde kötü hücum edip çok hata yaptı. Fenerbahçe Ülker Damir Mrsic’in serbest atışları ile sayı bulurken, Galatasaray Wilkinson ile skor buldu ve 3.5 dakikaya 71-63 (fark 8 sayı) Fenerbahçe Ülker üstünlüğüyle girildi. Ancak sarı lacivertlilerin savunmadaki hatalarını iyi değerlendiren Galatasaray Cafe Crown, Rancik’in serbest atışı ve üçlüğü, Fikret Can Akın’ın üçlüğüyle bitime iki dakika kala farkı 74-71’lik skorla 3 sayıya indirdi. Son dakika içinde Fenerbahçe Ülker Ukic, Preldzic ile skor üretti. Fikret Can Akın’ın serbest atışlarıyla buna karşılık veren sarı kırmızılılar son 15 saniyede skoru 78-75’e getirdi. Ancak Greer’in serbest atış ve turnikesi ile Fenerbahçe Ülker salondan 871-77 galip ayrıldı.
Fenerbahçe Ülkerli basketbolcular karşılaşmanın ardından geçen hafta sonu Adana’da kazandıkları Teknosa Türkiye Kupası ile taraftarlarını selamladı.
SALON: Abdi İpekçi
HAKEMLER: Engin Kennerman- Erşan Kartal- Alper Özgök
FENERBAHÇE ÜLKER (81): Roko Leni Ukic 19 (1 ribaund-2 asist), Mirsad Türkcan 10 (10 ribaund- 1 asist), Ömer Onan 17, Rasim Başak 3 (2 ribaund-1 asist), Semih Erden 4 (5 ribaund-1 asist), Gordon Giricek 2 (1 ribaund-2 asist), Damir Kaan Mrsic 4 (2 asist), Lynn Terence Greer 9 (3 ribaund-1 asist), Oğuz Savaş 9 (3 ribaund), Emir Preldzic 4 (5 ribaund-3 asist)
GALATASARAY CAFE CROWN (77): Darius Myron Washington 17 (4 ribaund-2 asist), Caner Topaloğlu 5 (3 ribaund), Rıfat Murat Kaya 2 (1 asist), Michael J Wilkinson 18 (9 ribaund-4 asist), Radoslav Rancik 17 (9 ribaund-2 asist), Evren Büker 8 (4 ribaund-1 asist), Fikret Can Akın 5 (2 ribaund-1 asist), Simas Jasaitis 5 (4 ribaund-1 asist)
1.PERİYOT: 22-13
2.PERİYOT:18-18
3.PERİYOT:24-19
4.PERİYOT:17-27


Kaynak : TBF

Bursaspor`dan gol yağmuru:3-0


Turkcell Süper Lig`de Bursaspor`un cezası nedeniyle Sakarya`da yapılan maçın ilk yarısı, Bursaspor`un Sivasspor karşısında 1-0 üstünlüğüyle tamamlandı.
Karşılaşmanın ilk tehlikeli atağını 2. dakikada Bursaspor geliştirdi. Sağ kanattan gelişen atakta, Volkan`ın ara pasıyla kaleye yönelen Turgay`ın vuruşunda top direğinin yanından dışarı çıktı.
8. dakikada Batalla`nın ara pasıyla ceza sahasına giren Turgay`ın vuruşunda, Sivasspor kalecisi Akın topu son anda kornere çeldi.
20. dakikada gelişen Bursaspor atağında, Mustafa`nın sol taraftan ceza sahasına ortaladığı topa Turgay kafayla vurdu, meşin yuvarlak az farkla kale direğinin yanından auta çıktı.
Sivasspor`un 27. dakikada geliştirdiği atakta, Erman`ın ara pasında topla buluşan Cihan`ın ceza sahası çizgisi üzerinden şutunda, kaleci Ivankov topu kornere çeldi.
30. dakikada ceza alanı önünde kazanılan serbest vuruşu kullanan Batalla, topu Sivassporlu futbolcuların arasından filelere gönderdi: 1-0
31. dakikada gelişen Bursaspor atağında, Ali`nin sağ kanattan ortaladığı topa ceza sahası içinde Turgay kafayla vurdu. Kaleci Akın`dan seken meşin yuvarlağı Sivassporlu defans oyuncuları uzaklaştırdı.
Karşılaşmanın ilk yarısı 1-0 Bursaspor`un üstünlüğüyle tamamlandı.


İkinci yarının ilk tehlikeli atağında Bursaspor ikinci golü buldu. 48. dakikada Ali Tandoğan`ın sağ kanattan ortaladığı topu, Turgay kafayla filelere gönderdi: 2-0
50. dakikada sağ kanattan gelişen Bursaspor atağında, Sivasspor ceza sahasına giren Ozan İpek iki futbolcuyu çalımlayarak topu filelere gönderdi:
 3-0
53. dakikada Batalla sağ taraftan çizgiye kadar indi. Bu futbolcunun orta şut karışımı vuruşunda, kaleci Akın topu yatarak yakaladı.
56. dakikada Sivassporlu Musa, sağ taraftan ceza alanına topu ortaladı. Erdem`in, gelişine vuruşunda, top üstten auta çıktı.
74. dakikada Hüseyin orta alandan Volkan`ın önüne pas attı. Ceza alanına giren Volkan`ın vuruşunu kaleci Akın kurtardı.
İlerleyen dakikalarda başka gol olmayınca, maç 3-0 Bursaspor`un galibiyetiyle sona erdi.

Alıntıdır : http://olay.com.tr/Sayfa.php?Git=Haber&id=34098

Gergin maç City'nin.

Gergin maç City'nin..
(Ajansspor Dış Haberler Servisi)

Chelsea [2 - 4] Man City
42' [1 - 0] Lampard
45' [1 - 1] Tevez
51' [1 - 2] Bellamy
77' [1 - 3] Tevez (penaltı)
88' [1 - 4] Bellamy
90' [2 - 4] Lampard (penaltı)

Terry-Bridge gerginliğinin damga vurduğu karşılaşmada Manchester City 9 kişi kalan Chelsea'yi devirdi.

İngiltere'nin cevabını merakla beklediği soru da başlama düdüğü öncesi yanıtlanmış oldu; seremoni sırasında Manchester Cityli Wayne Bridge kendisine elini uzatan Chelseali John Terry'nin birkaç saniye gözlerine baktı, elini sıkmadı. Bu esnada tüm kameralar ikiliye yönelmişti.

Chelsea: Hilario, Ivanovic, Carvalho (Kalou 70'), Terry, Malouda, Ballack, Mikel (Belletti 60'), Lampard, Anelka, Drogba, Joe Cole (Sturridge 60')

Man City: Given, Richards, Kompany, Lescott, Bridge (Santa Cruz 78'), Zabaleta, De Jong, Barry, Bellamy, Tevez (Sylvinho 90'), Adam Johnson (Wright-Phillips 60')

Chelsea'de sakatlıkları devam eden Bosingwa, Deco, Essien, Cech ve Ashley Cole karşılaşmada forma giyemediler.

Stamford Bridge'deki zorlu mücadelede Mike Dean düdük çaldı, Bob Pollock ve David Coote ise yardımcılıklarını yaptı.

Manchester City'nin ülkesinden dönen Arjantinli süper yıldızı Tevez'in ilk 11'deki yerini aldığı karşılaşmada sakatlıkları devam eden Michael Johnson, Petrov ve Kompany'nin yanısıra cezalı Adebayor da forma giyemedi.

Mücadele kavgalı oyuncular Terry ve Bridge'nin yanısıra İtalyan menajerler Carlo Ancelotti ve Roberto Mancini'yi de karşı karşıya getirdi.

Orta saha mücadelesi şeklinde geçen ilk yarının son 3 dakikasıysa karşılıklı gollere sahne oldu. Ev sahibi ekibin 42. dakikada başarılı orta saha oyuncusu Lampard'la skor avantajını karşılaşmada City'nin cevabı gecikmedi, 45'te savunmanın da hatasından faydalanan Tevez düzgün bir vuruşla Hilario'yu avladı ve ligde sezonun 14. golünü kaydederek skora denge getirdi. Karşılaşmada ilk yarı 3 dakikalık oynanmamış sürenin ardından 1-1 sona erdi.

51. dakikada Bellamy'yle skor avantajını yakalayan City 76'daysa farkı ikiye çıkararak rahatladı. Barry'nin düşürülmesiyle kazanılan penaltıyı değerlendiren Tevez, ailevi sorunları için gittiği ülkesinden mükemmel bir dönüş yapmış oldu.

76. dakikada Tevez'in kaydettiği penaltı golünün ardından en çok sevinen Bridge oldu, yumruğunu sıkarak golü kutlayan başarılı oyuncunun yüzündeki tebessüm kameralardan kaçmadı.

Penaltıya sebep olarak kırmızı kart gören Belletti'nin ardından 81'de de Ballack oyundan ihraç edildi, Chelsea sahada 9 kişi kaldı.

Lider Chelsea bu skorun ardından 61 puanda kaldı ve takipçisi Manchester United'la aradaki fark 1 puana inmiş oldu.

Rakibini sezonun ilk yarısındaysa 2-1 yenen Manchester City bu skorla Chelsea karşısında 52 yıl aradan sonra ligde ilk kez duble yaptı. Puanını da 49 yapan konuk ekip, Tottenham Hotspur'dan da dördüncülüğü devraldı.

İşte G.Saray'ın borcu!

İşte G.Saray'ın borcu!
Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre Merkezi'nde yapılan kongrede, kulüp denetim kurulu tarafından düzenlenen kitapçıkta borç-alacak farkı belirtilirken, kulübün kısa vadeli borçlarının 175 milyon 526 bin 31 lira, uzun vadeli borçlarının ise 73 milyon 66 bin 929 lira olduğu kaydedildi.

Kulübün banka borcunun ise Vakıfbank, Denizbank ve Garanti Bankası'na toplam 66 milyon 791 bin 2 lira olduğu, bunların faizinin ise 11 milyon 600 bin 491 lira tuttuğu kaydedildi.

Öte yandan, yönetim kurulu tarafından yayınlanan mali tablolarda, nakit çıkışını gerektiren borçlar bölümünde, kulübün toplam 383 milyon 832 bin 670 lira borcunun bulunduğu ifade edildi.

Bunun yanı sıra kulübün şarta bağlı 91 milyon 165 bin 155 lira yükümlülüğünün de bulunduğu belirtildi.

Kulübün 2009 yılında 104 milyon 30 bin 666 lira bütçelenen gelirinin, 20 milyon 419 bin 231 lira az olarak gerçekleştiği, 82 milyon 66 bin 856 liralık gider bütçesinin de 20 milyon 287 bin 105 lira az gerçekleştiği kaydedildi. Bu arada, kulübün eski yöneticilerden mali müşavir Refik Arkan, kürsüden yaptığı konuşmada, mali tabloların içinden kendisinin dahi çıkamadığını söylerken, denetim firmalarınca hazırlanan raporun, faaliyet raporunda olması gerektiğini vurguladı.

-ÇELEBİ: ''BORÇ ABARTILMASIN''-
Galatasaray Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi Işın Çelebi, üyelerin mali konularla ilgili eleştiri ve sorularına yanıt verirken, özellikle borç rakamlarının abartıldığını ileri sürdü.

Görüşmeler bölümünde, özellikle kulüp eski yöneticisi Refik Arkan'ın, kendilerine bazı bilgilerin verilmediği ve dağıtılan kitapçıktaki borç ile alacak hesaplamasının içinden çıkamadığı şeklindeki sözleri dikkat çekerken, Işın Çelebi konuyla ilgili olarak, şunları söyledi:
''Borç rakamlarını abartılmasından, polemik konusu yapılmasından rahatsız oluyorum. Çeşitli rakamlar telaffuz ediliyor. Bizim net nakit çıkışı gerektiren borcumuz 129 milyon dolardır. Gelecekteki hizmetler için ödenecek rakam ise 78 milyon dolardır. Gelirlerimiz yüzde 33 artarken, giderlerimiz ise yüzde 31 artmıştır. Finansman yönetimi, birleşik kaplar hesabı gibidir ve önemli olan hedeflere varmaktır. Öncelik sıralaması yapıp, ona göre kaynaklar tesis etmek önemli. Şirket birleşmesi için kredi kullanmak da doğru karar çünkü çağrı kararı çıktığında elimizde böyle bir kaynağın hazırda olması gerekiyor.''

Diğer yandan, mali genel kurula katılımcı sayısının 852 kişi olduğu açıklandı.

The Sun Kazım'dan özür diledi..

The Sun Kazım'dan özür diledi..
The Sun'ın özür mesajında, ''12 Aralık'ta yayımladığımız bir haberde, Fenerbahçe'nin Kazım-Richards'ı seks skandalına karıştığı gerekçesiyle transfer listesine koyduğu belirtilmişti. Bu haberin doğru olmadığını ve Kazım'ın böyle bir skandala karışmadığını kabul ediyoruz'' denildi.

Mesajda, ''Futbolcu, futbolla ilgili nedenlerle takımından ayrılmıştır. Haberimizi düzeltir, Kazım'dan özür dileriz'' ifadesi yer aldı. Kazım, 20 Ocak'ta Fenerbahçe'den Toulouse'a kiralanmıştı.

''Fener'in kadro kalitesi bizden iyi..''

''Fener'in kadro kalitesi bizden iyi..''
Galatasaray Kulübü'nün eski başkanlarından Mehmet Cansun, sarı-kırmızılı kulübün mart ayında yapılacak olağan seçimli genel kurulunda, oyunu Adnan Polat'a vereceğini açıkladı.

Mehmet Cansun, yaptığı açıklamada, Galatasaray'da seçimin ne olacağıyla ilgili bir şeyi söylemenin doğru olmayacağını belirterek,
''Galatasaray'da seçim belli olmaz. Herkes inandığı adaya oy verecektir. Diğer aday Adnan Öztürk mutlaka kıymetli bir kardeşimizdir. Ama kendisini tanımıyorum. Şu an için başlanan işlerin bitirilmeden başkan ve yönetimin değişmesini doğru bulmuyorum. Bir oyum var, bugünkü yönetim ve başkan için kullanacağım. Bunun da nedeni, mali konuları iyi idare etmeleri ve süren projeleri bitirmeleri lazım'' diye konuştu.

Gerçekleştirilen projeleri başarılı bulduğunu söyleyen Mehmet Cansun, ''Projeler gayet iyi, artık onların proje halinden çıkıp hakikat haline gelme durumu var. Bu projelerin bir an önce bitmesi gerekiyor. Bundan sonra Galatasaray'ın önü açılacaktır, rahatlayacaktır'' dedi.

Adnan Polat'ı mali açıdan son derece başarılı bulduğunu ifade eden Cansun, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Yönetimi sportif açıdan orta buluyorum. Futboldaki neticeleri çok başarılı bulmuyorum. Devre arasında zorunluluktan transfer yapıldı. Para vermezseniz, yapılacak transfer ancak bu kadar olabilirdi. 5-6 milyon Avro'yu çıkarıp bir kerede masaya koyabilseydiniz hem Avrupa'da hem Türkiye'de oynayabilecek oyuncu alınabilirdi. Üç oyuncudan ikisini kiralayıp, sadece birisini alıyorsunuz, onun da bonservisi elinde. Bütün bunları kendi bütçenizin içine sığdırıyorsanız, bence bunlar normaldi.''

-''FENERBAHÇE'NİN KADRO KALİTESİ BİZDEN İYİ''-
Eski başkan Cansun, Fenerbahçe Futbol Takımı'nın kadro kalitesinin, Galatasaray'ınkinden daha iyi olduğunu savundu.

Bunu kabul etmeleri gerektiğini dile getiren Cansun, ''Fenerbahçe'nin bugünkü kadrosu ile Galatasaray'ın bugün oynayan kadrosu arasında ciddi bir kalite farkı var, bu da Fenerbahçe lehine. Ancak Fenerbahçe'de birçok şey yolunda gitmiyor ki, onların da neticeleri bizden daha iyi değil ve Galatasaray bugün lider. Eğer büyük sakatlıklar olmazsa, futbolcular kendilerine iyi bakarsa, yöneticiler bunu organize ederse Galatasaray rahatlıkla şampiyon olur inancındayım'' diye konuştu.

Futbolcuların kendilerine çok iyi baktığını düşünmediğini kaydeden Cansun, ''Bizde teşhislerde doktor hatası olduğu kanaatindeyim. Sakatlanan oyuncuların yerine oynayan futbolcuların kalitesi ve mücadelesi, gidenin yerini tutmuyor'' diyerek sözlerini tamamladı.

"Türkiye'den çok teklif aldım"

Hollanda futbolunun unutulmaz isimlerinden olan ve kariyerinde Ajax, Juventus, İnter, Milan ve Barcelona gibi takımların formasını giyen Edgar Davids, Red Bull'un düzenlediği Street Style organizasyonunda jüri üyeliği yapmak için geldiği Ankara'da İHA'ya özel açıklamalarda bulundu. Ankaralı vatandaşların büyük ilgi gösterdiği Davids, çok güzel bir organizasyonun içinde yer aldığını belirterek, yoğun katılımdan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Geçtiğimiz sezonun başında futbolu bırakan Davids, futbolculuk döneminde Türkiye'den birçok teklif aldığını söyledi. Davids, "Türkiye'den birçok takım beni transfer etmek istedi. Futbolu bırakma dönemimde bile gelen teklifler vardı. Ama bu tekliflerin hangi kulüplerden geldiğini söylemek doğru olmaz" diye konuştu. Davids, Türkiye'den Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş'ı tanıdığını ifade ederken, Fenerbahçe'nin milli futbolcusu Emre Belözoğlu ile de çok yakın arkadaş olduğunun altını çizdi.

Davids, daha önce birlikte çalıştığı vatandaşı Guus Hiddink'in Türkiye A Milli Takımı'nın başına gelmesiyle ilgili bir soruya, "Guus Hiddink, birçok uluslararası başarıya imza atmış kariyeri çok önemli bir teknik adam. Türkiye'de de çok başarılı olacağına inanıyorum" şeklinde cevap verdi.

Davids, Galatasaray'ın Hollandalı teknik direktörü Frank Rijkaard ile ilgili olarak ise, "Rijkaard ile hem beraber futbol oynadık hem de milli takımda beraberdik. Galatasaray'ı çalıştırdığını biliyorum. Kendisini yakından takip ediyorum. Başarılı olduğunu düşünüyorum. Bu da beni mutlu ediyor" ifadelerini kullandı.

Edgar Davids, gelecekte teknik direktör olmayı düşünmediğini ve kendi yardım kuruluşu ile kendi markasının işleriyle ilgilenmeyi sevdiğini belirtti. Edgar Davids, 2010 Dünya Kupası'ndaki favorilerinin ise İspanya, Brezilya, İngiltere ve Hollanda olduğunu kaydetti.

Eski yıldız futbolcu, minik futbolculara da çağrıda bulunarak, "Dışarı çıkın sokaklarda futbol oynayın. Bu çok önemli. Böylelikle hem eğlenirsiniz hem de kendinizi çok iyi geliştirirsiniz" dedi.

''Kapıyı araladık, yola çıkma zamanı''

Sağlam, takımının cezası nedeniyle Adapazarı'nda oynanan ve 3-0 galibiyetleriyle sona eren Sivasspor maçının ardından yaptığı değerlendirmede, geçen hafta ligin zirve mücadelesi için önem taşıyan Fenerbahçe karşılaşmasında 3 puan almayı başardıklarını hatırlattı. Birçok insanın kafasında Fenerbahçe maçının etkilerinin hafta boyunca süreceği yönünde endişe bulunduğuna dikkati çeken Sağlam, şöyle konuştu:
''Bir de biliyorsunuz büyük karşılaşmalardan sonra oynanan maçlarda konsantrasyon düşüklüğü yaşanmıştır. Kendi sahası ve taraftarı önünde daha coşkulu ve daha tempolu oynayan bir takımız. Bunun da endişesi vardı. Tarafsız sahada, seyircisiz oynamanın nasıl yansıması olacak diye insanların kafasında soru işaretleri vardı. Maçın atmosferine baktığımız zaman seyircisiz ve başka bir sahada oynanması bizim için bir olumsuzluktu. Taraftarımızın bize kattığı coşku ve heyecandan yoksun oynamak, bizim için bir dezavantaj gibi görünüyordu ama bu eksikliği oyuncularımızın maça başlarken ki coşkusu, heyecanı ve hırsı açıkçası ortadan kaldırdı.''

-''BU TAKIM TÜRKİYE LİGİ'NDE ÇOK DAHA DEĞİŞİK YERLERDE OLACAK''-
Sivasspor'un kadro kalitesi itibariyle ligde bulunduğu yerle örtüşmeyen bir takım olduğunu kaydeden Sağlam, ''Onlar da ligde küme düşmeme mücadelesi veriyor. Dolayısıyla şartlara baktığımız zaman karşılaşma öncesinde bizim açımızdan dezavantaj var gibi görünüyordu. Oyuncularımızın iyi niyeti, mücadelesi, hırsı, isteği ve coşkusu bütün bu olumsuzlukları ortadan kaldırdı'' diye konuştu.

Önemli bir galibiyet aldıklarını ifade eden Sağlam, şunları dile getirdi:
''Bu takım şartlar ve ortam ne olursa olsun zirve yarışını sonuna kadar devam ettirecek. Herkes bundan emin olabilir. 'Önümüzde bir fikstür avantajı var' demiştik. Şimdi yola devam ediyoruz, bizim gibi takımların alınan böyle galibiyetlerin mutluluğunu ve sevincini çok yaşama lüksü yok. Önümüzdeki hafta bizim açımızdan Diyarbakırspor maçı gerçek anlamda final karşılaşması gibi görünüyor. Ondan sonra da Manisaspor ve Denizlispor ile içeride oynayacağız. Sonrasında ben inanıyorum ki bu takım Türkiye Ligi'nde çok daha değişik yerlerde olacak.''

Geleceğe umutla bakabildiklerini belirten Sağlam, ''İnanıyoruz ki taraftarlarımız da o şekilde bakıyor. Ben bugünkü olumsuzluklar karşısında hiçbir şekilde hırsını ve mücadelesini kaybetmeyen, sahaya çıkıp üst düzeyde mücadele yapıp, futbol adına çok güzel şeyler ortaya koyup, net bir galibiyet alan oyuncularımı kutluyorum. Onlar inandıkları zaman neler yapabileceklerini geçen hafta da, bundan önce de gösterdiler'' dedi.

Bursaspor taraftarlarını da uyaran Sağlam, ''Bu karşılaşma bizim için inşallah tarafsız sahada ya da seyircisiz oynayacağımız son karşılaşma olur, çünkü ligdeki zirve mücadelesinde bu tür olumsuzluklarla bundan sonra karşılaşmamamız gerekiyor. İnşallah tarftarlarımız da bizim ceza almamıza sebebiyet veren insanlarla şapkalarını önlerine koyarlar ve sorumluluk duygularıyla hareket ederler'' diye konuştu.

-KAPIYI ARALADIK, YOLA ÇIKMA ZAMANI-
Bursaspor teknik direktörü Ertuğrul Sağlam'ın maç sonu açıklamalarını ise Ajansspor.com derledi.

İşte Sağlam'ın sözleri;
“Geçen haftaki Fenerbahçe galibiyetinin olumsuzluklarını yaşamamak için hafta arasında çok uğraştık. Ama hep söylediğim bir şey var; oyuncu grubumuz çok düzgün kişilikte oyunculardan kurulu. Profesyonelliği üst seviyede yaşıyorlar. Başarımızın altında yatan gerçek ve
değer de bu. Sorumluluk aldılar ve olumsuzluktan etkilenmemeye çalıştılar. Taraftarsız sahada ve seyircisiz ceza da sanırım ilk kez bize uygulandı. Ancak şartlar, ortam ne olursa olsun bu yarışta geri kalmayacağımızı gösterdiler. Bizim takımın başarısının gerçek nedeni de oyuncu grubunun bu kalitesinden kaynaklanıyor.”

“Bugün alınacak 3 puan önemliydi. Geçtiğimiz hafta daha önce söylediğimiz ‘avantajlı fikstürümüz var bunu aralayacak maç da Fenerbahçe maçı’ demiştik. Kapıyı araladık, şimdi yola çıkma zamanı.”

“Taraftarımız önünde çok daha coşkulu oynuyoruz. Bugünkü maç kolay olmayacaktı ama olumsuz atmosfere rağmen, heyecanın coşkun olmadığı yerde bunu yaşadı oyuncularımız. Baştan sona üstün getirdiğimiz maçı net ve haklı olarak kazandık. Bizim maçların mutlulukları ile oyalanma şansımız yok. Şimdi Diyarbakırspor maçını düşünmek ve kazanmak için çalışmamız lazım..”

“Güzel bir maç oldu bol pozisyon üretip galibiyet aldığımız bir maçtı. İlk golümüz güzel bir goldü, Ozan İpek’in sağ ayağıyla gol atması önemliydi, Turgay’ın da golü güzeldi.. Sivasspor’a da başarılar diliyorum.”

26 Şubat 2010 Cuma

"Hayal kırıklığı oldu.."

Hayal kırıklığı oldu..
Galatasaray Müzesi Kültür ve Sanat Merkezi'nde açılan, ''Bir Numaralı Galatasaraylı: Ali Sami Yen'' sergisine katılan Adnan Polat, burada basın mensuplarına yaptığı açıklamada, UEFA Avrupa Ligi'nden elenmeleri ve dünkü maçta sergilenen hakem yönetimiyle ilgili hayal kırıklıklarını dile getirdi.

Atletico Madrid'e elenmelerinden dolayı yaşadıklarını üzüntüyü vurgulayan Polat, ''Futbol dışı olaylar oldu orada. Zaten bugün bütün medya aynı şekilde bu durumu yansıttı. Biz Atletico Madrid'den daha çok, Madridli hakeme yenildik'' dedi.

-''UEFA'YI PROTESTO EDECEĞİZ''-
Adnan Polat, İtalyan hakem Gianluca Rocchi'nin, ortaya koyduğu saha içi yönetimde, tüm takdir haklarını Atletico Madrid lehine kullandığını, olan bir penaltıyı da vermediğini aktararak, şunları söyledi:
''Eğer o penaltı verilse, rakibimiz 10 kişi kalacak ve belki turu atlayan taraf biz olacaktık. UEFA Başkanı, genel sekreteri, yönetim kurulu üyeleri ve tüm federasyon başkanlarına, bu maçla ilgili yazı yazıp, maç görüntülerinin yer aldığı bir CD göndereceğiz. Bu anlamda UEFA'yı protesto edeceğiz. Bize daha önce adı şaibelere karışmış, yargılanmış, ismi temiz olmayan bir hakemi gönderdikleri için.''

UEFA Hakem Komitesi Başkanı'nın bir İspanyol olduğu şeklindeki bir soru üzerine başkan Polat, ''Evet. UEFA Hakem Komitesi Başkanı'nın bir İspanyol olduğunu biliyorum. Neler olduğunu ben bilemem. Biz sadece sahadakini görüyoruz. Maalesef saha içi yönetim de böyle bir müsabakayı kaldıracak şekilde adilane olmadı. Hakem taraflıydı'' ifadelerini kullandı.

-''BU SENE BEKLENTİLERİMİZ FARKLIYDI''-
Galatasaray olarak bu sene Avrupa kupalarında daha farklı bir beklenti içinde olduklarını aktaran Adnan Polat, Atletico Madrid'e elenmelerinin kendilerinde büyük bir hayal kırıklığı yarattığını anlattı.

''Maçta alınan neticeye ve elenmeye üzüldük'' diyen Adnan Polat, ''Bizim için büyük bir hayal kırıklığı oldu. Dün maçı hep beraber izledik. Tüm medyada söz birliği edilmişcesine tek bir neden gösteriliyor. Hakemin maçın kaderini tayin ettiği ortada. Turu bizden aldı ve Atletico Madrid'e verdi. Şimdi oturup ağlama edebiyatı yapacak halimiz yok. Önümüzde Türkiye Ligi var. Onun için mücadelemizi vereceğiz ve önümüzdeki yıllara bakacağız'' şeklinde konuştu.

-''LİG ŞAMPİYONLUĞU ÖNEMLİ''-
Avrupa kupalarından elenmelerinin ardından, lig şampiyonluğunu elde etmek için olan isteklerine değinen başkan Polat, ''Bu sezon şampiyon olup, gelecek sezonun en azından ikinci yarısında Şampiyonlar Ligi maçlarına yeni stadımızda çıkmak istiyoruz. Bu bizim için çok anlamlı olacak. Bizim için lig şampiyonluğu da bu nedenle bir kere daha fazla önem kazanıyor'' diye konuştu.

Gelinen noktada Galatasaray futbolcularını herhangi bir şekilde eleştirmediğini vurgulayan Polat, ''Sezon başından beri ellerinden geleni yapmaya çalışıyorlar. Geçtiğimiz sene 12 sakatla sezon geçti. Tüm erozyon defanstaydı. Kewell'ın bile stoper oynadığı zamanlar yaşadık. Bu sezon ise maalesef sakatlık sorununu golcülerde yaşadık. İnşallah gelecek haftadan itibaren Kewell ve Baros gelecek. Bu süreçleri futbolda yaşıyoruz. Bundan sonrada yaşayabiliriz. Herkes üst düzeyde mücadelesini yapıyor'' şeklinde görüş belirtti.

-MALİ GENEL KURUL-
Adnan Polat açıklamasında, yarın yapılacak Mali Genel Kurul Toplantısı'na değinirken, üyelerin katılımını yüksek görmek istediklerine dikkati çekti.

''Mali Genel Kurul, Galatasaray'ın geçmiş 1 senesinin mali ve idari hesap verme günü. Bir de önümüzdeki 1 yılın bütçesi çıkacak'' diyen Polat, ''Galatasaray Kulübü'ne üye olan herkesi, görev ve sorumluluğunu yerine getirme adına kongreye davet ediyorum. Çünkü binlerce kulüp üyesi, milyonlarca taraftarı olan bir kulübün mali kongresi, bin kişiyle olmamalı. Genelde de bin kişiyle başlayıp 150-200 kişiyle bütçe onayı oluyor. Galatasaray'a bu durum yakışmıyor açıkçası'' ifadeleriyle sözlerini tamamladı.

İşte sol ayaklı Türk Maicon!

Özel Röportaj / Ajansspor.com
Koray Düşova


O, Türk baba ve Kıbrıslı annenin çocuğu olarak İngiltere'de adım attığı futbola.. Galatasaray mektebinde kısa süre zaman geçirip, İtalyan devi Inter'e transfer oldu..
Mourinho ile birlikte Inter'de A takım idmanına bile çıktı..
Genç Türk futbolcu Mete Serdar Çoban'dan bahsediyoruz..

Ailevi nedenlerden ötürü döndüğü İngiltere'de, şimdilerde en önemli futbol okullarından West Ham'da yer alıyor.. Sakatlık illetinden sonra Ada'dan kopma noktasına gelse de, "Sol ayaklı Maicon" lakabını almasına neden olan yeteneğini bilen dev ekipler peşinde..

Bir Galatasaray tarafarı olduğunu açıkça söyleyen, Bursaspor'a da sempatisini anlatan Mete için, yeşil beyazlılar nabız yoklamış bile.. O bir gün "Ya Galatasaray, ya Bursaspor'da olacağım" diyor..

Türkiye'ye gelmeye sıcak baksa da ilk hedefi İspanya olan, "Türk markasını dünyaya tanıtacağım" diyen Mete'nin dünyasına çağırıyoruz sizi..

İşte; belki de yakında Türk milli takımı formasıyla da göreceğimiz, gelecek vaadeden Türk futbolcumuz Mete Serdar Çoban'la, Ajansspor.com'dan Koray Düşova'nın gerçekleştirdiği röportaj..




-Merhaba Mete. Öncelikle nerelisin? Kısaca ailenden bahsederek başlayalım sohbetimize..
Ben Kıbrıslıyım. 1994’te Kıbrıs Güzelyurt’ta doğdum. Kalkanlı köyündenim. Babam Balıkesirli, annem ise Kıbrıslı. 23 yaşında bir ağabeyim ve 11 yaşında bir kız kardeşim var.

- Ailece İngiltere’ye yerleştiğinizi biliyoruz. Neden böyle bir durum yaşandı?
Ağabeyimin ayağından ameliyat olma zorunluluğu vardı. O zamanlar bu ameliyat çok az yerde yapılıyordu ve alternatif şehirlerden biri de Londra’ydı. Önce babam ve ağabeyim, sonra biz İngiltere’ye gittik. Yani bu şehre taşınmamız biraz da mecburiyetten oldu.


-“KENDİ KENDİMİ KEŞFETTİM”-

- Futbola dönelim.. Futbolla nasıl tanıştın? Bize biraz futbola başlangıç sürecin hakkında bilgi verir misin?
Daha küçük yaşta futbol sevdalıları arasına katıldım. Yolum İstanbul’a düştüğünde ise her şey bir anda gelişti.. Futbola kilolu olduğum için kaleci olarak başlamıştım. St. Mattais adlı bir mahalle takımındaydım. İki sezon oynadım. Babam Türkiyeli olduğu için 12 yaşındayken 2006 yaz döneminde İstanbul’a tatile gitmiştik. O süreç içerisinde Galatasaray alt yapısına katıldım. Deneme olarak sol bek oynamak istedim ve başarılı oldum.

- Yani mevkiini sen seçtin.. Kısacası kendi kendini keşfettin..
Evet, aynen öyle, kendimi keşfettim.. Galatasaray alt yapısı seçmelerinde başarılı olunca, futbolu üst düzeyde oynayabileceğimi öğrendim. Ben yolumu kendim çizsem de, benim futbolcu olmamda en büyük pay Tevfik ağabeyimindir. Bana çok destek oldu.. Gerek motivasyon sağlaması, gerekse benimle İtalya’ya beraber gelmesi başarımda çok büyük bir rol oynadı.. Onun için kendisine çok teşekkür ediyorum.

-“BEN GALATASARAYLIYIM..”-

- İtalya’dan bahsetmişken, o kısma geçmek istiyorum.. Galatasaray altyapısında sadece 2 ay geçirdiğini biliyoruz. Ardından sarı kırmızılı takımdan ayrılıp Inter’e geçtin. Peki, Inter’le anlaşma sürecine değinir misin?
Inter'le anlaşma sürecim çok çabuk gelişen bir olaydı. Beni denemeye aldılar ve beğendiler. Sonra Inter'in gençlerden sorumlu direktörü ailemle temasa geçerek anlaşmaya vardı. Çok ısrarlılardı. Tabii ki ben de çok istedim.. Böyle bir kulüpte oynamak en büyük arzumdu.. Bu ve bunun gibi birçok nedenden ötürü Inter’i seçtim..

- Peki, Galatasaray Kulübü’nden kalman yönünde herhangi bir baskı olmadı mı?
Galatasaray benim çok sevdiğim ve küçük yaştan beri taraftarı olduğum kulüp. Ama böyle bir teklif almam benim için çok büyük bir şeydi. Galatasaray da Inter’e gitme kararıma saygı duydu.. Ben orada hem Galatasaray'dan gelen bir oyuncuyu, hem de bir Türk oyuncu olarak Türkiye’yi temsil etmiş olacaktım. Sağ olsun Galatasaray Kulübü hiç bir sorun yaratmadı.

-“KALSAYDIM GALATASARAY A TAKIMINA YÜKSELİRDİM”-

- Peki Inter sana teklif yapmamış olsa ve Galatasaray’da kalsaydın -sakatlık yaşamadığını da düşünelim-, şuan Galatasaray’da nasıl bir durumda olurdun? Gelecekte Galatasaray A takımına yükselme şansın yüksek miydi?
Şu an Galatasaray takımında olsaydım, bence oynama şansım olabilirdi. Çünkü sonuçta benim pozisyonumda iyi oyuncu bulmak zor. Şu anda 16 yaşındayım ve A takıma belki 1 veya 2 yıl içinde yükselmiş olurdum. Ancak aynı zamanda çok büyük konuşmak da istemem çünkü Galatasaray alt yapısı çok iyi ve üstelik A takımda çok yetenekli isimler var.. Belki kendimi göstermem daha da uzun sürebilirdi ancak bunu başarabilirdim.. Bu benim fikrim tabii ki..

-JOSE MOURINHO İLE GÖRÜŞTÜM-

- İtalya günlerine geri dönelim.. Sence bu kadar genç yaşta Avrupa'da oynamak doğru bir karar mıydı?
Evet, gelişimim için çok iyi bir seçenekti. Avrupa’da hem teknik, hem de fiziksel olarak oyuncuları gerçekten çok iyi çalıştırıyorlar.

- Inter'de A takımın teknik heyeti seni takip ediyor muydu?
Çok fazla diyalog yaşamasak da benim hakkımda bilgileri vardı. Bir kaç sefer idmana da cıktım. 14 yaşındayken A takım ile beraber çalışmayı başardım. Bunda, Jose Mourinho ile görüşmemiz etkili olmuştu.

- Mourinho ile neler görüştün?
Kendisi Inter’e benim son aylarımda gelmişti. İdmanlar ve kendi gelişimim hakkında neler düşündüğümü sormuştu. Ben de kendimi fiziksel ve teknik olarak çok iyi hissettiğimi, idmanların bana çok olumlu etki yaptığını söylemiştim. 1 hafta sonra Mourinho yönetiminde A takımla idmana çıktım.



-INTER’DEN SONRA WEST HAM’A..-

- Peki bu kadar önemli bir gelişim gösterdiğin Inter’den neden ayrıldın?
Inter'den ailevi nedenlerden dolayı ayrılmıştım. Çok küçük yaşta Inter'deydim ve benim için yaşam aynı zamanda zorlu geçiyordu. Yoksa başka bir neden yoktu. Inter futbol kulübünü çok seviyorum.

- Daha sonra West Ham altyapısına geçtin.. Bu nasıl gerçekleşti?
Dediğim gibi zaten İtalya’dan İngiltere’ye dönmek gibi bir hedefim vardı. West Ham’ın beni istediğini öğrendiğimde mutlu oldum çünkü Londra’ya dönecektim. O sırada devreye girdiler ve ben de tekliflerini kabul ettim.

-“1 VEYA 2 YIL SONRA…”-

- Joe Cole, Frank Lampard, John Terry ve Rio Ferdinand gibi önemli oyuncuları yetiştiren West Ham United altyapısı Ada'nın en saygı duyulan futbol okullarından biri olarak görülür. Dünya'nın en önemli liglerinden biri olan Premier League'in de eşiğindesin. Ne kadar bir süreçten sonra seni üst düzey oyuncuların arasında izleyeceğiz?
Bir veya iki yıl içinde beni izleyecekseniz. Ama unutmayın ki daha yaşım 16 ve önümde çok uzun yıllar var.

- Geçirdiğin sağlam bir altyapı deneyimi var. Kariyer planın açısından istediğin noktada mısın?
Şuanki altyapı deneyimim kariyerimi çok iyi yönde etkileyecektir.. Çünkü futbol olarak çok geliştim. Inter’deki tüm teknik heyetin bunda emeği var. Tabii ki sakatlanmasaydım daha iyi durumda olabilirdim ama halen önümde uzun bir süreç var. Dediğim gibi önümüzdeki yıllarda bence daha iyi bir yere ulaşmış olacağım. O zaman kendimi bir noktada görebilirim.

-“WEST HAM SAKATLIĞIMLA İLGİLENMEDİ”-

- Bahsettiğin talihsiz sakatlığın nasıl oldu, neler yaşadın? Şuan sağlık durumun nasıl?
Sol bacağımdaki kasığımdan sakatlandım. İyileşmesini beklemek zorunda kaldığınız bir sakatlık olduğu için çok zordu. 13 ay sakat kalmak kolay bir şey değil. Sakatlıktan sonra kondisyonumu yükseltmek için eski bir olimpiyat atleti ile beraber antrenman yaptım. Şuan Allaha şükürler olsun ki sakatlığımdan hiçbir iz yok..

- Bir röportajında West Ham’dan ayrılma planın olduğunu da belirtmiştin. Ayrılma düşüncenin sebebi nedir?
Ayrılma düşüncemde West Ham’ın sakatlığımı ciddiye almaması rol oynadı.. Bu durumu ciddiye almamaları beni çok üzdü. Bu sebepten dolayı artık West Ham'da kendimi görmek istemedim, burada olmayı kendime yakıştıramadım.

- Bu sözlerden iplerin koptuğunu anlıyoruz.. Peki, Avrupa’da hangi takımların takibindesin? Yine ülke değiştirmen söz konusu olabilir mi?
Benim amacım tabii ki daha iyi bir takımda oynamak. Önümüzdeki aylarda hangi takıma gideceğim belli olacak. Şu anda beni isteyen birçok takım var ama bunları açıklamak doğru olmaz. Önümüzdeki aylarda her şey zaten netleşecek.

-Menajerin kim? Geleceğinle ilgili nasıl planlar yapıyorsunuz?
Menajerim Borko Krunic. Yugoslav kökenli, deneyimli biri.. Şu anda geleceğim ile ilgili yavaş yavaş kendimi geliştirmeye çalışıyoruz. Bizim planımızda her zaman büyük kulüpler var ve olacaktır.

-“HAYALİM GALATASARAY’DA OYNAMAK..”-

- Hayalindeki takım(lar) ve çalışmak istediğin teknik direktör(ler) hangileri?
Her zaman İspanya’da futbol oynamak istedim. Böyle bir şeyin olması beni çok sevindirir. Hayalimdeki takım Real Madrid, Athletico Madrid ve tabii ki Galatasaray.. Biliyorum ki A.Madrid ve R.Madrid hedefim biraz tuhaf algılanabilir ama ben iki kulübü de çok seviyorum. Tabii en büyük hayalim R.Madrid forması giymek.
Galatasaray’ın ise küçük yaştan beri çok büyük bir fanatiğiyim.. Onun için kariyerimin bir noktasında Galatasaray'da oynamak isterim. Çalışmak istediğim teknik direktörler ise Jose Mourinho, Guus Hiddink, Luiz Felipe Scolari, Pep Guardiola, Frank Rijkaard ve bir de İngiltere menajeri Fabio Capello.. Guus Hiddink ve Frank Rijkaard'ın Türkiye’de çalışması da benim adıma çok sevindirici bir olay. Üstelik en çok sevdiğim iki takım olan Türkiye Milli takımı ile Galatasaray’ın menajerleri…

-“YA GALATASARAY, YA BURSASPOR..”-

- Galatasaray’a olan bu özel ilginden bahseder misin?
Küçük yaştan beri taraftarı olduğum takım Galatasaray.. Ben fanatik bir Galatasaray taraftarıyım ve inşallah ilerde şansım olursa sarı kırmızılı ekibin A takımında forma giymek istiyorum. Ancak bir de Bursaspor var tabii.. Aynı zamanda Bursaspor'a da sempatim var. Kendilerinden transfer teklifi de almıştım. Bu beni ayrıca mutlu etmişti. Eğer bir gün Türkiye’de bir takımda oynayacak olursam bu takımlar ya Galatasaray, ya da Bursaspor’dur.

- Peki, Bursaspor’a olan sempatin nasıl başladı? Yeşil beyazlı ekip seninle ne zaman ve nasıl temasa geçti?
Ben İtalya’dayken boş zamanlarımda Türkiye Süper Ligi’ni de takip ederdim. Babamın Balıkesirli olmasından ve taraftarının coşkusundan dolayı Bursaspor’a zaten bir sempatim vardı. Daha sonra Bursasporlu fanatiklerin içinde yer alan ve gerçekten çok sevdiğim Osman ağabeyim bana ‘Seni Bursaspor’a alsak ne güzel olur’ dedi.. Ben de ‘seve seve gelirim’ cevabı verdim. O da kulüpten yetkililere benim adımı ulaştırmış.. Bursasporlu yetkililerden biriyle menajerim görüştü. Ancak şuan bu konuda net bir şey yok.

-SOL AYAKLI MAICON-

- Futbol kariyerine geri dönelim.. Sol bek oynadığını biliyoruz. Sence iyi bir bek oyuncusunun hangi özellikleri olmalı? En beğendiğin veya geliştirmen gereken özelliklerin neler?
İyi bir sol bek oyuncusu olmak için bence topa iyi hakim olmak lazım. Çünkü sonuçta oyunu başlatan savunmadır. Ve panik sorunları da yaşamamanız lazım. Tabii ki benim her bölgede kendimi geliştirmem gerekli ve geliştiriyorum da.. En çok beğendiğim özeliklerim arasında topa iyi hakim olmam ve sadece sol bek değil, birçok pozisyonda kolaylıkla oynayabilmem var.

- Maicon gibi oyuncuya benzetilmek nasıl bir duygu? "Sol ayaklı Maicon" yakıştırması senin hırslanmanı mı, rahat olmanı mı sağlıyor? Mete ileride Maicon gibi gençlerin örnek alacağı bir futbolcu olabilecek mi?
Maicon gibi bir oyuncuya benzetilmek çok büyük bir gurur.. Sadece ben değil eminim ki futbolu izleyen çok kişi de taktir eder ki; Maicon dünyanın en iyi sağ beki veya en iyi değilse bile ilk 2 sırada yer alır.. "Sol ayaklı Maicon" sözü beni hem hırslandırıyor hem de rahatlatıyor. Bu rahatlık kendime güvenimi daha çok artırıyor, onun için de topa hakim olduğumda kendime çok güveniyorum. Hırslanma nedenime gelince; eğer insanlar bana böyle benzetmeler yapıyorsa bu demektir ki; bende bir ışık görmüşler.. Bunun kalıcı olması için kendimi daha çok geliştirmeye çalışıyorum. İnşallah bir gün beni de örnek alanlar olur. Ama bu da benim elimde olan bir şey.

-“KENDİMİ BİR TÜRK MARKASI OLARAK DÜNYAYA TANITACAĞIM”-

- Avrupa futbolunu ele alacak olursak, oynadığın mevkide üst düzey oyuncu bulmanın zor olduğunu görüyoruz. Bu seviyeye çıkabileceğini hatta geçebileceğini düşünüyor musun?
Oynadığım pozisyonumda iyi bir futbolcu bulmanın zor olduğuna katılıyorum. Ben bu anlamda kendime güveniyorum. Her zaman da kendime güvendim. Dünyanın en iyi sol beki olmak için olmasa da, dünyanın en iyi oyuncusu olmak amacıyla futbola başladım. Bu yüzden elimden geldiği kadar kendimi dünyaya bir Türk markası olarak tanıtacağım.

- Türkiye’deki sol beklerden beğendiğin isimler var mı?
Türkiye sol bek pozisyonunda çok zorlanıyor ama bence Hakan Balta çok iyi bir oyuncu. Ama bir tek Hakan Balta var.. Bu kadar az futbolcu olması Türkiye için iyi bir durum değil. İnşallah ilerde bu sorunu çözeriz.

- Peki, karşısında zorlanacağını düşündüğün bir Türk hücumcu var mı?
Arda Turan bence çok iyi bir futbolcu. Avrupa’da oynayacak yeteneği de kesinlikle var. Onun için bence bana zorluk çektirebilir. Başka Türk oyuncular da var ama karşısında zorlanabileceğim isim olarak Arda Turan en önemli hücum oyuncusu..

-“BENİ TÜRK MİLLİ FORMASIYLA GÖRMEK İSTERLERDİ”-

- Spor basınının sıkça tartıştığı konuya gelelim.. KKTC'nin milli takımının kurulduğunu varsayarsak; Türkiye ile KKTC arasında bir tercih yapmak zorunda kalsan hangisini seçerdin? Hangi etkenler bu seçimde belirleyici olurdu?
Bu çok zor bir seçim olurdu.. Niye diye sorarsanız; babam Türkiyeli, annem ise Kıbrıslı. Tabii ki her yönden Türkiye futbol olarak çok daha iyi.. Dünya kupasında, Avrupa şampiyonasında oynama şansım da daha çok olurdu. Bence Kıbrıslılar da beni Türkiye forması altında görmek isterdi.. Tarihe Kıbrıslı bir Türk milli oyuncu olarak geçmem için..

- Türk milli takımından sana ulaşan oldu mu?
Evet, bir kaç sefer benimle konuşan isimler oldu ama şu anda milli takıma çağrılma durumum netleşmedi.

-“TÜRKİYE’NİN İTALYA VE İNGİLTERE’DEN FARKI YOK, AMA..”-

- İtalya’da her zamanki yaşamından daha farklı bir kültüre, farklı bir dile, farklı bir sosyal ortama girdin. Buna alışmakta zorlandın mı? Adaptasyon sürecinden bahseder misin?
İlk başta biraz zorlandım ama arkadaşlarım ve Inter’deki çalışanlar bana çok destek oldular.. Adaptasyon sürecim de çok sürmedi. İtalyan dilini çok çabuk öğrendim ve 6 ay içerisinde artık dışarıya çıkıp dolaşabilecek hale gelmiştim. Dediğim gibi Inter Milan bana çok iyi baktı.

- İtalya ve İngiltere’deki profesyonellik anlayışı ile ilgili neler düşünüyorsun? Türkiye ile farkları neler?
Bence İtalya’daki futbol anlayışı İngilizlere göre çok daha iyi. Nedeniyse İngiltere’de çok lüzumsuz yere baskı yaratılıyor ve oyuncular çok büyütülüyor. İtalya’da ise kendi futbolunu gösterme şansı veriliyor oyunculara. Ama eğer profesyonellik anlamında konuşursak İngilizler bence dünyada en çok organize olan ve işlerini ciddiye alan ülkedir. Sadece futbolda değil genel olarak da böyle denilebilir. Türkiye’nin de çok büyük bir farkı yok aslında. Ama bana göre Türkiye’nin de İtalya ve İngiltere gibi gelişmesinde bir tek engel var; o da Avrupa Birliği’nde olmamasıdır.. Bu durum bazı engeller yaratıyor ve de Türkiye’nin futbol yönünden gelişmesini zorluyor.

-“ARDA TURAN BARCELONA’YA ÇOK UYGUN”-

- Peki, ülkemizdeki yetenekli oyuncuları Avrupa futbolunun neresinde görüyorsun?
Az önce de belirttiğim gibi bence Arda Turan üst düzey bir futbolcu.. Futbolu çok kolay oynayabiliyor.. Bazı insanlar katılmayabilir ama bence Barcelona’ya çok uygun bir futbol stili var. Bunun yanı sıra Volkan Demirel çok iyi bir kaleci, İngiltere’de bence dört büyük takımdan birinde oynayabilecek kapasitede. Nuri Şahin de çok büyük bir yetenek. Arsenal gibi bir kulübe çok iyi uyar. Hakan Balta çok iyi bir sol bek, bence en üst düzeyde ekipler olmasa bile Tottenham gibi takımlarda rahatlıkla oynayabilir. Bir de Sercan Yıldırım çok iyi bir futbolcu. Hem iyi bir golcü hem de tekniği çok iyi.. Avrupa’da büyük yerlere gelebilir.

- Türkiye’de beğendiğin isimleri öğrendik, dünyada en beğendiğin futbolcular kimler?
İdol futbolcularımın listesinin başında Maicon var. Ama en iyi oyuncuları konuşmak gerekirse Messi bence dünyanın gelmiş geçmiş en iyi oyuncusu. Maradona, Iniesta, Ronaldinho, C.Ronaldo, Ronaldo Lima, Zidane, Hagi de çok iyi oyuncular(dı). En çok beğendiğim futbolcular ise dediğim gibi Maicon, Messi, Carvalho, Ronaldo, Iniesta, David Villa...

-“POPÜLER OLACAĞIM”-

-Sen de bu saydığın isimler gibi çok popüler bir oyuncu olacağına inanıyor musun?
Tabii ki ben de popüler bir oyuncu olacağımı düşünüyorum. Çünkü bence benim karakterim popüler birisi olmak için de uygun.

- Futbolcuların popülerliğini sağlayan belli simgeleri vardır; saç şekli, dövme, bileklik vs gibi.. Sen böyle bir yol izliyor musun?
Ben de yakışıklıyım ve bu şekilde ilgi çekiyorum (gülüyor).. Bir de farklı saç stillerine çok ilgiliyim..

- Biraz futbol dışına çıkmışken, futbol haricinde nelerle vakit geçirdiğini de anlatır mısın? Hobilerin neler? Dinlediğin müzik tarzı nasıl? En son izlediğin film veya okuduğun kitap hangileri mesela?
Futbol dışında ailemle ve arkadaşlarımla zaman geçirmeyi seviyorum. Sinemaya gitmek ve arkadaşlarla zaman geçirmek en sevdiğim aktiviteler açıkçası. Tenis izlemeyi ve oynamayı da seviyorum. En zevk aldığım müzik tarzları ise House müziği ve Funky House.. En son izlediğim film çok kötüydu, ondan bahsetmek istemiyorum (Gülüyor).. Ama bir öncesinde izlediğim 'Avatar' çok güzel bir filmdi. Ben zamanım olmadığından maalesef pek kitap okuyamıyorum. Umarım ilerde kitaplara daha çok zaman ayırabilirim..

- Son olarak Kıbrıs’ta ve Türkiye’de sevdiğin şeyler neler?
Kıbrıs yaşamı bence çok hoş, bunu düşünme nedenim ise insanların birbirine çok bağlı ve çok sıcakkanlı olması. Bir de Kıbrıs’ın plajlarını ve doğasını çok seviyorum. Kıbrıs yavaş yavaş gelişiyor, yeni okullar, çok modern ve üst düzey tesisler açılıyor.. Bir gelişim göstermesi beni mutlu ediyor.. Türkiye hakkında düşüncelerim ise; bence çok hızlı gelişen bir ülke. Son zamanlarda artık ayağını yere basabilen bilen bir ülke durumunda. Türkiye’de özellikle İzmir’i ve İstanbul’u çok seviyorum. Türkiye’de tatil yapmak da hoşuma gidiyor..

- Mete, bu keyifli sohbet için Ajansspor.com adına sana teşekkür ederim. Umarım hedeflerine kısa sürede ulaşabilirsin.
İyi dilekleriniz için teşekkür ederim, başarılarınızın devamını diliyorum.

Nobre'nin oğlu yoğun bakımda..

Beşiktaş'ın resmi internet sitesinden yapılan açıklamada şöyle denildi:
"Futbolcumuz Mert Nobre'nin oğlu Nicolas Nobre bugün hastaneye kaldırılarak, tedavi altına alınmıştır...

Hisar hastanesinde tedavi altına alınan Nicolas Nobre'nin sağlık durumu ile ilgili açıklama ve teşhis, gerekli tetkiklerin tamamlanmasının ardından bugün saat 18.00'den sonra yapılacaktır. Kulübümüz'ün ve Kulüp doktorlarımızın da yakından ilgilendiği Nicolas Nobre şu an için yoğun bakımdadır....

Nicolas Nobre'nin yaşadığı sağlık sorunundan büyük üzüntü duyduğumuzu belirtir, acil şifalar diler; futbolcumuz Mert Nobre'ye ve ailesine geçmiş olsun dileklerimizi sunarız"

Bu gelişme ışığında Nobre'nin Kayserispor ile yapılacak zorlu maçın kadrosundan çıkartıldığı belirtildi.

Portsmouth dağıldı..

Dünyanın en prestijli ligleri arasında yer alan İngiltere Premier Lig'de son sırada bulunan ve girdiği ekonomik krizden bir türlü kurtulamayan Portsmouth kayyuma devredildi.

Yaklaşık 70 milyon sterlin borcu bulunan ve sezon başından bu yana 4 kez el değiştiren 112 yıllık geçmişe sahip Portsmouth, 16 puanla ligin son sırasında yer alıyordu.

Ceza olarak 9 puanı silinen ve en yakın rakibiyle arasındaki puan farkı 16'ya çıkan ''Pompey''in bu sezon ligden düşmesine kesin gözüyle bakılıyor. Kayyuma devredildiği için Portsmouth'un vergi borçları geçici olarak donduruldu.

Kulübün şu andaki sahiplerinden Balram Chainrai, daha önce yaptığı açıklamada, 26 Şubat Cuma gününe (bugün) kadar yeni bir alıcı bulunamaması halinde tek seçeneklerinin kayyuma gitmek olduğunu kabul etmişti.

Borçları ödeyebilecek yeni bir alıcı bulmak için Balram Chainrai ve kulüp başkanı Peter Storrie yoğun çaba harcıyordu.

2 yıl önce İngiltere Federasyon Kupası'nı müzesine götüren ''Pompey'', bu sezon ligin dibine adeta demir attı.

Teknik direktörlüğünü bir dönem Chelsea'yi de çalıştıran Avram Grant'ın yaptığı Portsmouth, bu sezon oynadığı 26 maçta yalnızca 4 galibiyet alırken, 4 kez de berabere kaldı.

Fener'i Liverpool yaktı..

Fener'i Liverpool yaktı..
(Ajansspor Dış Haberler Servisi)

Lille Teknik Direktörü Rudy Garcia'ya göre; Liverpool'la oynacak olmalarının motivesiyle Kadiköy'de son ana kadar mücadeleyi bırakmadılar..

Temsilcimiz Fenerbahçe'yi 2-1 rövanşına 1-1'lik skorla eleyen Fransız ekibinde turu getiren gol, 85. dakikada Adil Rami'nin kafa vuruşundan gelmişti..

Rudy Garcia Ligue 1'in resmi internet sitesine yaptığı açıklamada, "Liverpool bizi çok motive etti, bizi sona kadar sürükledi.. Avrupa Kupaları duyguyla ilgilidir. Şimdi Anfield'a yolculuk yapmanın mutluluğu ile seyahet edeceğiz.."

Ancak Fransız temsilcisinde zorlu mücadele öncesi Gervinho ve Debunchy'nin sakatlıkları sorun teşkil ediyor..

Güiza'ya milli davet.. İspanya Milli Takımı.

Güiza'ya milli davet..
(Ajansspor Dış Haberler Servisi)

İspanya Milli Takımı Teknik Direktörü Vicente Del Bosque 3 Mart Çarşamba günü Fransa'yla oynanacak özel maçın kadrosunu açıkladı..

Deneyimki taktisyen Fenerbahçe'de son zamanlarda zor günler geçiren Daniel Gonzales Güiza'ya kadroda yer verdi..

Kaleciler:
Casillas, Reina, Diego López

Defans: Sergio Ramos, Piqué, Puyol, Marchena, Albiol, Capdevilla, Arbeloa

Orta Saha: Senna, Xabi Alonso, Busquets, Xavi, Cesc, Iniesta, Navas, Mata,

Forvetler: David Silva, Villa, Torres, Güiza, Negredo

Emmanuel Emenike Transferin Yeni Gözdesi.

Transferin gözdesi olmaya hazır..
Bank Asya 1. Lig'de açık ara liderliğini sürdüren ve Turkcell Süper Lig için gün sayan Karabükspor'un golcü oyuncusu Emmanuel Emenike, transfer döneminin yeni gözdesi olmaya hazırlanıyor.

Turkcell Süper Lig yolunda adeta gün sayan Bank Asya 1. Lig lideri Karabükspor'da golcü oyuncu Emmanuel Emenike, transfer piyasasının en çok konuşulan isimlerinden birisi olmaya hazırlanıyor. Emenike'nin menajeri Mehmet Gölpunar, golcü oyuncuya birçok teklif olduğunu söyledi. Bu sezon oynadığı futbol ve attığı gollerle dikkatleri üzerine çeken Emmanuel Emenike'nin menajeri Mehmet Gölpunar, transfer söylentilerine açıklık getirdi.

-SÜPER LİG TAKIMLARININ LİSTESİNDE-
Mehmet Gölpunar, Emenike'nin birçok Süper Lig takımının listesinde olduğunu ve başarılı futbolcunun Bank Asya 1. Lig'de gol krallığı yarışında zirvede olduğunu belirterek, "Emenike'nin Karabükspor ile 3 yıllık anlaşması var. Kendisi Karabükspor'un futbolcusudur. Başkan Feridun Tankut ile verilmiş bir sözümüz var. Emenike, birçok takımdan teklif alıyor. Ancak Nijeryalı futbolcu Karabükspor'un malıdır. Başkan Feridun Tankut ne derse o olur" diye konuştu.

Aston Villa mı, Manchester mi ?

Aston Villa mı, ManU mu?
1961 yılından bu yana İngiltere'de gerçekleştirilen İngiltere Lig Kupası’nda; Premier Lig'den 20, alt liglerden de 72 takımın katılımıyla, toplam 92 takım karşılaşıyor.

İngiltere futbolunun önemli kupa organizasyonları arasında bulunan lig kupası 1982 yılından beri sponsorlarıyla anılıyor. 2003 yılından beri Carling Cup olarak anılan İngiltere Lig Kupası ve Premier Lig’in dev takımları Kanal a ekranlarından futbolseverlerle buluşuyor.

28 ŞUBAT 2010 PAZAR
SAAT 17.00
ASTON VILLA – MANCHESTER UNITED

İngiltere CARLING CUP sahibini buluyor.
Aston Villa ile Manchester United finalde karşı karşıya gelecek. Bu maç nefesleri kesecek… Yıldızlar topluluğu Manchester mı? Emin adımlarla ilerleyen Aston Villa mı? Bu prestijli kupayı kim kazanacak?

''Kalitemizi gösterdik..'

 ''Kalitemizi gösterdik..''
(Ajansspor Dış Haberler Servisi)

Atletico Madrid; UEFA Avrupa Ligi'nde son 16'ya kalırken, bunu son dakikada Galatasaray ağlarını havalandıran Diego Forlan'a borçlu..

Karşılaşamayı Marca'ya değerlendiren Uruguaylı; çok mutlu olduklarrını çünkü zorlu bir ekiple oynadıkları ve iki kulvarda şampiyonluk şanşlarının devam ettiğini söyledi..

"Ne kadar iyi bir takım olduğumuzu gösterdik. Çok maç oynadım ve yoruldum. Tabii ki de ilk 11'de başlamak isterdim, ama bu antrenörün kararı. Sonuçta o da sezonun geride kalanını düşünüyor."

"Hala çok önemli maçlarımız var, La Liga'yı da boşlamamalıyız.."

Atletico Madrid bir sonraki turda Portekiz temsilcisi Sporting Lizbon'la karşılaşacak..

25 Şubat 2010 Perşembe

Efes Maccabi'yi devirdi..

Efes Maccabi'yi devirdi..
NOTLAR..NOTLAR..NOTLAR..
Efes Pilsen’in EuroLeague Top 16 Turu, F Grubu’nda İsrail temsilcisi Maccabi Tel Aviv ile oynadığı karşılaşmaya basketbolseverler büyük ilgi gösterdi. Tribünlerde yaklaşık 8000 taraftar maçı izledi.

Karşılaşmayı izleyenler arasında Efes Pilsen Spor kulübü Başkanı Tuncay Özilhan yanında EuroLeague CEO'su Jordi Bartomeu yer alırken; Beşiktaşlı futbolcu Matteo Ferrari de maçı takip etti. Ferrari, arkadaşı olan Efes Pilsenli oyuncu Kaya Peker'e, maç öncesinde selamlaşarak başarılar diledi.

EFES PİLSEN: 63 - MACCABİ ELECTRA TEL AVİV: 56

SALON
Abdi İpekçi

HAKEMLER
Zoran Sutulovic- Boris Ryzhyk- Panagiotis Anastopoulos

EFES PİLSEN
Mario Kasun 14 (13 ribaund- 2 asist), Charles Smith 11 (3 ribaund), Igor Rakocevic 6 (2 ribaund- 3 asist), Preston Shumpert, Kerem Tunçeri 8 (2 ribaund- 2 asist), Bootsy Thornton 7 (6 ribaund- 4 asist), Kaya Peker 2 (11 ribaund- 2 asist), Bostjan Nachbar 6 (3 ribaund- 2 asist), Bojan Popovic 2 (2 ribaund), Ermal Kurtoğlu 2 (1 ribaund), Daniel Santiago 2 (2 ribaund), Ender Arslan 3 (1asist)

MACCABİ ELECTRA TEL AVİV
Raviv Limonad 4 (2 ribaund), Derrick Sharp, Andrew Wisniewski 5 (3 ribaund), Doron Perkins 9 (6 ribaund- 4 asist), Guy Pnini 3, Alan Anderson 7 (2 ribaund- 3 asist), Stephane Lasme 2 (5 ribaund- 1 asist), Chuck Eidson 2 (2 ribaund- 2 asist), David Bluthenthal 15 (5 ribaund- 1 asist), D’Or Fischer 9 (7 ribaund)

1.PERİYOT 21-14
2.PERİYOT 14-16
3.PERİYOT 12-14
4.PERİYOT 16-12

Euroleague TOP 16’da mücadele eden temsilcimiz Efes Pilsen, F Grubu’ndaki 4. maçında Abdi İpekçi Spor Salonu’nda konuk ettiği İsrail ekibi Maccabi Electra Tel Aviv’i 63-56 mağlup etti.

Büyük taraftar desteği ile çıktığı karşılaşmaya Kerem Tunçeri- Bootsy Thornton- Charles Smith- Kaya Peker- Mario Kasun ilk beşiyle başlayan Efes Pilsen, tecrübeli oyun kurucusunun üçlüğüyle perdeyi açtı. Maccabi Electra’yı üst üste 7 hücumdan boş döndüren temsilcimiz, Smith’in isabetli atışı ve Kasun’un birer tip ve smacı ile skoru 9-0’a getirip rakibine mola aldırdı. Moladan toparlanarak dönen İsrail ekibi, Andrew Wisniewski ve Guy Pnini’nin üçlükleriyle farkın açılmasını engelledi. Ancak özellikle Kasun ile her iki pota altında üstünlük kuran Efes Pilsen, 8. Dakikada farkı yeniden 9’a (17-8) çıkardı. Maccabi’den Alan Anderson’un son saniye basketiyle biten ilk çeyrek, Lacivert-Beyazlılar’ın 21-14 üstünlüğü ile geride kaldı.

Doron Perkins’in ikinci periyodun başındaki fast-break sayısına Thornton’un üçlüğü ile yanıt veren Efes Pilsen’de bu isabetin ardından kullanılan 4 üçlük atış hedefi bulmazken skor üretmeye devam eden İsrail ekibi 14. dakikada skora denge (24-24) getirdi. Temsilcimizin aldığı molanın ardından ilk kez öne geçen Maccabi Electra, savunmasını sıkılaştırıp hızlı hücum silahını kullanmaya başlayınca Efes Pilsen antrenörü Ergin Ataman yeniden mola istedi. Bu periyodun ilk 7,5 dakikasında 5 sayı üretebilen Lacivert-Beyazlılar, ikinci moladan sonra çıkışa geçti. Temsilcimiz Ender Arslan’ın üçlüğü, Bostjan Nachbar’ın orta mesafeli atışı ve Igor Rakocevic’in turnikesi ile 7-0’lık seri yakalayıp 33-30 öne geçince molayı bu kez Maccabi Electra antrenörü Pini Gershon aldı. Kalan bölümde de sayı kaydedemeyen rakibi karşısında Efes Pilsen, soyunma odasına 35-30 üstünlükle gitti.

Üçüncü çeyreğe dört oyuncu değişikliği ile giren Lacivert-Beyazlılar’ın ilk sayılırını Kerem attı. Ancak İsrail ekibi bu baskete D’Or Fischer’in 4, Perkins’in de 3 sayısıyla yakaladığı 7-0’lık seri ile karşılık verip skoru eşitledi (37-37). Temsilcimizde ise devreye yine Kasun girdi ve 6 sayı kaydedip 28. dakikanın sonunda takımını 45-40 öne geçirdi. Son bölümünde Maccabi Electra’nın Wisniewski ve Anderson; Efes Pilsen’in de Rakocevic ile skor ürettiği 3. çeyrek 47-44’lük skorla noktalandı.

Final periyoduna Nachbar ve Daniel Santiago’nun smaçlarıyla başlayan Lacivert-Beyazlılar’a yanıt David Bluthenthal ‘dan geldi. Son 5 dakikaya girilirken Kasun’un bir ribaunt mücadelesinde Maccabi Electra’nın savunduğu çemberin filesini koparması nedeniyle maç bir süre durdu. Karşılıklı iki üçlükle süren mücadelede rakibine ribauntlarda üstünlük sağlayan temsilcimiz, Nachbar’ın turnikesi, Kasun’un ikinci şans sayısı ve Smith’in pota altı basketi ile son dakikaya 4 sayı önde (60-56) girdi. Bunun ardından rakip hücumu da durduran Lacivert-Beyazlılar’da Smith bir de üçlük isabeti buldu. Böylece maçı 63-56 kazanan Efes Pilsen, F Grubu’ndaki 2. galibiyetini elde ederek iddiasını sürdürdü.

İki takım arasında deplasmanda yapılan ilk maçı 72-62 kazanan İsrail ekibi, olası bir puan eşitliği durumunda Efes Pilsen'e averajla üstün sayılacak.

Tuncay sahnede, Stoke son 8'de

Tuncay sahnede, Stoke son 8'de
(Ajansspor Dış Haberler Servisi)

Milli futbolcumuz Tuncay Şanlı'nın formasını giydiği Stoke City, İngiltere Federasyon Kupası 5. tur tekrar maçında Manchester City'yi Britannia Stadı'nda konuk etti.

İki ekip arasında City of Manchester Stadı'nda yapılan maç karşılıklı gollerle 1-1 sona ermiş ve çeyrek finale yükselecek ekibin kim olacağı tekrar maçına kalmıştı.

Tuncay'ın yedekler arasında yer aldığı maça Stoke; Sorensen, Whitehead, Shawcross, Huth, Collins, Lawrence, Whelan, Diao, Delap, Sidibe, Fuller 11'i ile başladı.

Konuk City ise sahada; Given, Richards, Onuoha, Lescott, Bridge, Zabaleta, Ireland, Kompany, Barry, Bellamy, Adebayor 11'i ile yer aldı.

İlk yarısı golsüz sona eren mücadelenin genelinde oyuna hakim ve etkili gözüken taraf City olurken, yakaladığı pozisyonları değerlendiremedi. Ev sahibi Stoke ise, ilk yarının son bölümlerinde oyunu dengelese de gol bulmakta başarılı olamadı.

54. dakikada Stoke Teknik Direktörü Tony Pulis, Salif Diao'nun yerine Tuncay'ı oyuna aldı.

80. dakikada Stoke öne geçmeyi başardı.. Tuncay'ın şık pasıyla savunma arkasına sarkan Kitson sol ayağıyla topu sol köşeden ağlara yolladı ve takımını öne geçirdi: 1-0

City bu gole cevap vermekte gecikmedi. 81. dakikada Bridge'in yaptığı ortayı Adebayor göğsüyle Bellamy'e indirdi; Galli oyuncu da skora denge getirdi: 1-1

Gollerin peşpeşe geldiği maçın 82. dakikasında Manchester City 10 kişi kaldı. Formasını çeken Shawcross'un yüzüne temasta bulunan Togolu golcü Adebayor doğrudan kırmızı kartt gördü. Kırmızı karta olan tepkisini hakemi alkışlayarak gösteren Bellamy de sarı kartla cezalandırıldı.

Kalan dakikalarda skor değişmeyince, normal süre 1-1'lik eşitlikle tamamlandı ve tekrar maçı uzatmaya kaldı.

Uzatma bölümüne sayısal avantajla giden Stoke, 10 kişi oynayan rakibi karşısında 96. dakikada golü buldu. Delap, meşhur uzun taç atışlarından birisini kullandı, Shawcross da bu servisi golle sonuçlandırdı: 2-1

İlk goldeki katkısıyla takımına skor avantajının gelmesinde rol oynayan Tuncay Şanlı, 99. dakikada sahneye çıktı. Topu ceza sahası içinde tam olarak kontrol edemeyen milli oyuncu, yine de Zabaleta ve Richards'tan önce davranıp meşin yuvarlağı sol ayağıyla ağlara yolladı ve takımını rahatlattı: 3-1

101. dakikada skorun verdiği keyfi doyasıya yaşayan Stoke taraftarı, Manchester City Teknik Direktörü Roberto Mancini'ye "Sabah olduğunda kovulmuş olacaksın" diye tezahüratta bulundu.

İlk uzatma devresinde sonuç değişmezken, ikinci bölümde maça tutunmak isteyen Manchester City aradığı golleri bulamadı ve karşılaşma Stoke City'nin 3-1'lik galibiyetiyle tamamlandı.

Tuncay'ın galibiyete katkı yaptığı maçta City'yi deviren Stoke, FA Cup çeyrek finalinde Premier League lideri Chelsea ile eşleşti.

FA Cup'ta gecenin sonuçları
Stoke City (1) 3 - 1 (1) Manchester City (Uzatmalarda)
West Bromwich (2) 2 - 3 (2) Reading (Uzatmalarda)
Aston Villa (2) 3 - 1 (2) Crystal Palace
Tottenham (1) 4 - 0 (1) Bolton

Not
Parentez içindeki sonuçlar ilk maçların skorlarıdır..

FA Cup'ta çeyrek final eşleşmeleri
Chelsea - Stoke City
Fulham - Tottenham
Reading - Aston Villa
Portsmouth - Birmingham City

Ozan İpek'te adres İbrahim Yazıcı..

 Ozan İpek'te adres İbrahim Yazıcı..
Engin Kırkpınar'dan gelen yazılı açıklama şu şekilde;
'Ozan İpek'in resmi temsilcisi olarak son günlerde oyuncumuzla ilgili konuşulan olumsuz haberlerin oyuncumuzu ve de bizi sıkıntı içine sokması sebebiyle rahatsızlığımızı dile getirir ve ne futbolcumuz Ozan İpek'in, ne de kendimizin transfer dedikoduları içinde yer almak istemediğimizi beyan ederiz.

Zira oyuncumuz Ozan'ın transfer dedikoduları ile uğraşmak şöyle dursun, iki tane büyük hedefi bulunmaktadır ki bunlardan birisi Bursaspor'un şampiyonluğu ve ikincisi A Milli takıma gitme isteğidir. Kaldı ki futbolcumuza şu an herhangi bir transfer teklifi de yoktur. Bununla beraber eğer Ozan İpek'i transfer etmek isteyen kulüpler varsa ya da olursa, doğal olarak zaten Bursaspor Başkanı sayın İbrahim Yazıcı ile görüşecektir ve de görüşmelidir. Nitekim bir kez daha altını kalınca çizmekte fayda vardır ki oyuncumuza herhangi bir resmi teklif zaten vuku bulmamıştır.

Oyuncumuz Ozan İpek, Bucaspor'da oynarken Bursaspor tarafından takip edilmiş ve Bucaspor'daki çıkışı ve gösterdiği performans nedeni ile beğenilmiş, sayın hocamız Ertuğrul Sağlam'ın oyuncunun alınması yönündeki raporu doğrultusunda da sayın Başkan İbrahim Yazıcı onayı ile transferi gerçekleştirilmiştir. Şüphesiz Bursaspor şimdilerde şampiyonluğun önemli adaylarından birisi durumuna gelmiştir ve oyuncumuz da bu bağlamda elinden geleni yapmaktadır. Ancak ne var ki Ozan İpek'in performansını olumsuz etkileyecek, olumsuz ve de asılsız dedikodulardan oyuncuyu bizzat uzak tutmak gerektiğinden bu dedikodulara son vermek istiyoruz. Zira transfer sezonu da Haziran ayında başlayacağı için bu konular tamamıyla İbrahim Yazıcı ve kulübü ile alakalıdır, onları bağlamaktadır. Üstelik futbol etik kurallarına göre de sözleşmesi devam eden bir oyuncunun sözleşmesi devam ettiği süre zarfında kendi kulübünün izni olmadan görüşme yapması da doğru değildir ve zaten bu tür görüşmeler de hiç gerçekleşmemiştir.

Bilinmesi gereken en önemli hususlardan birisi de Ozan İpek'in 2012 yılına kadar Bursaspor'un sözleşmeli oyuncusu olduğudur. Bu sebepledir ki ne oyuncumuz ne de biz bundan sonrasında "Transfer dedikoduları" başlığı altında anılmak istemiyoruz.

Saygılarımızla


ENGİN KIRKPINAR
Turkish Football Federation
Licensed Player's Agent
License No: 0047

''Topuz-Gökhan ikilisi kalsaydı..''

''Topuz-Gökhan ikilisi kalsaydı..''
Kayserispor Kulübü Genel Menajeri Süleyman Hurma, Her Çarşamba Radyospor’da Beşiktaş’ın nabzını yakından tutan “Alper Üstündağ ile Kazan Kaynıyor” programına katıldı. İşte Süleyman Hurma’nın önemli mücadele öncesi iddialı açıklamaları…

“Beşiktaş’ı Yine Yeneceğiz”
İlk yarıda oynadığımız maçı İnönü stadında 1-0 kazanmıştık. Tabiî 22.hafta geçilirken puan tablosunda ilk 5 içinde yer alıp liderle aramızda az bir puan farkı olsada haddimizi bilerek konuşmalıyız. Kesinlikle Beşiktaş, bu ligin büyük takımlarından bir tanesi ve çok güçlü bir kadroya sahip.Sezon başından beri zorluklar ve sıkıntılarla boğuşsalarda şampiyonluk yarışını bırakmak istememeleri bu maçın zorluk derecesini arttırıyor. Sakat ve cezalı oyuncularımızın olmasına rağmen Cumartesi akşamı en iyi futbolumuzu yine sahaya yansıtarak 3 puanı saha ve taraftar avantajımızıda kullanarak hanemize yazdıracağız inancındayım…

“Beşiktaş, En İyi Şekilde Ağırlanacaktır”
İlk yarıda İnönü stadında oynanan maç öncesi, Mehmet Topuz transferi esnasında yapılan açıklamaların yanlış anlaşılmasından dolayı Beşiktaş taraftarı hak etmediğime inandığım biçimde bana tepki göstermişti. Maalesef bu işlerin içerisinde olan insanlar olarak bu tip tepkilere alıştık diyebilirim. Görev yaptığım Trabzonspordan da, Samsunspor’dan da layıkı ile ayrılmıştım yıllardır ise Kayserispor’un başarısı için ter döküyorum sarı kırmızılı kulüple özdeşleşmiş durumdayım ve bunun bilincinde olarak hareket ediyorum. Yaşanan tepkiler geride kaldı biz Beşiktaş futbol takımınıda, yönetiminide, taraftarınıda çiçeklerle karşılayacağız en iyi şekilde ağırlayacağız.Futbolun güzellikleri aslında bu noktalarda yatıyor.Biz dostuz acısıyla tatlısıyla bu ligin içerisinde yer alıyoruz. Asla yanlış anlaşılmak istemem…

“Mehmet Topuz-Gökhan Ünal İkilisi Kalsaydı Farklı Önde Olurduk”
Mehmet Topuz ve Gökhan Ünal Kayserispor’a büyük katkılar sağlayarak transfer olmuşlardır ve beklenen parayı kazandırmışlardır. Tabi böylesine kaliteli 2 oyuncuyu kaybetmek bizim için çok zor oldu yinede ayakta durmaya çalıştık ve başardık.Özellikle altını çiziyorum bu iki oyuncumuzun yanı sıra, Eren, Ali Turan ve Toledo şanssızlıklarınıda yaşamasaydık çok net söylebilirim ki zirveye puan farkı ile otururduk.Kadromuzda 15 tane Ümit milli takımda oynayan genç oyunucu var yani gelecek vaad eden bir ekibimiz var. Tesis ve stadımızlada şampiyonluğa, şampiyonluklarada adayız bundan sonrada Kayserispor olarak zirvede olmak için yarışmaya devam edeceğiz…

“Makakula Transferi Süper Lig’in Kalitesini Artırmıştır”
Oluşturduğumuz Transfer komitesi sistemi çok iyi işliyor. Örneğin ; Aziza Makakula sadece Kayserispor için değil Türk futbolu adınada önemli bir transferdir. Avrupa şampiyonluğu yaşamış Sevilla’nın kadrosunda yer alan bir oyuncuydu kendisini biz geçtiğimiz sene devre arası alacaktık ancak Bolton’a kaptırdık sezon başında alabilmek nasip oldu ne kadar doğru bir karar olduğunu herkes görmüştür sanırım, bir gol kralı daha çıkaracağız düşüncesindeyim.

“Dünya Yıldızlarını, Yıldız Olacakları Getireceğiz”
Ayrıca Makakula ile birlikte belirlediğimiz 7-8 santrafor adayıda o dönem 500.000 ile 1.5 milyon euro arası değişirken gittikleri kulüplerde gol krallığına oynayarak rakamlarını yükseltmişlerdir böylelikle transferde önemli isimlerle doğru yolda yürüdüğümüzü teyit ettik diyebiliriz.İnşallah bundan sonra daha iyilerini getireceğiz dünya yıldızlarını yıldız adaylarını sarı kırmızılı camiaya kazandıracağız. Anadolu kulüplerinin en büyük temsilcilerinden biri haline geldik bundan dolayı transferde hata yapma lüksüne sahip değiliz.